GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:99
Tarih:06.06.2014

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, şimdi, çözüm yollarından söz edeceğimi söylemiştim ancak şunu ifade edeyim: Aslında, istinaf mahkemeleriyle ilgili çeşitli zamanlarda birçok... Yani, 1924 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra kaldırılmıştı. Tekrardan kurulup kurulmaması, işe hangi ölçüde yarayıp yaramayacağı konusunda çeşitli tartışmalar meydana geldi. Nitekim, bunların sonrasında 1978 yılında da Profesör Feridun Yenisey tarafından bu konuda bir doktora tezi hazırlandı. Bilmiyorum kaç kişinin haberi vardır ama bu doktora tezinde Yenisey Almanya'da 1971'de başlayan ve 1975 yılında tartışmaya açılan Kanun Yollarında Reform Tasarısı'nın görüşünü benimsemiş, genişletilmiş temyiz yolunu önermiştir. Bu önemli önerinin temelinde, bugünkü sisteme uygunluk yanında, yeni bina, araç gereç ve hâkim, savcı tasarrufu yatmaktadır. Yani, burada, aslında gerçekten böyle bir tasarruf olur mu olmaz mı? Yani siz Yargıtaya ne kadar hâkim, savcı atıyorsunuz, ne kadar bina, araç gereci var, bunun yerine istinaf mahkemesi kurduğunuzda yeni ne kadar savcı, hâkim, araç ve gerece ihtiyaç duyacaksınız? Eskisinden fazla olacağı kesin. Dolayısıyla, böyle bir uygunluk yolunun söz konusu olması mümkün değil.

Ama, mesela, istinaf mahkemelerinin kurulmaması konusunda, bunun gerekmediği konusunda birtakım görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan bir tanesi: İstinafın Orta Çağlarda, hukuki değil, siyasi gayelerle kurulmuş olduğu ifade edilmektedir.

İkincisi: "İstinaf hukuki değil de tarihî ve siyasi zaruretlerle kabul edilebilir. Böyle bir zaruret Türkiye için söz konusu değildir. Demokratik ve otokratik ülkelerde istinafın var olduğu doğrudur. İstinaf, Batı'da köklü bir teşkilat olduğundan kaldırılması çok zordur. Aslında temayül istinafın kaldırılması yönündedir."

Üçüncüsü: "İstinaf mahkemesi bidayet mahkemesi için iyi bir denetim sayılabilirse de nasıl olsa bir daha incelenecek diye davanın ihmali de mümkün olabilir."

Dördüncüsü: "Uyuşmazlığın 2 defa çözümlenmesi verilecek kararın daha objektif, daha kolektif olmasını sağlar. Bu doğrudur. Ancak istinafı kabul eden çoğu ülkede, mesela Almanya'da hafif suçlar ve davalar için -ki Türkiye'de de yoktur- istinaf yolu, ağır suçlar ve davalar için sadece temyiz yolu kabul edilmektedir. Jürili mahkemelerde ise verilen son kararlara karşı genellikle istinaf yolu yoktur. Fransa'da ağır ceza mahkemelerinden verilen karara karşı sadece temyiz yolu vardır."

Beşincisi: "Yargıtayın işinin azaltılması gerekir ki bu da doğrudur. Ama, bunun başka yolları da vardır. Yargıtay kararlarının hâkim ve savcılara mutlaka ulaştırılması hatalı karar verilmesini önler. Kaldı ki istinafın kabulü hâlinde de bazı son kararlara karşı yine de temyiz yolu olacaktır."

Altıncısı: "İkinci derece mahkemelerin teminat olduğu doğrudur ama birinci derece mahkemeler toplu ve teminatlı hâle getirilerek de bu sağlanabilir."

Aslında, işte, çözüm yolu, istinafla değil, sulh hukuk veya ceza hukuk mahkemelerinin yani Osmanlıdaki "bidayet mahkemesi" dediğimiz mahkemelerin doğru bir biçimde karar verecek hâle getirilmesine bağlıdır. Yani, siz ilk mahkemeleri güvenilir mahkemeler hâline getirmediğiniz takdirde hiçbir şeyi çözmeniz mümkün değildir. İstinafa aynı dava dosyaları gidecek, ha Yargıtaya gitmiş, orada günlerce, aylarca, yıllarca beklemiş ha istinafta aynısı olmuş. Yani, nasıl baş edeceksiniz? Dolayısıyla, bu konuda ilk mahkemeler olan mahkemelerin doğru çalışabilmesini veya güvenilir, adil hüküm vermesini sağlayacak tedbirler almanız lazım.

Bununla ilgili ben bir iki örnek ve yol göstermek istiyorum. Yani, bu mahkemeleri nasıl daha güvenilir hâle getireceğiz? Çünkü davalar genelde hâkimin kendi vicdanı ile yasama organının çıkardığı kanunlar çerçevesinde yapıldığına göre, öyleyse bu konuda hâkimlere de destek verecek bir yol izlemek gerekir diye düşünüyorum. Onunla ilgili bilgiyi bundan sonra vereceğim.

Hepinize teşekkürler ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)