GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MANİSA'NIN SOMA İLÇESİNDE BAŞTA 13 MAYIS 2014 TARİHİNDE OLMAK ÜZERE MEYDANA GELEN MADEN KAZALARININ ARAŞTIRILARAK BU SEKTÖRDE ALINMASI GEREKEN İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ TEDBİRLERİNİN BELİRLENMESİ AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELERİN ÖN GÖRÜŞMELERİ MÜNASEBETİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:91
Tarih:21.05.2014

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ulusça acımız çok büyük gerçekten. Ateş düştüğü yeri yakar ama bu sefer bu ateş sadece Manisa'yı değil, Balıkesir'i de yaktı, Türkiye'yi de yaktı, hepimizi yaktı.

Gerçekten de Bakanlığın ölüm listesinde 301 isim sayılıyor. Ancak, Sayın Bakan, bizim -az önce arkadaşlarımızla kontrol ettik- Balıkesir Savaştepe Karacalar'dan ölen Muhammed Akbulut o listede yok. Yine, Kütahya Hisarcık Kutluhallar'dan Özgür Şen ölmüş, vefat etmiş, o listede yok, Bakanlığın listesinde. O zaman, bu durumda, 301 olan ölü sayısının nerelere geldiğini hesap etmemiz gerekiyor. Acaba Bakanlığın listelerinde, açıklanan listelerde bazı ölüm vakaları tespit edilmedi mi, edilemedi mi?

Değerli milletvekili arkadaşlarım, biz Balıkesir milletvekili arkadaşlarımızla birlikte Soma'dan Savaştepe'de ve oradan başlayarak Dursunbey'de, Sındırgı'da, Bigadiç'te yurttaşlarımızı, ölen emekçi kardeşlerimizin yakınlarını ziyaret ettik. Bakın, sizlere daha dün Bigadiç'te yaşadığımız bir vakayı anlatmak istiyorum, bir insanlık dramını anlatmak istiyorum. Anne ve baba Bigadiç Dündarcık köyünde. 3 evladı, 3 tane oğlan çocuğu var; 21 yaşındaki, 23 yaşındaki 2 evladını madende kaybetmişler, 18 yaşındaki Mehmet Ali Duran sağ. Anne ve baba köyde mevlit okutuyor, kazanlar kaynatmış, 18 yaşındaki evladı kurtuldu diye köyde mevlit yapıyorlar, anne "Allah bana 18 yaşındaki evladımı bağışladı." diyor. Bakar mısınız tabloya değerli arkadaşlarım; ana ve baba 3 evladından 2'sini kaybediyor, biri sağ diye mevlit okutuyor köyde. Manzara bu.

Bakın, değerli arkadaşlarım; Sayın Bakan, Soma'ya gidiyorsunuz, evet, orada, gerçekten, bir insan olarak verdiğiniz mücadele, direnç, verdiğiniz çabalarla ilgili kutlamak istiyorum, gerçekten hepimiz büyük çaba gösterdik ama bakın, orada Sayın Başbakan bir basın toplantısı yapıyor, diyor ki orada: "Efendim, bunlar..." Aynen ifadeyi okuyorum: "Literatürde 'iş kazası' denilen bir olay vardır. Bunun yapısında, fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok." diyor. Oysa dünyada son elli yıldır bu büyüklükte bir maden faciası yaşanmadı. Teknolojinin gelişmesi, maden kazalarında yaşanan ölüm olaylarını önemli ölçüde azalttı. Mesela Şili'de 2010 yılında meydana gelen maden kazasında yaşam odalarının varlığı nedeniyle 33 işçi altmış dokuz gün sonra sağ çıkarıldı. Sen ne yaptın? Başında ağladın sızladın, kocasını bekleyen kadını evine gönderdin. Oradaki işçiler suçlu, ölen işçiler suçlu ama suçlu siz değilsiniz. Başbakanla sizde, eğer birazcık sizde o 301 insanın ölümüne saygı varsa derhâl istifa edin, o görevinizi bırakın. (CHP sıralarından alkışlar)

Kim bunun sorumlusu? Bakıyoruz, benim Savaştepe'de ölen işçi kardeşim mi sorumlu? Bigadiç'te 2 evladını kaybeden anne ne diyor biliyor musunuz size? "O Bakana Meclis kürsüsünde söyle, hakkımı helal etmiyorum 2 evladımın." diyor. 301 insanımızın geride kalan hamile eşleri, yavruları size haklarını helal ediyor mu sanıyorsunuz?

Türkiye tarihinin en büyük maden faciasını yaşıyoruz; facia değil, âdeta cinayet. Bakın, bu olayın şüphelileri sizsiniz. Başta sizi:

1)

Görevi kötüye kullanma

2)

Olağan kast ile insan öldürme

3)

Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi

4)

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç sebebiyle...

Şüpheliler:

1) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, (1) numaralı şüphelisiniz.

