| Konu: | TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 05.06.2014 |
CELAL DİNÇER (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 592 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 10'uncu maddesi üzerindeki önergemiz üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Biraz evvel Sayın Sırrı Sakık "Kişisel değerlerle oynanmamalı, hakaret etmemeli, saygı duyulmalı." dedi. Ben de burada bütün arkadaşlara sesleniyorum: Bu ülkenin kurucu değerleriyle bu kadar oynanmamalı, kurucu değerlerle bu kadar uğraşılmamalı diyorum, bu konuyu burada kapatıyorum.
Görüşmekte olduğumuz bu tasarının 10'uncu maddesiyle eskiden var olan bir komisyonun adını değiştirip "Bölge İdare Mahkemesi Adalet Komisyonu" adıyla yeni bir komisyon kuruluyor. İdari Yargı Komisyonu zaten vardı.
Yine bu tasarıyla yargıda istinaf mahkemelerini kuruyorsunuz. Oysa dünyada istinaf mahkemeleri uygulaması çok zor gerçekleştirilen bir uygulamadır. Gerek Kıta Avrupası'nda gerekse Anglosakson ülkelerinde bunu uygulamaktan çoğunlukla kaçınılmaktadır.
Şimdi önümüzde sekiz yıldır uygulamaya sokamadığınız adli yargı örneği varken idari yargıda da bu uygulamayı getirmek istiyorsunuz. İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45'inci maddesinde bu itirazlar zaten vardı. O maddeyi alarak, altına, üstüne birkaç cümle ekleyerek istinaf mahkemelerini kurduğunuzu sanıyorsunuz. Size soruyorum: Bu konuda altyapınız var mı? Yetişmiş yeteri kadar 1. sınıf hâkiminiz var mı? Bu maddenin sağına soluna birkaç kelime ekleyerek istinaf mahkemeleri kurulamaz. Olsa olsa bunlar yamalı bir bohça olur.
Tasarıdaki bir diğer önemli konu da: Pek çok daireden müteşekkil küçük "danıştaycıklar" oluşturuyorsunuz, evet, küçük "danıştaycıklar" oluşturuyorsunuz. İstinaf mahkemesi olacak bölge idare mahkemeleri arasındaki içtihat farklılıklarını nasıl ortadan kaldıracaksınız? Bunu kaldırmak için güya bir düzenleme getiriyorsunuz. Danıştayda dahi içtihat birliği doğru dürüst sağlanamazken "Benzer olaylarda bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kararlar arasında aykırılık bulunması hâlinde dava Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunca Danıştaya götürülür." diyorsunuz. Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun Danıştaya yapmış olduğu bu başvuru üzerine, Danıştayca verilecek kararlar ilgililer hakkında hüküm ve sonuç doğuracak mıdır? Eğer doğuracaksa bunun madde metninde açıkça belirtilmesi lazım Sayın Bakanım. Eğer doğurmayacaksa o takdirde, eski usulde kanun yararına bozma anlamına gelir ki bu da taraflar açısından hiçbir hüküm doğurmaz. O zaman da insanlar kendilerine göre mahkeme bulmak için coğrafya değiştirmek zorunda kalırlar. "Falanca bölgedeki bölge idare mahkemesi böyle karar veriyor." deyip davalarını oradan açmaya çalışırlar.
Yaptığınız düzenlemede çok daha vahim olan bir husus da şudur: Bu düzenlemede hiçbir bölge idare mahkemesi kararını kesinleştiremezsiniz. Bugün kesinleşen bölge idare mahkemesi kararı üç yıl sonra kanun yararına bozulabilir, ortadan kaldırılabilir. Dolayısıyla, idare mahkemesi kararının kesinleştiğinden söz edemezsiniz.
İdareler zaten yargı kararlarını uygulamakta ağır hareket ederken bu kez, içtihat ayrılığıyla ortadan kalkıp kalkmayacağı belli olmayan bir kararı uygulamaktan imtina ederler. Böyle bir düzenlemeyle tarafların hukukunu koruyamazsınız.
Şu an Türkiye'de istinaf mahkemelerini kurmaktan önce, yargı kararlarının uygulanmasını sağlayacak mekanizmayı getirmek gerekiyor. Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz: Yargı kararlarının hiç veya yeterince uygulanmaması yeni davaları doğurmaktadır. Bazen uygulanmayan kararlar için üç dört yeni dava açılmaktadır. Defalarca iptal edilen kararlar tekrar tekrar açılmaktadır. Sadece yargı kararlarının uygulanmasını sağlayacak tedbirleri alarak istinaf mahkemelerine gerek kalmadan idari yargının yükünü yarı yarıya hafifletebilirsiniz. Gelişmiş hiçbir demokratik sistemde yargıyla bu kadar oynandığı görülmemiştir. Böyle bir yargı anlayışı hiçbir hukuk devletinde kabul edilemez.
Sizi hukukun evrensel kurallarına uymaya davet ediyor, tekrar yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)