| Konu: | TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU VE TÜRK MEDENİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 30.04.2014 |
TUFAN KÖSE (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle -yarın- emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayısın bütün dünya halklarına, emekçilerine, insanlığa hayırlı olmasını diliyorum, barış getirmesini diliyorum, özgürlükler getirmesini diliyorum.
Ama maalesef ülkemizde iktidarın keyfî uygulaması sonucu bu sene yine emekçilerimiz, işçilerimiz, sendikalarımız, sivil toplum örgütlerimizin 1 Mayıs anılarında çok önemli yeri olan, manevi değeri çok yüksek olan Taksim Meydanı Başbakanın, İstanbul Valisi yerine geçen Başbakanın keyfî tutumuyla yasaklanmıştır.
Yarın aynı zamanda Regaip Kandili. Bütün duaların kabul olacağı bir gün; bütün dünyadaki Müslümanlar için çok özel ve önemli, manevi değeri yüksek olan bir gün. Onu da kutluyorum bugünden. Şimdi, Sayın Başbakan nasıl dua edecek yarın acaba; işçiler emekçiler orada gaz yerken, işçilere, emekçilere orada TOMA'larla su sıkılırken, polis copuyla coplanırken merak ediyorum.
Şimdi, bir açıklama yapıyorlar, diyorlar ki: "Kamu güvenliğini sağlayamayacağız, kamu düzeni bozulacak. Çeşitli terör örgütleri ve uzantıları işçilerin arasına sızacak." E, sen devletsin kardeşim, bunları tespit edeceksin, o alana almayacaksın. Şimdi, 1976'da kutlandı bu 1 Mayıs. Hiçbir olay oldu mu? 1977'yi saymıyorum, 1977'de derin işler vardı. 2010'da kutlandı. İstanbul İl Başkanlığınızın bir afişi var 2010'da, hatırlayın. Ne demiş 2010'da? "Artık 1 Mayıs hem bayram hem Taksim'de, kutlu olsun." 2010'da bir olay yok, 2011'de bir olay yok, 2012'de bir olay yok ama 2013'e geliyoruz yasak, Başbakanın keyfî, 2014'e geliyoruz yasak. Ya, her şeyin doğrusunu sen mi biliyorsun Sayın Başbakan? Yani, Allah'ın bir tek doğrusu sen misin? Nedir bu inat? Niye işçiler kendileri için anıları olan, manevi değeri yüksek olan Taksim'de 1 Mayısı kutlamasınlar? Ne zarar gördü bu işten bu memleket? Bu anlamda, bu akıl dışı, bu mantık dışı, bu hukuk dışı yasağı da kınadığımı belirtmek istiyorum.
Son söz bu konuda: "Her yer Taksim, her yer direniş, her yer 1 Mayıs."
Değerli arkadaşlarım, şimdi önümüzde bir kanun tasarısı var. Tarımla ilgili bir kısım düzenlemeler yapılıyor. Bizim grubumuz da bu kanunun lehinde oy kullanacak. Ama, özellikle Çorum'umuzda Oğuzlar ilçemiz var, küçük bir ilçemiz, 6.500 nüfuslu ama cevizi çok bilinen bir ceviz. Belki birçoğunuz sofralarınızda da Oğuzlar cevizini yemişsinizdir. Çok verimli bir ağaç; çok beyaz, içinden tam hâlinde çıkıyor. Birçok yerde "Oğuzlar cevizi" diye satıyorlar başka cevizleri de.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Şebin cevizini tutmasa da iyidir.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Yok yok, tutuyor tutuyor.
Şimdi, 28-29 Martta bir don felaketi yaşadık Oğuzlar'da ve Oğuzlar'daki ceviz tarımının yüzde 80'i dondan dolayı yandı. Yani, bir gün evvel yemyeşil olan o bahçeler bir gün sonra maalesef yangın yerine döndü. Yani, tam bir don felaketi yaşandı. İlçe Tarım Müdürlüğü geldi, tespit yaptı, "Burada cevizde yüzde 80 hasar oluşmuş." dedi. Yüzde 80 hasar oluşmasına rağmen, hâlâ buralar doğal afet kapsamına alınmadı. Birçok çiftçimiz ekonomik nedenlerden dolayı tarım sigortası yaptıramadı, tarım sigortası yaptıramadığı için, herhangi bir doğal afet kapsamına da alınmadığından, herhangi bir zarar karşılanması yapılmıyor. Hâlbuki 2004'te ve 2006'da yaşanan don felaketlerinde bu alanlar doğal afet alanı ilan edildi ve çiftçinin zararı karşılandı. 2014 yılında doğal afet alanı hâline getirilmemesinin sebebi acaba 2014'te yapılan yerel seçimlerde Oğuzlar halkının Adalet ve Kalkınma Partili Belediye Başkanı yerine Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanını seçmeleri midir? İnsanlar bu endişeyi taşımaktadır. Tabii, bir kısım çiftçimiz de sigorta yaptırdı ama sigorta yaptıranlar da... Sigorta şirketinin eksperleri geldi, hasar var, ilçe tarım tespit etmiş ama dediler ki: "Çiçeklenme dönemi, biz şimdi ödeyemeyeceğiz." Yan çiziyorlar. Yani, sigorta yaptıramayana bir faydamız olmadığı gibi, sigorta yaptıranlar da zararlarını alamadı maalesef Sayın Bakan.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, Oğuzlar çiftçisinin sorunu çözülmelidir, bana göre bu Türkiye'nin de sorunudur. 6.500 nüfuslu bir kente 5-6 milyon liralık değer katmaktadır. Kadın işçi istihdamını sağlamaktadır çünkü iç ceviz hâline getirilmektedir. Bir an önce doğal afet kapsama alanına alınarak Oğuzlar çiftçisinin zararı karşılanmalıdır. Ziraat Bankasına, özel bankalara, SGK'ya olan prim borçları faizsiz olarak ertelenmelidir, elektrik borçları ertelenmelidir ki Oğuzlar'daki ceviz tarımı sürdürülebilirliğini devam ettirsin, bütün Türkiye'miz de Oğuzlar cevizini yiyebilsin.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)