| Konu: | MANİSA'NIN SOMA İLÇESİNDE BAŞTA 13 MAYIS 2014 TARİHİNDE OLMAK ÜZERE MEYDANA GELEN MADEN KAZALARININ ARAŞTIRILARAK BU SEKTÖRDE ALINMASI GEREKEN İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ TEDBİRLERİNİN BELİRLENMESİ AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELERİN ÖN GÖRÜŞMELERİ MÜNASEBETİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 21.05.2014 |
MÜLKİYE BİRTANE (Kars) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Soma'da hayatını kaybeden madenci arkadaşlarımızı tekrar saygıyla anıyor ve ailelerine başsağlığı diliyorum. Emekleri için kendilerine minnettar olduğumuzu yeniden belirtir, onlara insanca bir yaşam kuramadığımız, çalışırken hayatlarından olacak kadar acımasız bir sistemin pençesine bıraktığımız için ben de özür diliyorum.
Onlar, sermaye sahiplerine her kürekleriyle milyonlar kazandırırken pazar parası isteyen eşlerine mahcup olacak kadar fakir idiler. Bu devran, bu çark onları acımasızca öğüterek öldürmüştür. Çalıştıkları ortam, sağ iken mezardı onlara. Hiç olmazsa, bundan sonra ellerimizi vicdanlarımıza koyarak geride kalan emekçilerimize insanca bir yaşam kurmalıyız. Onların köle gibi çalıştırılmasına, karın tokluğuna sömürülmesine dur demeliyiz.
Bu maden faciası, Türkiye için yabancı bir acı değildir. Bizler, patronların daha büyük gemiler, daha çok ülkede gayrimenkul, daha çok ülkede banka hesabı, çocuklarını 18 yaşında jet sahibi yapması için, madencilerin, tersane işçilerinin, inşaat işçilerinin, metal işçilerinin kurban edildiği bir ülkede yaşıyoruz.
Ve şöyle der Hamdullah Arvas bu alanda çalışanlar için:
"Sen güneşe bakarken hayran hayran,
Ben sönük ve sarı bir ışıltıyla adım atıyorum her an,
Ne tutsam karanlık
Ne yutsam kara karanlık
Dilimde damağımda kekremsi
Gözümde herhangi bir günden kalan aydınlık,
Taşlara kusuyorum ızdırabımı
Çelik kazma uçlarına
Karbonmonoksit kokusuna
Gözlerimdeki hüznü gör istiyorum
Dokunuşlarımda toprağın sıcaklığı
Bir ben bilirim kır yılanları nerede pullanır
Bir ben bilirim ölü kanların aktığı çukurları
Gözlerimdeki hüznü gör istiyorum
Dokunuşumda toprağın sıcaklığı."
Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin iş cinayetlerinde Avrupa 1'incisi ve dünya 3'üncüsü olması, basit bir cümleden ibaret değildir. Hükûmet, bu durumun vahametini kavramak ve ona göre önlem almak zorundadır. Bütün partiler, her milletvekili tek tek sorumludur. Soma faciası, Zonguldak faciası gibi sümen altı edilmemelidir. Göçük altında kalanlar, depolarda zehirlenenler, malzemelerle kamyon kasasında taşınıp mermer altında can verenler, çadırlarında yananlar, kanalizasyon çukurlarında canlarından olanlar, yollarda can veren mevsimlik köleler, kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve gençler, Türkiye'nin işçi hakları konusundaki tablosunu açıkça ortaya koymaktadır.
Bu cinayetlerin nedenleri açıktır, ortadadır. Bu cinayetler önlenebilir. Her yıl binlerce işçi hayatını kaybediyor. 20 milyona yakın işçi kayıt dışı çalıştığı için devletin resmî rakamları da gerçeği yansıtmıyor. Amaç ve hedef, tek bir işçinin dahi ölmemesi olmalıdır. Ancak ibretle görüyoruz ki Soma'da işçilere mezar olan maden ocağı yeniden üretime başlamıştır. Türkiye'de kaçak çalıştırılan kömür ocakları var ve biz biliyorsak Hükûmet de biliyor.
