GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK ESKİ BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR HAKKINDA BİR MECLİS SORUŞTURMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGENİN (9/5) ÖN GÖRÜŞMESİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:84
Tarih:05.05.2014

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bu, rüşvet, yolsuzluk operasyonu sanki gökyüzünden zembille indi değil değerli arkadaşlar. Bu, daha önce, Vergi Usul Kanunu uyarınca vergi kaçakçılığından dolayı ikramiye alabilmek için bir vatandaşın Maliye Bakanına başvurusuyla başladı. Yani, bu konuda eğer bir paralel yapı varsa içinizde, Maliye Bakanı onun ortağı o zaman, Maliye Bakanı gayet rahat. Vergi Usul Kanunu uyarınca vergi ikramiyesinden yararlanmak için vatandaş müracaatta bulundu ve bu olay o şekilde emniyete intikal etti ve emniyetin iziyle bu olay ortaya çıktı. Peki, oldu da ne oldu? Yani, şimdi, bu olay... Kendinizi bir sorgular mısınız. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin... Daha doğrusu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yetkiler verilmeden önce -planlama, imar işleri- bu yetkiler Bakanlığa verilmeden böyle bir tartışma var mıydı? Böyle bir tartışma yoktu.

Hanımefendiler, beyefendiler; içinizden bize gelen bilgilerde, mevcut olan kar ilişkisi paylaşılamadığı için İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Bakanlık arasındaki sürtüşmeden, ekonomik ranttan kaynaklanan bir husus deniliyor. Şimdi, "Yeni gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı, ey İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, bundan sonra imar ve planlamayla ilgili olan hususlarda mümkün olunduğunca ben sizin yetkinize karışmayacağım, ben planlama yapmayacağım, ben imar işlerini yapmayacağım, dedi. Böyle bir anlaşma, yazılı olmayan, sulh olan bir sözleşme var." deniliyor bizlere. Yani, burada yok şu paralel yapı, bu paralel... Bunun içerisinde para var arkadaşlar, ekonomi var.

Şimdi, evet, yani burada şunu yapmak isterim ben: Burada, bu soruşturmayla ilgili şüpheli olan bakanların çıkıp "Arkadaş, ben bugüne kadar iş adamıydım, ben bugüne kadar memurdum. Aldığım gelirler şunlar, verdiğim vergiler şunlar..." O zaman, Sayın Bakanımızın, Üsküdar Kız Kulesi'ndeki 7 milyon 500 bin dolarlık servetinin nasıl ortaya çıkacağını bize meşru şekilde izah etmeleri lazım. Kız Kulesi'ndeki villaları bilen arkadaşlarımız varsa, Üsküdar'ı, gayet rahat, paha biçilmez.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Kız Kulesi'nde villa mı var?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Ben bilmem, sorun Bakanınıza. Onu sorun işte, gayet rahat... Hatta Hâkim ve Savcılar Yüksek Kuruluna sizin atadığınız bir üyenin de orada villası var.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Kız Kulesi'nde villa mı var?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Bakarsınız.

Yani, netice itibarıyla, eğer bir bakanın mevcut olan serveti ile meşru kazançlar örtüşmüyorsa, orada olması gereken olay, 3628 sayılı Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun hükümleri uyarınca, tüm akrabalarının, eş dostunun soruşturulması lazım.

Burada, sizin getirmiş olduğunuz önerge de yolsuzluk ve rüşvetle ilgili o kapsam dışına bırakılmış, kapsam gittikçe daraltılmış durumda. Yani, bu şekliyle "Efendim, evet, biz, rüşvet ve yolsuzlukla ilgili soruşturma önergesini vesaireyi burada getirdik. Ancak, biz bununla kendimizi aklayacağız..." Yok arkadaşlar. Yani, burada yapılan işlem nedir? Bu bir siyasi işlem midir, yoksa bir yargısal işlem midir? Burada yapılan işlem yargısal bir işlem. Yargısal bir işlemse, biz gayet rahat, geniş kapsamlı olarak... Mevcut olan çerçeve de, yine 3628 sayılı Yasa da kapsam içerisine alınmazsa bu iş aydınlığa çıkmamış olur.

Peki, aynı şekilde... Hani Şehrizar mıdır Şehrezar mıdır, sizlerin içerisinden buralardan çok daire alan arkadaşlarımız var bildiğim kadarıyla. Sayın Bakan, ben size dilekçe veriyorum, diyorum ki: Buranın yapı ruhsat izni var mı, kat irtifakı var mı, kat mülkiyeti var mı? Bildiğim kadarıyla oturan insanlar var. Resmî yazınız: "Kat irtifakı, kat mülkiyeti, bizim kayıtlarımızda bilgi yok." deniliyor. Yani, olabilecek bir iş mi bu? Hatta Ali Ağaoğlu'nun ismi geçti. Ali Ağaoğlu'ndan sizin yine bir bakanınıza bir villa satıldı yani satıldı gösterildi daha doğrusu. Satış mıdır, değil midir, bilmem. Yerini de size söyleyeyim yine: Üsküdar'da Mabeyin Lokantası'nın arkasındaki sokakta, Ağaoğlu konakları.

