GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU VE TÜRK MEDENİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:83
Tarih:30.04.2014

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 564 sıra sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve Medeni Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın 4'üncü maddesi üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarı üzerinde konuşmama geçmeden önce tüm emekçilerin 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı gönülden kutluyor, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya özlemiyle tüm emekçileri selamlıyorum.

Üzerinde görüştüğümüz kanun tasarısının 4'üncü maddesinde ve tasarının genelinde ön plana çıkarılan temel gerekçe daha verimli ve ekonomik tarımsal üretimin önünü açmak, daha büyük ölçekli tarımsal işletmelerin teşekkülünü mümkün kılmak, böylece tarımdan elde edilen geliri artırmak ve bu hedeflerin gerçekleşmesinde fiilen engel olarak görülen tarım arazilerinin özellikle miras yoluyla küçülmelerinin önüne geçecek tedbirler almak biçiminde özetlenebilir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elbette tarımsal politika ve planlamalar bir ülke nüfusunun en başta sağlıklı ve yeterli beslenebilme olanaklarının istikrarlı bir biçimde sağlanabilmesi açısından önemli bir yere sahiptir. Diğer taraftan, toprak ve tarım politikaları doğal kaynakların makul kullanımı açısından da büyük bir önem arz eder. Üzerinde görüştüğümüz tasarının öngörüleri incelendiğinde, elbette tarımsal üretimin artırılması, tarım arazilerinin verimli biçimlerde kullanılması ve çeşitli açılardan tasarruflar sağlanması bakımından önemli bulduğumuzu belirtmeliyim.

Diğer taraftan, yine belirtmek gerekir ki toprak da tıpkı hava gibi, su gibi doğal kaynakların en önemlileri arasındadır. Bu açıdan ele alındığında, altını çizerek belirtmek gerekir ki bir ülkenin doğal kaynaklarının kullanımına dair politikalar bir bütün olarak tutarlılık arz etmek durumundadır. Öyle ki bir ülkenin toprak politikası, hava politikası, su politikası ekolojik dengeye saygılı, diğer canlı türlerinin yaşam alanlarını yok etmeyen ve neoliberal kâr güdülerine teslim olmayan bir nitelik barındırdığında anlamlı olacaktır.

Değerli milletvekilleri, küresel iklim değişikliği başta olmak üzere, diğer önemli ekolojik sorunlar, biyoçeşitlilik kaybı, azot çevrimi, fosfor döngüsü sorunları, okyanusların asitlenmesi, kimyasal kirlilik, çölleşme, toprağın bozulması, tatlı su kaynaklarının kirlenmesi ve temiz su sıkıntısı, hava kirliliği, ormanların yok olması ve bununla birlikte ortaya çıkan ekolojik kriz ile birlikte, genelde dünya ve özelde ülkemiz yeni bir döneme doğru evrilmektedir.

Tüm bu bahsettiğimiz sorunlar elbette Türkiye'nin ve dolayısıyla mevcut Hükûmetin de problemi olmalıdır. Öyle ki tarımsal alanda verimliliği öngören yasal düzenlemelere karşın, AK PARTİ Hükûmetinin hava kirliliği ve su kaynaklarının kullanımı açısından yürüttüğü politika karnesi oldukça zayıftır ve neoliberal kâr hırsının güdümündedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hidroelektrik santralleri su kaynaklarımızı tehdit etmeye devam ediyor ve maalesef ilgili bakanlıklar bu uygulamadan vazgeçmemektedirler. Yine, Türkiye'nin Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı'nda hâlâ genel bir ulusal sera gazı emisyon hedefi bulunmamaktadır. Kopenhag uzlaşmasıyla 140'tan fazla ülke sera gazı azaltım, sınırlama ya da gönüllü projeler için bildirimde bulunurken Türkiye herhangi bir taahhüt vermekten kaçındı. Bilindiği gibi, sera gazlarının miktarındaki artış gezegenin sıcaklık ortalamasının artmasına yani küresel ısınmaya yol açmaktadır. Diğer taraftan, Türkiye'de 215 milyon metrekare arazi mayınlarla kaplıdır ve bu arazilerin büyük bir kısmı nitelikli tarım arazisidir. Kişi başına düşen birim arazinin azlığı öngörülerek Genel Kurul gündemine getirilen bu kanun tasarısının lafzı ile Türkiye'nin mayınlı arazileri temizleme konusundaki ağırdan alma tutumu arasında büyük bir çelişki bulunmaktadır.

Toprağın, havanın, suyun ve diğer tüm doğal kaynakların ekosistemle uyumlu biçimde değerlendirilmesinden yana olduğumuzu belirterek konuşmamı bitiriyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum.