| Konu: | TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 04.06.2014 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu kaçıncı yargı paketi bilmiyorum, sayısını ben unuttum, zannediyorum sayın milletvekilleri de hatırlamıyor.
Şimdi, siz, her yargı paketiyle Danıştayın, Yargıtayın yapısını değiştirirseniz yüksek yargıda istikrarı bozarsınız, içtihat birliğini bozarsınız, içtihat birliğinin oluşmasını engellersiniz, yüksek yargının kurumsallaşmasını engellersiniz, bu şekilde de yargıyı işlemez hâle getirirsiniz.
Sayın milletvekilleri, yargı çok önemli, yargı bir toplum hayatında gerçekten çok önemli. Demin Sayın Bakana bir soru sordum, dedim ki: "Sayın Danıştay Başkanı, ne amaçla, seçildikten hemen sonra Sayın Başbakanı ziyaret etti?" Sayın Bakan cevaplandırırken onu es geçti, efendim, yakın zamanda Danıştayın sorunlarıyla ilgili bir görüşmeden bahsetti. Sayın Bakan da çok iyi biliyor ki ben o görüşmeyi kastetmedim, temmuz ayı içerisinde yapılan görüşmeyi kastettim.
Bakın, Danıştay Başkanı zannediyorum 18 Temmuzda seçildi -yanılmıyorsam- ziyaret tarihi de 30 veya 31 Temmuz ve ondan sonra da Sayın Başbakan iadeiziyarette bulundu. İadeiziyarette niçin bulunulur? O, daha önce, kendisine şu veya bu şekilde bir ziyaret yapmıştır iş ziyareti dışında, iadeiziyaret olur.
Bakın, yasama, yürütme, yargı. Yani, yargı yürütmenin bir alt erki değildir ama en çok da buna yargı mensuplarının dikkat etmesi lazım. Burada, aramızda zannediyorum yargı mensupları da var, en çok onların dikkat etmesi lazım, siz dikkat etmezseniz siyasetçiler sizi kullanır.
Şimdi, niye bunu söylüyorum? Bakın, ta 1839 Tanzimat Fermanı'nda, idarenin işlemlerinin hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerekir düşüncesi ortaya çıkmıştır. Şûra-yı Devlet 1868 yılında kurulmuştur, Danıştay Şûra-yı Devletin cumhuriyete aktarılan yüzüdür, çok önemlidir, Danıştay başkanları da o nedenle çok önemli görev ifa ediyorlar.
Sayın Zerrin Güngör istediği kişiyle görüşebilir, Başbakanla da görüşebilir, bir şey demiyoruz. Bizim üzerinde durduğumuz, "Danıştay Başkanlığı" sıfatıdır. O nedenle, herkes işgal ettiği, bulunduğu görevin gereklerini yerine getirmek zorundadır. Bunun en son örneğini Danıştayın kuruluş yılındaki törende de izledik, basında da yer aldı. Ne yaptı? Sayın Başbakan o hepimizin bildiği olaydan sonra kalkıp gitmeye başladığı vakit... Sayın Danıştay Başkanı cübbesinin iki yakasını bir araya getirmek suretiyle -ne yapsın, ilik ve düğme de yok- bu şekilde Sayın Başbakanın karşısında duramaz. Bakın, aranızda hukukçular var, bu cübbe niye iliksiz, neden düğmesiz? Bu, bağımsızlığın sembolüdür. Kimsenin karşısında eğilmemesi gerektiğini ifade eden bir semboldür bu. En çok da onların buna dikkat etmesi lazım.
Sayın Bakan, o nedenle ben bu soruyu sordum. Yoksa elbette Danıştay Başkanı Sayın Başbakanla da görüşebilir, başkalarıyla da görüşebilir, onda bir sakınca yok ama ziyaretin sebebi çok önemli.
Bakınız, Sayın Danıştay Başkanı seçilirken -bir ay sonra seçildi biliyorsunuz- önce aday çıkmadı. Bakın, Danıştay Başkanlığına tarihte ilk defa aday çıkmadı. Daha sonra turlar devam etti, 14'üncü turda seçildi ve basında yer aldı. Basındaki haberleri okuyun: "Gruplar anlaştı, o nedenle seçildi." denildi. Bu, tek örnek değil. 13. Dairede Başkanlık boşaldı -Danıştayı bilen arkadaşlarımız vardır- 13. Dairede Başkanlık boşaldığı vakit, bir üyenin kıdemi tutuyordu, aday oldu; günlerce seçilemedi ve blok hâlde boş oy kullanıldı. Niye biliyor musunuz? Bir üyenin başkan olabilmek için kıdemi yetmiyordu, kıdeminin yetmesi beklendi ve beklendikten sonra seçildi. Yani, şimdi siz ne yapıyorsunuz? Danıştayı o duruma getirdiniz, şimdi de başka bir duruma getirmek istiyorsunuz.
Benden önce Sayın Bal da değindi; sizin bu yaptığınız yargıyı düzeltmek değil, tam tersine kendinize benzetmektir. Bu size de fayda getirmez, Türkiye'ye de fayda getirmez.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)