| Konu: | CHP GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİNE; GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER" KISMINDA BULUNAN (2/1210) ESAS NUMARALI KANUN TEKLİFİ'NİN BU KISMIN 3'ÜNCÜ SIRASINA ALINMASINA VE DİĞER İŞLERİN SIRASININ BUNA GÖRE TESELSÜL ETTİRİLMESİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 93 |
| Tarih: | 27.05.2014 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Konuşmama başlamadan önce darbeleri yapanları, ülkeyi bugünkü karanlığa götürenleri lanetliyoruz ve aynı zamanda Çorum katliamını yapanları da lanetliyoruz. Bu ülkenin yurttaşlarına ayrımcılık yapıp "öteki", "sözde vatandaş", "beriki" muamelesi çeken bütün zihniyetleri de lanetliyoruz.
Arkadaşlar, Halkların Demokratik Partisi olarak geçen hafta burada, Soma'nın acısı daha tazeyken, burada Sayın Akar ile Sayın Kaplan'ın madencilik sektöründe taşeron işçilerle ilgili kanun teklifi İç Tüzük 37'ye göre görüşülürken bu salon doluydu ve herkes ellerini kaldırmıştı ve ertesi gün medya "Tarihî bir gün" yazmıştı, "4 parti grubu tarih yazdı." demişti. Şimdi, bu kanun teklifi geldi, bugün bu mantıkla bakıyorum sol tarafıma, şöyle karşıdan iktidar tarafına, 40 civarında milletvekili var. Muhalefet şu an oylama yapılsa size fark atar. Yani, dün heyecanla el kaldırdığınız bir konuda bugün karşısınız. Nasıl bir şey bu? Nasıl bir ruh hâli bu? Nasıl bir iş sağlığı, güvenliği, sendikal haklar, kanun... Bu Mecliste bunları görüşeceğimize göre... Madencilik sektörüyle ilgili bir konuda, bakın, aslında taşeronlukla ilgili bizim parti grubumuzun verdiği, partili arkadaşlarımızın verdiği birden fazla kanun teklifi var. Çünkü taşeronluk artık sadece maden sektörüne değil hayatın her alanına, kılcal damarlar gibi Türkiye'nin her alanına, sağlığa, eğitime, yerel yönetimlere, savunmaya her alana yayıldı ve ulaşımda var, iskânda var, denizcilikte var, her alanda. Şimdi taşeron sistemi, bu sayıyı 2 milyona çıkartma imkânı kimin sayesinde oldu? AK PARTİ iktidara geldiği zaman çıraklık döneminde taşeronlar 300 bindi, ustalık döneminde sayıyı 2 milyona çıkardılar. Şimdi burada elimizi vicdanımıza koyarak doğru dürüst konuşacağız. Nasıl oluyor? AK PARTİ iktidar olmadan önce... Sendikalı işçi sayısı, örgütlü işçi sayısı on iki yıl iktidarından sonra artmasına rağmen işçi sayısı nasıl dörtte 1 oranında düşebiliyor? Sendikal hak ve örgütlenmeler... Şimdi, bu çok vahim bir durumdur. Eğer madencilik sektöründe... Maden iş kolunda getirilen bir kanun teklifi bu. Soma'nın acıları taze. Eğer siz çare aramazsanız, çözüm aramazsanız... Dün Soma'da maden işçileri sendikanın üstüne yürüdü, sonra TKİ'nin, işletmeyi verenlerin üstüne yürüdü, sonra Kaymakamlığın üstüne yürüdü. Öyle sizin tekmenize, tokadınıza bakmaz gün gelir üstünüze yürür. Açık söylüyorum, uyarmak benden burada. Yani sınıf mücadelesinde sendikacılığın sarısını bilirdik ama iktidarların kendilerine bağlı yavşak sendikacılık tarzını da geliştirip tamamen işverenlerin emrine alacağını hiçbir güç ve kuvvet düşünemezdi arkadaşlar. Böyle bir sendikacılık anlayışını getirip patronun emrine tamamen veren bir anlayış kabul edilir bir anlayış değildir.
