| Konu: | SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ARTAN ŞİDDET OLAYLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELER VE MECLİS ARAŞTIRMASI KOMİSYONU RAPORU |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 28.05.2014 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin araştırılmasıyla ilgili kurulan Komisyon, evet, 292 sayfadan oluşan bir rapor elimize sundu ama -bunun özeti daha Sağlık Bakanının eline de ulaştı mı, bilemiyorum- sağlık sendikasının yapmış olduğu bir araştırma var. İkisini karşılaştırdığımız zaman arada dağlar kadar bir fark var. Yani, evet, araştırma yapmak güzel bir şey, bu bir ilerlemedir. Emeği geçen herkese ben teşekkür ederim. Biraz önceki hatiplerin bahsettiği gibi, keşke bu konuşmayı... Burada yazılanlar kitap arasında, rapor arasında kalmasa, uygulamaya geçse, temennimiz bu ama bu konuda da mahcup olmak isteriz. Sayın Sağlık Bakanımız da burada, eğer kitaplar arasında bir rapor veya bir düzenleme kalmazsa, insan unsuruyla birlikte hayata geçerse esas anlam ve manasını o zaman ifade eder.
Şimdi, tabii, şiddet ne demek? Şiddet; kendine, bir başkasına, grup ya da topluluğa yönelik olarak ölüm, yaralama, ruhsal zedelenme, gelişimsel bozukluğa yol açabilecek ya da neden olacak şekilde fiziksel zorlama, güç kullanımı ya da tehdidin amaçlı olarak uygulanmasıdır. İş yerlerinde şiddet ise çalışanın işiyle ilgili durumlar sırasında bir kişi veya kişiler tarafından istismar edildiği veya saldırıya uğradığı olaylar olarak tanımlanmıştır. Sağlık kurumlarındaki şiddet; hasta, hasta yakınları ya da diğer herhangi bir bireyden gelen, sağlık çalışanı için risk oluşturan tehdit davranışı, sözel tehdit, fiziksel saldırı ve cinsel saldırıdan oluşan durum olarak tanımlanmıştır.
Yapılan araştırmalara göre şiddetin diğer iş yerlerine göre en çok sağlık alanında görüldüğü ortaya çıkmıştır. Sağlık kurumlarında çalışmanın diğer iş yerlerine göre şiddete uğrama yönünden 16 kat daha riskli olduğu belirtilmiştir. En yüksek şiddete maruz kalınan yerler en yüksek oranla acil servisler olarak bulunmuştur, bu oranı yataklı servisler izlemektedir. Tabii, neden en fazla acil servislerde şiddete maruz kalınmakta? Tabii ki acil bölümler ücretsiz olduğu için ve bu anlamda, tedavi olamayan vatandaşlarımız mecburiyet karşısında, ekonomik sıkıntılar karşısında acil bölümlerde tedavi olmakta, o anlamda, acil bölümlerde, bu olaylarda çok fazla şiddete maruz kalınmakta.
Hekim ve hemşire şiddet oranlarıysa yapılan bir araştırmada: Hemşirelerde sözel şiddete maruz kalma oranı yüzde 86, fiziksel şiddete maruz kalma oranı yüzde 50,4. Hekimlerin yüzde 60'a yakın bir bölümü hem fiziksel hem de sözel/psikolojik şiddete maruz kalmaktadır. Şiddet olaylarının yüzde 21 oranında rapor edildiği belirlenmiştir. Ancak, sağlık kurumlarındaki şiddetin az oranda belirlenmesinin nedeni olarak da sadece yaralanma gibi ciddi olayların şiddet olarak algılandığı, diğerlerinin önemsenmediği görülmektedir. Bunun nedeni ise hastalarla ilk karşılaşılan ve sürekli bire bir ilişki içinde olan sağlık personelinden önemli bir kesimin hemşire grubu olması şeklinde açıklanmıştır. Hekimlerin büyük bir bölümü, tedavinin yapıldığı mekânlarda, hastayla temasın yoğun olduğu alanlarda şiddete maruz kalmaktadır. Her yıl 25 milyon kişi iş ortamında şiddete maruz kalmaktadır.
Kişilerin şiddete başvurma nedenleri sorulduğunda: Tedaviden memnuniyetsizlik, ihmal edilme düşüncesi, kurum yetersizlikleri yani bu ilaç, yatak, cihaz ve benzeri yetersizlikler, ülkede uygulanan sağlık politikaları ve prosedürlerden kaynaklanan sorunlar, bencillik, kişiler arasındaki ilişkilerde mevcut olan saygı sevgi ilişkisi, ailenin toplumsal etkisinin azalması.
Sağlık çalışanlarına göre şiddetse: Hasta yoğunluğu, sağlık çalışan sayısının yetersizliği, ortam güvenliğini sağlamadaki zorluklar.
Bu konuyla ilgili tabii ki siyasal iktidar hep şunu söyler: "Evet, siz bunları eleştiriyorsunuz ama bununla ilgili önerileriniz nedir?" Bununla ilgili önerilerimiz de şunlardır Sayın Bakan:
1) Çalışma ortamında, şiddetle ilgili risklerin belirlenip güvenlik sisteminin etkin ve sistemli bir şekilde çalışmasının sağlanması.