2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik (2) numaralı şüphelidir.

3) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer (3) numaralı şüphelidir bu olayda.

4) Soma Holding AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan şüphelidir.

5) Soma Holding AŞ CEO'su Can Gürkan şüphelidir.

6) Soma Holding AŞ Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Yiğit şüphelidir.

7) Soma Holding Mali İşler Müdürü Ayşegül Şenes şüphelidir.

8) Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu üyesi Ramazan Doğru şüphelidir.

9) Soma Holding AŞ İdari İşler Müdürü şüphelidir.

10) Soma Holding Metalik Madenler Genel Müdürü şüphelidir.

11) Soma Holding Maden Projelendirme Müdürü şüphelidir.

12) Soma Holding Maden İşleri Bölge Müdürü şüphelidir.

Ve o 301 insanın kanı, geride kalan hamile eşleri, yavruları, anaları babaları için, bu soruşturmanın selametle yürümesi için Sayın Bakan, başta siz ve Çalışma Bakanı derhâl istifa edip Türk halkından özür dilemelisiniz, Türk halkından, Türk milletinden özür dilemelisiniz! (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bakın, bizim tespit ettiğimiz, bölgede -değerli arkadaşlarımızla birlikte, Savaştepe'den, Dursunbey'den, Bigadiç'ten, Susurluk'tan ölen insanlarımızın yakınlarını ziyaret ettik- bize söyledikleri şudur olayla ilgili: "Namık Bey, ben yirmi yedi yıllık madenciyim." Diyor, Savaştepe'de damadını yitirmiş, oradan emekli olmuş bir yurttaşımız. "Orada kesinlikle gaz sızıntısının olduğunu benim damadım günlerdir söylüyordu." diyor. İşvereni, başlarındaki iş çavuşlarını uyardıklarını ve orada bir elektrik patlamasının dışında bir grizu patlamasının olduğunu, bunun göstere göstere geldiğini söylediler. Ve mahkemelerde tanık olarak bu insanları dinleteceğiz biz.

Diyor ki Sayın Başbakan: "Hiç kimse acıları, ölümleri istismar etmesin." Doğru, hakikaten acılar ve ölümler üzerinden siyaset yapmak en büyük siyasi ahlaksızlıktır, doğrudur bu. Ama peki biz buradan, bu 301 insanın ölümünde ihmali olanları, kusuru olanları siyaseten sorgulamayacak mıyız? Onları, adli olarak, onların ölümlerinde kastı olan, göz göre göre o gaz sızıntısını, verilen alarmları görmeyen şirket yetkililerini ve orada iş güvenliği tedbirlerini, yasaları uygulamayan, denetlemeyen Çalışma Bakanlığı müfettişlerini sorgulamayacak mıyız burada? Bunları sorgulamazsak eğer, tarih bizi sorgular ve inanın, 301 değil, gelecekte daha büyük felaketleri yaşarız.

Gelin, buradan -o 301 ölümün artık geriye dönüşü yok- o kardeşlerimizin evlatlarına sahip çıkalım.

Savaştepe'de ölen şehidimizin abisi -32 yaşında- az önce bana diyor ki: "Namık Abi, nişanlımın yanından geliyorum. Ben sağ kurtuldum, bir daha madende çalışamam Namık Abi. Bana bir şey var mı oradan, bize bir hak tanınacak mı?"

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; bakın, o Bigadiç'te ölen 2 kardeşimizin annesi ağladı, sağ kalan 18 yaşındaki çocuğunu, ben rica ettim, Bandırma Belediyesinde işe aldırdık. "Korkma, sen artık madenlere gitmeyeceksin. Ben seni Bandırma Belediyesinde işe aldıracağım, rica edeceğim Belediye Başkanımıza." dedim. Sağ olsun, Bandırma Belediye Başkanı aldı.

Orada bu tip travmayı yaşamış, bırakın madene inmeyi, maden adını duyduğunda psikolojisi bozulan kardeşlerimize de değişik şekilde yardımcı olmak sorumluluğumuz var. O kardeşlerimizi bir daha o madene göndermek onları her gün öldürmek demektir.

Değerli arkadaşlarım, biz Kuvayımilliye'nin şehrinden geliyoruz ve hep şunu söyler bizim Soma, Savaştepe, Balıkesir: "Balıkesir efesi bir Allah'ın karşısında diz çöker, bir de harmandalı oynarken diz çöker." (CHP sıralarından alkışlar) Ama devlet olarak bize diz çöktürdünüz orada. Biz bunun acısını yaşadık.

Sağ kalan bu evlatlarımıza, oradan direne direne yaşama sarılan kardeşlerimize bir ekmek ve aş olması için devletin değişik kurumlarında onlara ekmek verelim diyorum.

Tekrar milletimizin, halkımızın başı sağ olsun. Buradan, geride kalanlara Allah'tan sağlık, sıhhat ve uzun ömür diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)