Bakın, çok açık konuşayım, ben iş kolu sektörü üzerinden size birkaç kelime anlatacağım. Elinizi vicdanınıza koyun, asgari ücret ne demek? Tehlikeli iş kollarında çalışan birisiyle millî park ve bahçelerde çalışan, çiçek böcekler arasında sekiz saat mesai yapanın, Soma maden sektöründe 2 kilometre gidip, 2 kilometrenin 1 kilometresinden sonra da yürüyerek değil sürünerek kazmasıyla giden işçinin on saat, üstelik on saat boyunca çalıştığı üç yüz altmış beş günde 4 mevsimde, 4 mevsimin hangisi olduğunu bilmeden çalıştığı koşullarla masa başında çalışan birinin durumu aynı olabilir mi? İkisinin tehlike iş kolu bir olabilir mi? İkisinin aldığı risk pirimi bir olabilir mi, işvereninin ödediği risk pirimi bir olabilir mi? İkisi 65 yaşında emekli olabilir mi? "İkisi 65 yaşında emekli olur." derseniz çinko iş kolunda -işte Kayseri'de çinkur fabrikası var, gidin bakın- on beş yıl çalışabilecek babayiğit yoktur çünkü tarih boyunca on beş yıl çalışmış, oradan emekli olan bir işçi yoktur. Çünkü on beş yıl çalışan mutlaka zehirlenir, vücut buna dayanamaz ve ölür. Siz buna 65 yaş şartı koyabilir misiniz? Adalet bu mudur?
Burada gerçekleri konuşmak zorundayız. ILO'nun 176 sayılı Sözleşmesi'ni getirmeyenlere şunları hatırlatmak istiyorum: Bakın, sizlerin muhalefetinizle iktidarınız birbirine benzemiyor. Bülent Arınç'ın Manisa Milletvekili olarak 2002'de Soma'yla ilgili önergesini okuyayım mı size, neyi soruyor? Özelleştirmeyi soruyor, Soma'daki çalışmaları soruyor, ithal kömürün miktarını soruyor. Ondan sonra -sormadığı yok- "Rezervi ne kadardır, ne kadar işçi çalışıyor?" diyor ve "Santrallerin üretiminin düşme sebebi nedir?" gibi sorular soruyor. Şimdi Sayın Arınç Başbakan Yardımcısı, ustalık döneminde. Her ne kadar Bursa'ya kaydırılmışsa da Manisa'dan üç dönem Milletvekilliği yaptı. O dönemin Bakanı Zeki Çakan 7sayfa cevap veriyor arkadaşlar. Size sorduğumuz, sizin bakanlarınıza sorduğumuz hiçbir sorunun cevabının karşılığı yarım sayfayı geçmemiştir arkadaşlar. Bu ne ciddiyetsizlik Allah aşkına, bu ne sorumsuzluk! Bakın, sormuşuz Çalışma Bakanına, Çalışma Bakanı da cevap vermiş. Size Çalışma Bakanının verdiği cevabı aynen okumak istiyorum. "176 sayılı Sözleşme'yi on dokuz yıldır niye imzalamıyorsunuz?" Çalışma Bakanının cevabı...
OKTAY VURAL (İzmir) - İmzalamadık.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Hayır, aynısını okumak istediğim için arkadaşlar.
Faruk Çelik "176 sayılı Sözleşme'yi imzalamadık çünkü güvenliklerimiz ve yönetmeliklerimiz onun paralelinde." diyor. Allah Allah! Bakanlığın yönetmeliği ILO Sözleşmesi'nin paralelinde olacak! Paralel işleri daha o zaman başlamış arkadaşlar, bu paralel işleri yeni değil. Yeni değil, derine inin, paralelin, kıyametin Haşhaşi'den kopuş noktası ak kuruşlara doğru inin, iyice paraya inin, ihaleye inin, yap-işlet-devrete inin, kentsel dönüşüme inin, kiralamaya inin, hazine arazilerinin tesciline inin, inin inin inin, vallahi geliş sebebini yakalarsınız arkadaşlar. Ee, şimdi, burada CHP'nin kanun teklifi var, geçen hafta kabul ettik. Şimdi dediniz ki: " Maden sektöründe taşeronlaşma olmasın." Şimdi hangi yüzle, hangi yüzle ret oyu vereceksiniz bana söyler misiniz? Vallahi adınızda "AK" da olsa Soma kömürünün kapkarası alnınızda var. Bunu çıkarabilmeniz için size çok çok sorumluluk düşüyor, çok çok görev düşüyor, çok fazla düşüyor. İnsanı, çalışanı insan unsuru olarak alacaksınız, o insan unsuru üzerinden, onuru üzerinden kalkacaksınız, hukuku üzerinden kalkacaksınız ve burada hepsinin acısını yekten azaltacak bir düzenlemeyi hep beraber yapacağız. Sizi yalnız bırakmayacağız. "Gelin beraber yapalım." diyoruz. Onun için bu acıları hafifletmenin başka bir yolu da yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Destekliyoruz arkadaşlar. Biz dün "evet" dediğimize asla bugün "hayır" demeyiz. Bizim alnımızda, sözümüzde böyle şey yok. (HDP sıralarından alkışlar)