| Konu: | TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 04.06.2014 |
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Reşat Doğru sorusunda, cezaevlerinde şu anda kaç tutuklu, kaç hükümlü olduğunu sormuştu.
Şu an itibarıyla cezaevlerimizde 20.736 tutuklu, 11.410 hüküm özlü, 120.066 da hükümlü bulunmaktadır. Toplam 152.212 kişi cezaevlerinde bulunmaktadır.
Ayrıca, uyuşturucuyla alakalı rakamları sormuştu. Uyuşturucuyla ilgili, tutuklu 7.052 kişi var şu anda, hükümlü 20.702 kişi var. Şu anda cezaevlerimizde toplam 27.054 kişi, uyuşturucuyla ilgili tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Tabii, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız var veya değişik nedenlerle yurt dışında bulunduğu sırada isnat edilen suçlar nedeniyle yargılanan, ceza alan vatandaşlarımız var. Onlarla ilgili de hem Dışişleri Bakanlığımız hem Yurtdışı Türkler Akraba Topluluklar Başkanlığımız hem de Bakanlık olarak biz de yakından ilgileniyoruz. Arkadaşlara rakamları çıkarmalarını söyledim, şu anda elimde onların net rakamı yok ama cezaevlerindekiler hakikaten orada sıkıntı içindeler. Biz, görüşmelerimizin tamamında bunlarla ilgili de gündem maddesi yapıyor ve bu konuda -cezaevleriyle ilgili konularda da- adli iş birliğine önem veriyoruz; bu hususu özellikle bilmenizi isterim. Rakam gelince ben size ayrıca bu konudaki rakamları takdim edeceğim.
İvedi yargılama usulüyle alakalı -hem Sayın Acar söyledi hem de konuşmacılar ifade etti- burada bir hususun altını çizmekte fayda var: İvedi yargılama, yargılamayı ortadan kaldırmıyor. Sanki ivedi yargılama kapsamına giren konularda yargı denetimi ortadan kaldırılıyormuş gibi bir algı ortaya çıkarılıyor; bu fevkalade yanlış. Bir defa, idari yargıya konu taşınıyor mu? Taşınıyor. Bölge idare mahkemesine gitmesi gereken bir husus varsa gidiyor mu? Şu andaki uygulamada gidiyor. Danıştaya giden kısım gidiyor mu? Gidiyor. İstinaf uygulaması geldiği zaman istinaf olmayacak, direkt Danıştaya gidecek ivedi yargılamada ama şu anda, baktığınızda, uygulama gene aynı; idari yargı yargılamayı yapıyor, kararını veriyor, karardan şikâyetçi olanlar bunu temyiz ediyor, Danıştay inceliyor, Danıştay karar veriyor, kesinleştikten sonra gereği yapılıyor. Şimdi, bu usulde bir değişiklik yok, sadece bir hızlandırma var, buna da hakikaten ihtiyaç var. Bakın, şu anda Türkiye'de pek çok iş yapılıyor; bütçesi ayrılıyor, planı yapılıyor, programı yapılıyor ama idari yargıya gidiyor, yargı uzadığı için yatırımlar zamanında yapılamıyor, işler bitmiyor. Toplum açısından, ülke açısından pek çok mahrumiyet ortaya çıkıyor. Sıkıntılar var.
Bir örnek olsun diye söylüyorum: Geçmişte özelleştirme yapılmış. Özelleştirme üzerine burayı satın alan insanlar oraya yatırımlar yapmışlar, özelleştirme için verdikleri paradan daha çok paralar harcamışlar. Aradan, işte, beş yıl, altı yıl, yedi yıl, sekiz yıl zaman geçiyor -şu anda öyle örnekler var- ve Danıştay karar veriyor özelleştirmenin iptaline. Ne yapacağız biz şimdi? Yani, alan kişi dünya kadar yatırım yapmış. Şimdi, biz bu işlemi iptal etmek durumundayız. İptal etsen devletin üzerine gelen yük ayrı bir noktaya gidiyor, iptal etmezsen ortada bir mahkeme kararı var. Öbür taraftan, bu insanlar tazminat davası açacaklar, bir sürü zararları var, devletten bunu tazmin edecekler. Eğer yargılama vaktinde bitmiş olsaydı o zaman bu haksızlıkların veya bu mahrumiyetlerin hiçbirisi ortaya çıkmayacaktı ve bu işlemler bu noktaya gelmeyecekti. Şu anda Türkiye'de, maalesef, mahkeme kararını hukuken ve fiilen yerine getiremediğimiz olaylar var ve mahkemeler iptal kararı verdi. Kararın gereğini yerine getirdiğinizde Türkiye'nin uğrayacağı zarar daha da artıyor; yerine getirmediğinizde, ortada bir mahkeme kararı var, o da ayrı bir konu. Onun için, bizim için bu süreçlerin sağlıklı işlemesi ve zamanında bitmesi esastır.
İvedi yargılama yargı denetiminden kaçırıyor konuları, yargı denetiminin süratlenmesine yol açacaktır çünkü ivedi olduğu zaman idare mahkemesi de, Danıştay da ele aldığı konuyu ivedi olarak inceleyip karara bağlayacak, mahrumiyetler önlenecek. İhale yapılıyor, birisi itiraz ediyor, herkes işlemin yapılmasını bekliyor, yürütmeyi durdurma kararı veriliyor ve iş orada duruyor; para da orada, her şey orada, bekliyoruz, bir sene, iki sene, iş bitmiyor.
