GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: VAKIFLAR HAFTASI'NA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:86
Tarih:07.05.2014

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, sözlerime başlamadan önce, öncelikle Hakkâri Şemdinli'de askerî aracın yaptığı kaza sonrasında şehit olan Uzman Çavuş Soner Akbulut, Kayseri Pınarbaşı'ndan; yine, Uzman Çavuş Halil Karataş, Çanakkale Bayramiç'ten; Sözleşmeli Er Ahmet Demirhan Çorum Sungurlu'dan, Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Yine, Gaziantep İslahiye'deki askerî araç kazası sonrasında bir astsubay ve 5 askerimiz yaralanmıştır. Onlara da Cenab-ı Allah'tan acil şifalar diliyorum.

Vakıf müesseseleri asırlarca İslam devletlerinde büyük önem kazanmış, sosyal ve iktisadi hayat üzerinde de derin tesirler bırakmış dinî, hukuki bir müessesedir. Bütün Türk-İslam devletlerinde âdeta yarış hâlinde gelişen vakıflar bilhassa Osmanlı Devleti'nde tekâmülünün zirvesine ulaşmış ve İslam hukukunun en zengin ve etkili müesseselerinden birisi, hatta birincisi hâline gelmiştir. Zira dinî ve sosyal hizmetlerin görülmesinin yanı sıra fethedilen ülkelerde Türk kültürünün yerleşmesi, ordunun teçhiz edilmesi, donanmaya yardım, öğrenci yurtları tesisi, Orta Asya'daki Türklerle münasebet sağlanması gibi hususlarda da önemli yer kazanmıştır. Vakıflar aynıyla intifa olunan yani bizzat kendisinden yararlanılan vakıflar, ki bunların içerisine camiler, mescitler, medreseler, mektepler, imaretler, kervansaraylar, zaviyeler, hastaneler, kütüphaneler, sebiller ve mezarlıklar girmektedir.

İkinci olarak da aynıyla intifa olunmayan fakat birincilerin sürekli ve düzenli bir şekilde işlemesini temin eden bina, arazi, nakit para vesair gelir kaynaklarının teşkil ettiği vakıflardır ki, bunlara Osmanlılarda "aslı vakf" denir.

Bu tür bina ve kuruluşların devamlı işleyebilmesi için düzenli gelir kaynaklarına ihtiyaç duyulmuştur. Bu sebeple vakıfların umumi masraflarının karşılanabilmesi ve bilhassa çalışanların ücretlerinin ödenebilmesi için vakfa kurucusu tarafından yani vâkıf tarafından taşınır ve taşınmaz mallar vakfedilmiştir. Bunlar arasında araziler, ki bazı köylerin tamamı, her türlü ziraat işlemleri, çiftlikler, tarlalar, bağlar ve bahçeler, bütünüyle bir cemaat ve aşiretten alınan vergiler, mesken olarak kullanılan binalar, dükkânlar veya iktisadi gaye için yapılmış yapılar ile deri, gemi, nakit para gibi menkuller yer almaktadır.

Değerli milletvekilleri, kısaca özetlediğim ve sosyal alanda büyük hizmetler yerine getiren vakıfların bugünkü durumu içler acısı. Özellikle Hükûmet tarafından son dönemde çıkarılan Vakıf Yasası çerçevesinde gayrimüslim vakıflara, onların vakıf arazileri ve vakıf gayrimenkulleri tahsis edilmiştir ama bunlar yapılırken İslam ve Müslüman vakıflarına maalesef aynı yakınlık gösterilmemiştir, maalesef gösterilmemiştir. Bugün hepinizin bildiği bu vakıflarla ilgili birkaç örnek vermek istiyorum: Bunlardan bir tanesi, İstanbul Sirkeci'deki Yeni Cami'dir. Yeni Cami'nin Mısır Çarşısı dediğimiz kapalı çarşısı tamamen vakfıdır ama bugün hepsi tamamen özel mülkiyetin ellerindedir; bunlardan kurtarılması gerekir. Keza, buna bağlı olmak üzere, yine Kayseri'de öncelikle ilk Türk beylikleri döneminde, Danişmendliler döneminde yapılan ve Selçuklular döneminde de devam ettirilen Hunat Camisi vardır, meşhur Hunat Camisi. Hunat Camisi'nin 17.516 metrekarelik bugün Kayseri'nin en önemli yerinde bulunan arazisi öncelikle kamu yararına adıyla belediye tarafından alınmış ve stadyum yapılmıştır, daha sonra stadyum ortadan kaldırılmış. Bu, normalde mazbut vakıf olduğu için geri asli hüviyetine döndürülmesi gerekirken, Multi Turkmall şirketine kamu yararı gözetilmeksizin satılmıştır ve bugün bunun yerinde Kayseri Forum bulunmaktadır. Kayseri Forumun da Hollanda Kraliçesine satıldığı söylentileri söz konusu edilmektedir. Yani, Selçuklu döneminden önce yapılmış bir caminin 17,5 dönümlük arazisi maalesef birilerinin yararına kullanılmaktadır ve buna benzer olmak üzere, Türkiye'de daha pek çok vakıf arazisi bulunmaktadır.

Yine, Kıbrıs'ta buna benzer olmak üzere Kıbrıs Adası'nın üçte 2'si vakıf malıdır. Bugün Rumlara peşkeş çekilmiş birçok arazisi Kıbrıs'ın bu vakıf arazisi içindedir, bunlardan Abdullah Paşa Vakfı ve Lala Mustafa Paşa Vakfı en önemlileridir.

Hepinize saygılar sunuyorum ve bu işin düzeltilmesi konusunda herkesin iş birliği yapmasını diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)