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Varsa iddia soruşturma önergesi verin.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Netice itibarıyla, 2014 yılının temizlik yılı olması lazım. Yani rüşvet ve yolsuzluğu -hep birlikte el ele verelim- en azından süpürmüş olalım yani kirli olan bu ülkemizi temize çıkaralım.

Peki, bununla ilgili biz hukukta ne deriz, Sayın İpek de karşımda, meslektaşım, hukukçu arkadaşımız: İkrar yani bir şey ikrar edilmişse artık bunun tersi ispatlanmaz. 3 tane ikrar ben size söyleyeyim: O dönemin Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanı dedi ki: "Evet, biz ne kadar izin verdiysek, hukuka aykırıysa hepsi Başbakanın bilgisi dâhilindedir." Bu bir ikrar mı? İkrar.

İki: Aynı şekilde, bakanların görevden alınması. Bu bir, yine Anayasa'mızın 112'nci maddesi uyarınca Başbakanın sorumluluğunda mıdır, bu bir ikrar mıdır? Yine bir ikrar.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Ceza hukukunda ikrar olur mu Mahmut Bey, ikrar olur mu ceza hukukunda?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Üçüncüsü anlamında, AKP'li milletvekillerinin imzasıyla verilen soru önergesi yine bir ikrar mıdır? İkrar.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Çaktın, çaktın, ikrar olmaz ceza hukukunda!

MAHMUT TANAL (Devamla) - Ben size ceza hukuku, onu da öğreteyim. Birisi eğer suçu üstlenip diğerini kurtarmak isterse, evet, sizin dediğiniz, o küçük çocuklar için... Kişileri öldürürler genellikle Anadolu'da, kadınları öldürürler, 18 yaşında bir çocuğa derler: "Bu yaptı." O da "Ben yaptım." der, efendim, hâkim onun ikrarına...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Karıştırdın yine. Sen bir daha git, sınava gir, sen bir daha hukuk fakültesinin sınavına gir. Diplomanı alırlar elinden.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Siz herhâlde 18 yaşında değilsiniz, sizin suçu üstlenen kimse yok. Yani, o açıdan bunlar ikrar.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Öyle ikrar mı olur ya, öyle ikrar mı olur? Dersine çalış da gel, dersine çalış, dersine!

MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi, biz şunu kabul edecek miyiz, etmeyecek miyiz? Sayın bakanlar diyorlar ki: "Ya arkadaş, hukuka aykırı yöntemlerle deliller elde edilmiş." Şunu söylesinler: Rüşvet var mı, yok mu? Para aldınız mı, almadınız mı? Bu paralel yapı, bu dış mihraklar niye benim evime getirmiyor, 6 tane para kasası getirmiyor?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Yargılamayı soruşturma komisyonu yapacak işte.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Niye benim arsama imar ruhsatı vermiyorsunuz? Niye başka bir milletvekiline gitmiyor da bakanların adreslerini biliyorlar? Yani, içinizde maaşıyla zorla geçinen arkadaşlar var. Yani, bu paralel yapı, bu dış mihraklar bunların adreslerini bilmiyorlar mı, bakanların biliyorlar? Bu bakanlar ne kadar şanslı. Yani, siz de dokuz aylıksınız, diğer vekiller de dokuz aylık.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Biz ikrarı anlamadık.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Ve sizin adreslerinizi de, bilemiyorum, yani bu kadar herhâlde herkes de bilmiyor.

Yapılması gereken, bir: Mal beyanlarınızı açık ve net ortaya sergileyin.

İki: "Dokunulmazlıktan yararlanmak istemiyoruz." deyin, dilekçelerinizi verin.

Üç: Bugüne kadarki tüm servetlerinizi açıklayın.

Dört: 3628 sayılı Yasa diyor ki: "Bakan, bakan olmadan mal beyanını vermek zorunda."

Şimdi, ben o zaman diyorum: "Ya kardeşim, ey bakanlar, getirin bize; mal varlıklarının böyle belgesini bize uzaktan göstermeyin, birer tane fotokopi dağıtın bizlere, biz de size inanalım. Eğer siz bunları gerçekten dağıtmazsanız, kamuoyuna yeteri kadar bilgi vermezseniz ve bu maddi gerçeklerin ortaya çıkması için savcıyı tayin ederseniz, polisi görevden alırsanız, hâkimi tayin ederseniz, bununla ilgili Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu yapısıyla oynarsanız, kanunları değiştirirseniz, arkadaşlar, kimse sizin samimiyetinize inanmaz yani bu açıdan samimi olmak lazım.

Bu arada, AKP'nin sırasında bulunan, sıralarında bulunan milletvekili arkadaşlarımızın, tabii, hepsini bu pisliğe bulaşan insanlarla aynı kefeye koymamak lazım, bunu ayırıyoruz. Sizler de bunlardan lütfen kendinizi arındırınız. İçinizde hakikaten bunu tasvip etmeyen insanlar var ama siz kenetlendikçe... Mesela biraz önce söyledim: Bakan art arda konuştu, sizleri de aldattı, diğer arkadaşları da aldattı. Yani, onun için bu temizliği yapmak hepimizin görevi. Temennim şu: Bizim kadar en azından sizler de temizlik konusunda duyarlı davranırsınız, 2014 yılı temizlik yılı olmuş olur.

Hepinize teşekkür ederim, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)