2) Personele, şiddet konusunda eğitim verilmesi.
3) İş yerinde suçu önlemeye yönelik değişiklikler yapılması.
4) Çalışanların katılımıyla hazırlanmış bir yazılı politikanın geliştirilmesi.
5) Hasta ve hekime ferah muayene ve bekleme salonlarının sunulması.
6) Hastanelerin otelcilik hizmetlerinin artmasının sağlanması.
7) Kişi başına düşen doktor sayısı ve sağlık personel sayısının artırılması.
8) Günlük bakılan hasta sayılarının sınırlandırılması.
9) Sistemin olumlu, olumsuz her türlü sıkıntısının sağlık çalışanına fatura edilmemesi.
10) Hastanelerin daha düzenli hâle getirilmesi. (Burada, aşırı yük altında kalan hekimler hasta ve hasta yakınlarına yeterince bilgi verememekte.)
11) Hastanede ve acilde özel eğitimli güvenlik elemanlarının bulunmasının sağlanması.
12) Şiddet uygulayanlara adli cezalar verildiğinin duyurulması.
13) Şiddetin önlenmesinde önce sağlık personelinin güvenliğinin sağlanması ve bunun zorunlu hâle getirilmesi.
14) Hem çalışanların hem de hastaların güvenini sağlamak amacıyla hastanelerde kilitli kapıların olması, alarm sisteminin olması, kapalı devre kameranın olması, elektronik kapıların olması, özel gözlem/izolasyon odalarının olması, güvenlik personelinin bulundurulması, kör alanlara ayna konulması ve bunun gibi yöntemlerin uygulanması.
15) İş ortamındaki olayların önlenmesine yönelik pilot uygulamaların yapılması.
Tabii, burada medyanın da görevleri var, sorumluluğu var. Medya, sağlık sistemiyle ilgili, sağlık çalışanlarıyla ilgili doğru bilgi aktarıp ve sorunun sağlık sisteminden kaynaklandığını ifade ederek toplu bilinçlendirme yapması gerekir.
Tabii, burada güvenlik önlemleriyle ilgili de baktığımız zaman, gerçekten bunlar önemli.
"Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek için ne tür önlemler alınmalıdır?" sorusuna verilecek cevabı da şöyle başlıklar altında sıralayabiliriz:
Güvenlik önlemleriyle ilgili öneriler ise;
1) Şiddet anında güvenliğe haber vermek için acil çağrı butonunun olması gerekir; bunlar yok.
2) Şiddet olasılığı yüksek birimlerde acil ilaç kullanımına bağlı yan etkilerin olduğu birimler, kötü haber alma olasılığı yüksek olan birimler gibi ekstra güvenlik önlemlerinin alınması.
3) Güvenliğin, olaydan sonra değil, olay esnasında müdahale edebilmesi için her serviste, hatta katlarda gezici güvenlik görevlilerinin bulunması.
4) Hastane girişlerinde x-ray cihazlarının bulunması.
5) Güvenlik kameralarının artırılması ve sesli hâle getirilmesi.
6) Güvenlikçi sayısının artırılması.
7) Güvenlikçi yetkilerinin artırılması.
8) Hastane polislerinin olması.
9) Korumalı banko sistemlerinin oluşturulması.
10) Sağlık çalışanlarına koruma teknikleri öğretilmesi.
Bu konuda, tabii, bu önlemlerin alınması lazım, başlıklar altında yine eğitim ve sosyal hizmetlerinin olması lazım, çalışma şartlarıyla ilgili düzenlemelerin olması lazım. Yasal düzenlemeler yapıldı ancak bunlar yetersiz. Hatta, burada -yasal düzenlemelerle ilgili- şiddete başvuranlarla ilgili caydırıcı yasal düzenlemelerin getirilmesi lazım. Bunlar kanunla olur, yönetmelikle olur ama mevcut olan düzenlemeler bu konuda yetersiz.
Peki, sağlık uygulamalarıyla ilgili öneriler ne olur? Sağlık Bakanlığının hasta haklarını hastaneyi kışkırtacak boyuta getirmemesi gerekir. Bugüne kadar, gerçekten, Başbakan da, Sağlık Bakanı da, mümkün olduğunca, hastaları doktorlara karşı kışkırtıcı bir vaziyete getirdikleri için bu olaylar -büyük bir sebebi de- buradan kaynaklanmış durumda.
Peki, hastanelerdeki durumumuz nedir? Doktor performans sistemine göre çalıştırılıyor, çalışıyor. Buradaki performansa dayalı sistemin âdeta parayla ölçülmesi sağlık hizmetlerinde kalitenin düşmesine sebebiyet vermekte, hasta-müşteri ilişkisi başlamakta. Hasta ve müşteri ilişkisinin başladığı yerde de bu sorunları bitirebilmek biraz önce getirmiş olduğumuz önerilerle mümkündür.
Temennimiz o ki en azından bu önerilerimizi siyasal iktidar nazara alır. Ülkemizde sağlık mensuplarına yönelik olan bu şiddetin son bulmasını arzu eder, hepinize teşekkür ederim, saygılarımı sunarım. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)