GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:99
Tarih:06.06.2014

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

AKP'nin son birkaç yıldır yasama öncelikleri iki noktaya yoğunlaşmış durumda. 17 ve 25 Aralık yolsuzluk hadiselerinden sonra da bu davalara AKP sabah akşam eğilmeye başladı.

Nedir bu iki önceliği? Bir, kendisini koruma ve siyasal hedeflerine hizmet etmesi için yargıya gerekirse her türlü baskıyı yaparak hâkim olma yani yargıyı zapturapt altına alma.

İki: Sözde çözüm sürecinin kanuni altyapısını hazırlama. Bu alanda çalışan meşru ya da gayrimeşru tüm güçlere hukuki güvenceler sağlama.

Yargıyı kontrol etme maksadıyla çalıyı da arkadan dolaşarak Anayasa'yı kalbura çeviren, "hukuk devleti" anlayışını, yargının bağımsızlık ve hâkimlik teminatını ayaklar altına alan ve HSYK'da Adalet Bakanının yetkilerini artıran düzenlemeler yapıldı.

Başbakan ve Hükûmetin salvo atışları, hatta tehdit ve hakaretleriyle bu dönüşüme siyasi destek sağlamak maksadıyla milyonlar manipüle edildi, yargı sindirildi.

HSYK Kanunu, ulusal ve uluslararası tüm ihtarlara rağmen kavga dövüşle yasalaştırıldı. Anayasa Mahkemesinden döneceği belli olan bu yasa, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürüyemeyeceği prensibinin istismarıyla AKP'nin bu kadrolaşmasına hizmet etmek için çıkarıldı. Bu, açıkça ve taammüden bağımsız mahkemelere "Benim emrimdesin." mesajıydı.

Danıştay Kanunu değiştirildi. Danıştaya bir gecede 51 yeni üye atandı. Yargıtay Kanunu'nda değişiklikler yapıldı. 160 hâkim atandı yine bir gecede Yargıtay üyesi olarak. MİT Kanunu değiştirildi. Daha birçok düzenleme, AKP ve Başbakanı koruma ve kollama yasaları olarak Meclisten geçirildi. Hukuk, üstünlerin hukuku hâline geldi, siyasal iktidarın devamlılığını temin etmek üzere dolgu malzemesi yapıldı.

Öte yandan, PKK'yla girdiği müzakerede AKP, Başbakanı ve bakanlarını, MİT Müsteşarını ve diğer tüm yetkilileri; bu arada, bu sürece destek veren sivil, üniformalı, herkesi koruma altına alma maksadıyla yasalar çıkarıldı. Bu yasaların devletin bütünlüğü, milletin birliği ve cumhuriyetin kuruluş felsefesiyle çelişip çelişmemesine bakılmaksızın sadece kanun dışılığa kaymış kişilerin kurtarılması hedeflendi. Terörle Mücadele Kanunu'nun 6'ncı maddesiyle oynanarak terör örgütünün propaganda yapabilmesi şartları kolaylaştırıldı. TCK'nın 215'inci maddesinde yapılan değişiklikle suç ve suçluyu övme hususuna yeni tanımlar getirilerek PKK elebaşısı ve örgütün militanları hakkında methiyeler düzülmesine imkân tanındı. Bu imkândan devletin valisi bile faydalandı değerli milletvekilleri, bebek katiline saygılarını sunan ilk vali olarak reziller listesinin 1'inci sırasına yazıldı. TCK'nın 220'nci maddesinin (6)'ncı fıkrası örgüt adına suç işlemeye yeni bir bakış açısı kazandırdı. Ülkemizin bir bölgesi, artık, kanunsuzlukların, ihanetlerin, dağ kanunlarının egemen olduğu bir bölge hâline geldi. (8)'inci fıkradaki örgüt propagandası tanımı değiştirildi. CMUK değiştirildi ve ana dilde savunma hakkı getirildi. Bu konuda, ne mevzuatta ne de uygulamada hiçbir sorun olmamasına rağmen, KCK ve PKK sanıklarının mahkemelerde işlediği suçlar legalize edildi. Daha neler neler... Ve bütün bunlar "Özgürleşiyoruz, demokratikleşiyoruz." yalanıyla birlikte ellerindeki kitle iletişim araçları da kullanılarak kitlelere servis edildi.

Değerli milletvekilleri, görüldüğü gibi, yargı kararlarının daha adil, daha hızlı, daha ucuz ve ulaşımı daha kolay olmasını temin etme amacıyla açılmıyor bu yargı paketleri. İlk dördünden bu sonucun alınmadığı ortada. Buradan da iyi bir sonuç alınmayacağı yine aşikâr, niyet kötü, akıbet kötü çünkü. Hep günlük kısır çekişmelere endeksli ve birilerini yargıdan kurtarma maksadıyla yapılıyor. Beşinci paket de böyle. Vatandaşın adalete ulaşmasını temin etmeyecek, daha da karıştıracak, işleri daha da uzatacak. Şimdiden "Altıncı paket ne zaman gelir?" diye beklemeye başladık.

Allah adaletle hükmeden yönetimleri bu ülkeye bir an önce nasip etsin diyor, yüce milleti saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)