GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK ESKİ BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR HAKKINDA BİR MECLİS SORUŞTURMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGENİN (9/5) ÖN GÖRÜŞMESİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:84
Tarih:05.05.2014

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar, işini bilen adam Ali Ağaoğlu. Yıl 2011, işini bilen adam satın aldığı arsanın inşaat katsayısını artırmak ve imar alanını genişletmek istiyor yani havadan zengin olmak istiyor, Büyükşehir Belediye Başkanlığına başvuruyor. Yer İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yıl 2012, Büyükşehir Belediyesinin AKP'li ve Cumhuriyet Halk Partili meclis üyeleri havadan zenginleşmeyi oy birliğiyle reddediyorlar. Bunun üzerine, işini bilen müteahhit Ali Ağaoğlu "Belediye Başkanı ve üyeleri kim oluyor?" diyor, muhatabı ülkenin Başbakanı. Başbakan, işini bilen adamın işini "Derhâl halledin." diye Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar'a talimat veriyor. Bakan, bakanlık yetkisi ve Başbakanın talimatıyla arsanın bulunduğu alanı özel proje alanı ilan ediyor ve böylece kat artışı ve imar alanının genişlemesiyle işini bilen adam trilyonlarca liralık gelir elde ediyor. Yer Bakırköy ilçesinde, hipodrom karşısında 70 dönümlük arazidir. Hedef, arsanın 40 dönümlük park alanını işini bilen adamın talebiyle 25 dönüme düşürmek, kazanılan 15 dönümde yani yeni açılacak 15 dönümlük bir imar alanında emsal değişikliği ve kat yüksekliği elde ederek trilyonlar vurmaktır.

Biz milletvekilliği yapalım, insanlar emekleriyle çalışsınlar, onlar televizyonun karşısına çıkıp, reklam filmlerinde oynasınlar ama trilyonları böylece, sadece bir çırpıda elde ediversinler. Savcının önündeki yasal olarak yapılmış dinleme kayıtlarında Belediye Meclisinin AKP'li üyesi ve İmar Komisyonu Başkan Vekili Timur Soysal ile arasında geçen konuşmanın dökümünde Ağaoğlu kat yüksekliği için şöyle diyor: "63 değil, 70 metre olacak." Daha sonra devam ediyor: "Bak, ben onu Bakanlığa yaptırmadım, açık ve net konuşuyorum -konuşan Ağaoğlu, kayıtlarda geçiyor, dinleme yasal- Başbakana yaptırttım. Yani, yapmadınız, yapmadınız, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Bey bin kişinin önünde söz verdi bana 'Bu ay' dedi, 'Önümüzdeki ay' dedi, yapmadı, ben de gittim sayın patrona söyledim. Büyük patron da, o direkt bana talimat verdi, şimdi oldu." Bütün bunların hepsi Başbakanın dediği üzere paralel devletin işi.

Peki, Sayın Başbakan, Sayın Bakan da paralel devletin adamı mı? Neden bunu söylüyorum? Sözü edilen arsa üzerinde bahsi geçen bu değişiklikler gerçekleşti mi? Evet. Menfaat sağlandı mı? Evet. Savcılar tarafından zanlılarla ilgili hükümler doğrultusunda yasal yollarla dinleme yapılarak deliller elde edildi mi? Evet. Olay ortaya çıktığında Bakanın ifadesiyle "Başbakan tarafından bize baskı yapılıyor, bir elimde deklarasyon kâğıdı, bir elimde istifa kâğıdı var." denildi mi? Evet. Bakan, "Rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle beni ve Başbakanı rahatlatacak deklarasyonu yayınlayınız. Tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum." dedi mi? Evet.

OKTAY VURAL (İzmir) - Dedi.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Ardından, "Soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakanın onayıyla yapıldı, imar değişikliğinin sorumlusu Başbakandır. O da istifa etmelidir." diye Sayın Bakan söyledi mi?

OKTAY VURAL (İzmir) - Söyledi.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Evet. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu bir itiraf mıdır? Evet. Suça azmettirilip itham edilen Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından itiraf mıdır? Evet. TOKİ'den sorumlu Bakan tarafından mıdır? Evet.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin savcıları yasalar çerçevesinde suç ortağını ortaya çıkartmıştır. Başbakan ve Hükûmet inkâr etmiştir. Yasal olarak yapılan dinlemeler kamuoyunda ifşa edilmiştir, Başbakan ve Hükûmet inkâr etmiştir. Ardından, "Siz kim oluyorsunuz, bakanlar hakkında gizli soruşturma yapıyorsunuz?" denilmiş, savcılar görevden alınmıştır. "Siz kim oluyorsunuz, bakanlara haber vermeden suçlu dahi olsalar bakan çocuklarını, iş bilen iş adamlarını tutukluyorsunuz?" denilmiş, polis şefleri ve polisler görevden alınmıştır. Sonra, suçlular değil, suçlulardan önce soruşturan savcılar hakkında yargılama izinleri verilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, Pakistan dönüşünde uçakta medyaya konuşan Sayın Başbakan Zekeriya Öz'le ilgili "Ergenekon davası başarısı dolayısıyla 2 kez terfi ettirdik ancak onu, isteği doğrultusunda bölge savcılığı makamına getirmedikleri için son yolsuzluk ve rüşvet davalarının üzerine gitmiştir." dedi. Hani yargı bağımsızdı? Hani atamalar Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yapılıyordu? Tüm bunların gerçek olmadığı görüldü. Suç ağının bizzat içinde olan Çevre ve Şehircilik Bakanı istifa etmeden önce "Azmettiren Başbakandır, ben istifa ettiriliyorsam o da istifa etmelidir." dedi.

Değerli arkadaşlarım, en çok üzücü olan Sayın Başbakanın burada 23 Nisanda yaptığı konuşmadır. Cumhurbaşkanıyla ilgili bir yolsuzluk olayının burada konuşulduğunu hiç duydunuz mu? Hakkında "tape", CD, herhangi bir itham çıkartıldığını hiç duydunuz mu? Ama kirlilik anlayışı öyle bir sarmıştır ki "Beni yok ederseniz hepinizi yok ederim." tehdidi, "Ben varsam siz varsınız." tehdidi Sayın Cumhurbaşkanına kadar uzanmıştır. Başbakan "Bu 'tape'ler Cumhurbaşkanı için de vardır, Cumhurbaşkanı da dinlenmiştir." demiştir hiç gerek yokken. Neden? Yolsuzluk ve rüşvet ağının içine Sayın Cumhurbaşkanını da çekmek istemiştir.

Şimdi deniliyor ki: "Biz masumuz.", "Masumiyet karinesi..."

Peki, Ergenekon'da yargılanan, Balyoz'da yargılanan, müebbet hapse çarptırılan o insanlar yargılanırken paralel devlet hiç aklınıza gelmiyor muydu? Orada onlar, masum insanlar ölürken, paralel devlet hiç aklınıza gelmiyor muydu?

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Hâlâ yatıyorlar.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - O insanlar orada yok edilirken hiç aklınıza gelmiyor muydu? Şimdi "masumiyet karinesi" diyorsunuz. Ben de size bu kürsüden diyorum ki eğer birazcık bir onur kırıntısı varsa, eğer birazcık bir dik duruş göstermek istiyorsanız yapacağınız tek şey vardır. Ben bu bakan arkadaşların yerinde olsam buraya çıkar, "Hukuk karşısında, mahkeme karşısında yargılanmak istiyorum, aklanmak istiyorum." der, istifa eder, adaletin karşısına çıkarım. Bunun tek yolu budur.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Dilekçe verdiler zaten.

ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)