Soma faciasıyla birlikte Türkiye'nin işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki karnesi daha net görüldü. Bunları yeniden saymayacağım ancak sayacağım önlemlerin bir an önce alınması şarttır. Kapitalizme ve emek sömürüsüne karşı tüm işçilerin, emekçilerin, yoksul köylüler ile tüm çalışanların onurlu, adil güvenceli, güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarına ve sosyal güvenliğe sahip olmaları için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Soma faciası, Türkiye'deki işçi sınıfı için bir dönüm noktası olacaktır. Bu itibarla:
1- ILO'nun Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi hemen onaylanmalıdır.
2- Avrupa Birliği Sosyal Politika ve İstihdam Faslı açılmalıdır.
3- 8 Haziran 2011 tarihli Devlet Denetleme Kurulunun işçi katliamlarının nedenlerini ortaya koyan ve alınacak önlemleri sıralayan 600 sayfalık raporu, Madencilik Sorunlarını Araştırma Komisyonunun hazırladığı rapor, muhalefet partilerinin yaptığı tüm Meclis çalışmaları toparlanmalıdır.
4- Maden işletmeleri sahiplerinin rüşvet, bürokrat ilişkileri, siyasetçilerle aile dostlukları ve ortak iş yapma yolları ile ruhsat alma yolları kapanmalıdır. Maden ruhsatları Başbakanlığın onayından çıkarılmalı, ilgili bakanlara bağlanmalıdır. Bu kapsamda yeniden bir mevzuat hazırlanarak teknolojik imkânların en üst seviyede tutulması ile işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda Avrupa Birliği standartlarına uygun önlemler alınmalıdır. Tüm bu önlemler alınana kadar ise maden ocakları üretimi durdurmalı ve diğer iş sahalarında denetimler üst seviyeye çıkarılmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Soma faciası, Türkiye'nin iş güvenliği ve işçi sağlığı konusundaki tablosunu da ortaya çıkarırken Sağlık Bakanlığının da bu konudaki sorumluluğunu yerine getiremediğini göstermiştir. Sağlık Bakanlığının iş ve meslek hastalığı konusunda hiçbir önlem almaması, bu konuda ciddi denetim ve kontrol sistemi oluşturmaması büyük bir problemdir. Çünkü, Türkiye'de sadece iş cinayetleri yaşanmıyor, aynı zamanda her yıl yüzlerce işçi, meslek hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor, yüzlercesi aynı nedenden dolayı sakat kalıyor. İşçiler ileri yaşlarda, yaptığı işten kaynaklanan kalıcı bir hastalığın pençesine düşüyor.
Diğer önemli bir nokta ise illerde iş alanına göre hastane ve sağlık kurumu planlamasının olmamasıdır. Bu durum, Soma'da yaşanan maden faciası sırasında çok daha net görülmüştür. Manisa'daki hastanelerin hiçbirinde iş sahasına göre, yaşanabilecek kazalar ve Soma benzeri facialar karşısında sağlık hizmeti verebilecek bir donanım olmadığı ortaya çıkmıştır. Soma'daki ve Manisa'daki hastanelerde yanık ünitesi olmadığı, yaralılara müdahale edecek ekiplerin yetersiz olduğu, hastanelerdeki tıbbi cihaz ve donanımın o kentte yaygın olan iş alanlarında yaşanabilecek yaralanma vakalarına uygun olmadığı görülmüştür.
Bu faciadan çıkarılacak derslerden biri de, tüm kentlerde iş alanlarına uygun hastane ve sağlık kurumu planlaması yapılmasıdır.
Türkiye'de sağlık alanında yapılan düzenlemeler işçi sağlığı ve olası kazalara müdahale konusunda etkin bir yenilik içermiyor. İlk aşamada illerin iş sektörüne ve bu iş sektörlerinin taşıdıkları risklere göre hem sağlık kurumu açma hem de mevcut hastane ve diğer sağlık kurumlarında buna göre bir tıbbi donanım yapmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Uzman kadrosunun, ilkyardım ekiplerinin ve diğer sağlık personelinin, yaşanabilecek tüm durumlar karşısında sürekli hazır olacak biçimde bir düzenleme yapılmalıdır.
Hükûmetin, tüm yetkili ve sivil toplum örgütleri ile ortaklaşarak işçi kıyımına son vermesi için düzenleme yapması ve bu düzenlemelerin eksiksiz olarak hayata geçirilmesinin takipçisi olacağımızı yeniden vurguluyor, Somalı, Diyarbakırlı, Zonguldaklı ve tüm emekçileri saygıyla selamlıyorum, onların emeklerine sahip çıkacağımız sözünü yineliyorum. Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)