GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:98
Tarih:05.06.2014

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bizim vermiş olduğumuz değişiklik önergesinde -daha önceki maddelerde de ifade ettiğimiz gibi- Meclisimizin önüne getirmiş olduğunuz bu tasarının Anayasa'ya aykırı olduğunu, özellikle mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı açısından ciddi sıkıntılar taşıdığını defalarca ifade ettik. Bu önergemizin de iddiası budur. Önergemizin gerekçelerini haklı bularak inşallah değişikliğe "evet" demenizi sizlerden bekliyoruz.

Değerli milletvekilleri, AKP iktidarının on iki yıllık icraatı, arkada bıraktığı birçok siyasal, sosyal, kültürel enkazla anılacak, devletin çivilerinin yerinden çıkarıldığı, kamu kurumlarının lime lime edildiği yıllar olarak hatırlanacaktır ancak en büyük zarar yargıya verilmiştir, en önemli erozyon adalet sistemimizde gerçekleşmiştir. Üç dönem tek başına iktidar olmuş AKP, yargıyı kendi siyasal amaçları doğrultusunda kullanmaya kalkınca, adalet açısından her yeni yıl bir öncekini aratmış, neredeyse ömür uzunluğunda süren davalar, mahkeme kapılarında yıllarca bekletilen vatandaş dramlarıyla karşı karşıya kalınmıştır. Yargıda, maalesef AKP yıllarında, iyileşen, iyiye giden hiçbir şey yoktur. Adalet yerlerde sürünmektedir.

Sorarım sizlere: Mahkeme süreleri azalmış, vatandaşın hakkını en kısa zamanda elde ettiği mahkemeler mi oluşturulmuştur? Hayır. Mahkeme kararları süratli, adil, teknolojiden istifade edilerek oluşturulmuş kararlar mıdır? Hayır. Hak arama hürriyeti engelsiz bir biçimde tesis edilebilmiş midir? Hayır. Adalet pahalı olmaktan çıkarılıp gelir durumu ne olursa olsun her vatandaşın hakkını mahkemeler huzurunda savunabileceği bir yapı kurulmuş mudur? Hayır. Yargı bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı sağlanabilmiş midir? Hayır.

Değerli milletvekilleri, diyebilir misiniz AKP iktidarı döneminde adalet önceki dönemlere nazaran daha iyidir? Öyle olsaydı yapılan kamuoyu anketlerinde yargıya güven yerlerde sürünür müydü hiç? Siyasal iktidarın fütursuzca, bu kadar, yargı üzerinde baskı tesis ettiği, hatta hâkîm ve savcıları tehdit ettiği ve hatta alenen hakaret ettiği bir başka dönem hatırlıyor musunuz?

Yargıtay Hukuk ve Ceza Genel Kurulları ile dairelerine geçen yıl toplam, yaklaşık 896 bin dosya gelmiş, 507 bin dosya da önceki yıldan devretmiş; toplam 1 milyon 402 bin dosya. Ne kadar dosya çıkarılmış? 2013'te 882 bin, devredilen dosya ise yaklaşık 520 bin. Bu ne demek değerli milletvekilleri? Bu, 2013 yılında Yargıtayın iş yükü yaklaşık yüzde 2,5 daha artmış demek. Hâkim, savcı, AKP iktidarının on iki yıldır bu iş yükünü azaltmak için herhangi bir çözüm üretmemesi dolayısıyla, çoluğuna çocuğuna hasret, eve koltuklarının altında dosyalar taşımaya devam ederken vatandaş da geciken adalet dolayısıyla öfkelidir, devlete olan itimadını kaybetmiştir. Değerli milletvekilleri, sadece geçen yıl 14 bin dosya zaman aşımına uğramıştır. Bu, belki de milyonlarca insanın hak kaybı anlamına gelmektedir. 1 milyon 600 bin dosya da sırasını beklemektedir. Bu iş yükü fazlalığıyla milyonlarca insanın hak kaybına uğradığını biraz önce de ifade ettim. 1 milyon 600 bin dosyada adaleti sağlasanız bile geciktiği, gecikeceği anlamına gelmektedir ki hepinizin bildiği gibi geciken adalet de adalet değildir.

Değerli arkadaşlar, özellikle çek davalarında hakkını alamayan iş yerlerinin kepenk kapatma yoluna gittiği, ceza davalarında ise birçok kimsenin hak etmediği hâlde özgürlüğünden mahrum bırakıldığını hepiniz birçok ortamda duyuyorsunuz, yaşıyorsunuz. Buradan Hükûmete sesleniyorum: Ya adaleti tesis edin yahut da partinizin isminde süs gibi duran "adalet" kelimesini kaldırın. Siyasi tutarlılık da siyasi ahlak da bunu gerektirir.

Önergemize desteğinizi beklediğimi ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)