Ne olacak o zaman? Biz havaalanını yapmayacak mıyız? Yüksek hızlı treni yapmayacak mıyız? Bu işler yürümeyecek mi? Yürüyecek. O zaman diyoruz ki yargı denetimini yapsın ama ülkenin menfaatini ilgilendiren bu konuları ivedi yapsın. Yoksa yargı denetiminden kaçıralım değil, bir yolsuzluk yapılsın da üzeri örtülsün asla değil. Yolsuzluk varsa ceza hukuku zaten orada devreye girecektir. Öteki, hukuka aykırılıklarla ilgili bir konu. O da varsa, hukuka aykırılıkla ilgili bir konu varsa, onun da kararı zamanında verilsin. Bizim burada yaptığımız, vatandaşlarımızın hakkını korumak. Esasında bu dava edenin de hakkını koruyor; kararı erken almak suretiyle o hakkına kavuşma imkânı bulacak, belki de beklentisi ortadan kalkacak. Herkesin hakkını koruyan bir durum var; kaçan, göçen, kaçırılan, göçürülen herhangi bir şey olmadığını özellikle ifade etmek isterim.
Sayın Yılmaz "Oy birliğiyle ilgili konuda bir geri dönüş olacak mı?" dedi. Şu anda gündemimizde böyle bir geri dönüş çalışması yok. İleride olur mu olmaz mı, onu ileride göreceğiz...
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Olması lazım Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - ...ama şu anda olmadığını söyleyeyim.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Kovuşturmama kararına tek hâkim bakıyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Öte yandan, Sayın Özgündüz bir soru sordu.
Tabii, ben üzüldüm işin doğrusu. Ben sizi severim, yani böyle bir konuyu...
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Hayır, yanlış anladınız.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Hiç değil...
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Bakan, kardeşiniz...
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bakın, bakın, böyle bir konuyu buraya getirmenizden dolayı, sizin adınıza üzüldüm.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Hayır, hayır...
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Benim kardeşim hukuk mezunudur. 28 Şubat sürecinde, bakın, o dönemde sınava girmiştir, hâkimlik, savcılık sınavını kazanmıştır ve o günden bugüne de meslektedir. Dolayısıyla, benim kardeşimle ilgili sanki bir torpil yapılmış gibi bir noktaya işi getirirseniz ona çok üzülürüm.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Hayır, hayır Sayın Bakan, yanlış anladınız.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bir şey daha söyleyeceğim.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Haksızlık yapıldı diyorum.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Müsaade buyurun, ben cevap vereceğim.
Benim kardeşim çok çalışkan, zeki, başarılı bir insandır, hayatı da ortadadır. Ben Bakan olunca görevden kendim aldım. Neden aldım? Daha önce de bunu izah ettim. Şimdi, Bakan olduğumda kardeşime diyelim bir aktif görev verdiğimde eminim bu sefer "Sayın Bakan, kardeşinizi niye genel müdür yaptınız?", müsteşar yapsak, müsteşar yardımcısı yapsak veya başka bir yere bir şey yapsak "Sayın Bakan, niye bunu yaptınız?", o sorular gelecek. Ben Bakan olunca kardeşimi pasif bir göreve aldım. Siz bilirsiniz ki Adalet Bakanlığında yüksek müşavirlik görevi esasında bir kızak görevdir, bunu herkes çok iyi biliyor. Ben şimdi kardeşimi kızağa çektim; etik olmuyor diye, doğrusunu yapayım diye yaptım. Ben takdir beklerken "Kardeşinize kıyak yaptınız." diye eleştiri aldığıma işin doğrusu üzüldüm, onu ifade etmek isterim.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Siz yanlış anladınız Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Benim kardeşim -bakın, çok söylüyorum, onunla iftihar ediyorum- daha büyük görevleri hak eden birisidir.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - "Yanlış anladınız." diyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Kardeşi Bakan olduğu için maalesef göreve gelemiyor, onu da söyleyeyim. O da onun kaderi, onu ifade etmek isterim.
ALİ ÖZ (Mersin) - Siz istifa edin, o gelsin buraya!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bakanlıkta tabii, biz birtakım idari tasarruflar yapabiliriz, her bakanlık yapıyor. Biz bu tasarrufları yasalar çerçevesinde yapıyoruz, bundan sonra da yasalar çerçevesinde gerektiğinde elbette yapacağız.
Rakamlar şu anda elimde değil, ben rakamları size ayrıca ileteyim çünkü şu anda sayı elimde olmadığı için yanlış bir şey söylemek istemem.
Kapanan cezaevleriyle ilgili... Şu ana kadar biz, hükûmetlerimiz döneminde 236 tane cezaevi kapatmışız. Bir milletvekili arkadaşım sordu ama şu an kapanan cezaevleriyle ilgili...
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Bir milletvekili değil, Ali Sarıbaş.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bizim dönemimizde açılacak cezaevi sayısı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Bakanım, soruların hiç cevabı olmuyor yani, dinlememişsiniz herhâlde!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bu sene, şu anda inşaatı biten, açılacak olan cezaevi sayısı 48 tanedir.
BAŞKAN - Evet, Sayın Bakan, lütfen cevapları toparlayınız.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Biz cezaevlerini kapattık ve oraları daha merkezî yerlerde, insanların ulaşabileceği yerlerde yapıyoruz. Bu sene içerisinde 48 cezaevi açılmış olacaktır ama hükûmetlerimiz döneminde 236 tane cezaevini kapattık.
Diğer sorulara da yazılı cevap vereceğim, sürem bitti. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)