| Konu: | TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 05.06.2014 |
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 592 sıra sayılı Yasa Tasarısı'nın 8'inci maddesi üzerine vermiş olduğumuz değişiklik önergesi için konuşacağım ben.
Tasarının ilk geliş şeklinde bölge idare mahkemesi başkanları ve üyeleriyle ilgili bir coğrafi teminat vardı, dört yıl boyunca atandıkları yerden bir başka yere istekleri olmazsa atanamıyorlardı ama her nedense Adalet Komisyonunda bu çıkartıldı. Şimdi, hâkimlik teminatı çok önemli bir teminattır. Bu nedenle, Adalet Komisyonunda görüşmelerde çıkartılan bu fıkranın biz yeniden eklenmesini diliyoruz.
Bir de AKP'nin vermiş olduğu bir önerge var. Alt komisyondan geçti bu tasarı, aynı zamanda Adalet Komisyonunda da görüşüldü ama nedense AKP grubu bir değişiklik daha veriyor ve Danıştaydan gelecek başkan ya da daire başkanları için dört yıllık süreyi öngörüyor. Bunu neden verdiklerini bilemiyoruz. Tabii, Komisyonda da böyle bir şey açıklamadılar. Eğer böyle bir değişiklik verilecek idiyse neden arkadaşlarımız Komisyonda bunu açıklamadılar? Yani burada birileri çıkar da söylerse anlamış oluruz. O zaman bu Komisyon çalışmalarının çok fazla önemi yok diye düşünüyorum ben.
Danıştaydan gelecek bölge idare mahkemesi başkan ve daire başkanlarının bu bölge idare mahkemeleriyle ilgili ciddi sorun olabileceğini biz Komisyonda da söyledik çünkü geldiklerinde Danıştay üyelikleri devam edecek ancak yerlerine yeni atama yapılacak mı, o belli değil. Bu Danıştay üyelerinin geri dönmeleri talebi söz konusu olduğunda yerlerine yeni atamalar yapılırsa o insanlar ne olacaklar? Bunların hepsi de bir muammadır. Bu Danıştaydan gelenlerin bu şekilde daire başkanlığında ve başkanlıklarda görevlendirilmemesi gerektiğini belirttik ama arkadaşlarımız ısrarla bunu devam ettiriyorlar yani ileride de bunun sakıncalarını göreceğiz.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu tasarının özellikle çocukların cinsel istismarının ve bu nedenlerle de ölümlerinin önlenmesi amacıyla çıkartıldığı ve bu nedenle de cezaların artırıldığı belirtildi sürekli olarak, kamuoyunda da böyle bir yansıması oldu bunun. Ancak, çocuklar söz konusu olduğunda bazı yerlerde, batıda ve doğuda yasalar farklı mı uygulanıyor, ben bunu anlayamıyorum. Şimdi, son zamanlarda, son yirmi yirmi beş gündür PKK tarafından dağa götürülen ya da kaçırılan çocukların olduğunu ve bu çocukların annelerinin nöbete durduklarını hepimiz biliyoruz. Ve Diyarbakır Belediyesinin önünde tuttukları nöbette Diyarbakır Belediyesi güya çok demokratik bir yaklaşımı olmasına rağmen annelerin orada durmasına izin vermemiştir. Bu tabii, demokrasi yaklaşımının ne kadar çifte standarda tabi olduğunu göstermektedir.
Şimdi, Başbakan, bu çocuklarla ilgili diyor ki: "HDP milletvekilleri çocukları dağdan getirsin, PKK'nın elinden getirsin, diğer kaçırılan bazı işçileri ya da askerleri getirdiği gibi." Yani, öncelikle ben Başbakana soruyorum: Siz burada Hükûmetin başı değil misiniz? Siz neden orada duruyorsunuz? Bir de şunu söylemek istiyorum: Doğuda ve batıda yasalar farklı mı uygulanıyor? Burada, Ankara'da ya da herhangi bir yerde "Çocuğum kaçırıldı." dendiği takdirde ne yapılır? Polis hemen müdahale eder, hemen soruşturma açılır, hemen aramalar başlar ama güneydoğuda olduğunda ve PKK söz konusu olduğunda hiçbir işlemin yapılmadığını gözlemliyoruz. Sadece milletvekillerinden medet umuluyor. Gerçekten de orada artık devlet otoritesinin yok olduğunu ve tamamıyla PKK'ya bir otorite bırakıldığını gözlemlemiş bulunuyoruz. Aynı şekilde, son zamanlarda yolların kesildiğini, artık orada herhangi bir şekilde bir yerden bir yere gitmenin bile mümkün olmadığını gözlemliyoruz.
Yine, bölge adliye mahkemelerinin kuruluşuyla ilgili kamuoyunda şöyle bir iddia var: Bölge meclisleri istiyor PKK ve HDP. Bölge meclisleri istiyor, ayrı başkent istiyor, ayrı dil istiyor, ayrı bayrak istiyor.
SIRRI SAKIK (Muş) - Bir tek seni istemiyor Hanımefendi!
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - O mahkemeler de o bölge meclislerinin mahkemesi mi olacak diye kamuoyu bu konuda sorularını yöneltiyor. Sayın Bakan, eğer kamuoyuna bu konuyu cevaplandırabilirseniz yani biz gerçekten memnun olacağız.
Şimdi, batıda bir gösteri yapıldığında, herhangi bir gösteri yapıldığında doğrudan doğruya polisin tazyikli suyuyla ve copuyla karşı karşıya kalınıyor ama bu güneydoğuda olduğunda nedense ne Başbakanın sesi çıkıyor, ne bir başkasının sesi çıkıyor.
SIRRI SAKIK (Muş) - Evin yıkılsın! Yüzlerce çocuk öldürüldü güneydoğuda, yüzlerce!
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Yani biz batıda da olsun istemiyoruz, doğuda da olsun istemiyoruz ama bu çifte standart nedendir? Yasalar doğuda ve batıda neden farklı uygulanmaktadır? Bu özerklik ve diğer talepler Hükûmet tarafından nasıl cevaplandırılmaktadır? Biz bunların hepsini öğrenmek istiyoruz ve demokrasi konusunda da hiçbir şekilde çifte standarda tabi olunmaması gerektiğini, özellikle HDP'li vekillerin de bu konuda gereken duyarlılığı göstermeleri gerektiğini ben buradan söylemek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.