GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:100
Tarih:10.06.2014

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 592 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın çerçeve 37'nci maddesinin biz metinden çıkartılmasını talep ediyoruz. Neden bunu talep ediyoruz? Öncelikle, Yargıtay ceza ve hukuk daireleri de birer mahkemedir ve Anayasa'nın 142'nci maddesi uyarınca mutlaka yasayla belirlenmesi gereklidir. Ama, burada ne yapılıyor? 37'nci madde çerçevesinde Yargıtay ceza ve hukuk daireleri geçici maddeyle hepsiyle birlikte lağvediliyor, yeniden bütün dairelerdeki görevlendirmeler yapılıyor. Bu, biraz önceki konuşmamda da söylediğim gibi, tamamen cemaatle biten iş birliğinizin sonucunda cemaatçi yargıçları temizlemek ve onları etkisizleştirmek amacıyla yapılıyor.

Şimdi, bir de şunu söyleyeyim: Yeniden bir değişiklik önergesi vermiş AKP Grubu. Biz bunları konuşuyoruz alt komisyonlarda, normal komisyonlarda. Burada yeniden bu önerge neden veriliyor, ona bir baktığımızda, artık süreleri bile sınırlandırıp üç gün, yedi gün... Hiçbir şekilde tahammülünüz yok, orada oluşturduğunuz yapıya tahammül yok; öyle anlaşılıyor burada. Süreleri de sınırlayarak bir an önce kendi operasyonunuzu yapmak istiyorsunuz ama bu operasyonların hiçbirisinin önemi yok. Bunların hepsi bumerang gibi dönüp gelip sonuçta sizleri vuruyor. Biz bunların hepsini yaşayarak görüyoruz ne yazık ki.

Şimdi, bu yasa tasarısında kumpas mağdurlarıyla ilgili herhangi bir şey yok. Bu neden yok? Sayın Bakan söz verdi, Başbakan söz verdi, bütün bakanlarınız söz verdi ama ne yazık ki Balyoz, Ergenekon, Casusluk davası gibi Türk Silahlı Kuvvetleri üzerine yapılan, o millî ordu üzerine yapılan operasyonlara ilişkin, onlarla ilgili yapılan kumpas davalara ilişkin herhangi bir düzenleme yok.

Başbakan "sahte deliller" dedi. Yine, Başbakan Yardımcısı "kumpas, katakulli" dedi, "Ayarlanmış yargıçlarla bu kararlar verildi." dendi ama ne yazık ki şu anda bu tasarıda herhangi bir şey yok.

Şimdi, Başbakan dedi ki: "Bunlar kumpas mağdurları, boşu boşuna orada yatıyorlar, onlara haksızlık yapıldı." Ama paralel örgütten diye görevden alınan emniyetçi Ali Fuat Yılmazer ise "Başbakandan talimat almadan en ufak bir adım atmadık." dedi, hatta "Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanması konusunda Başbakanın talimatı oldu. Onun üzerine tutuklanması konusunda talepte bulunduk ve işlemleri yaptık." dedi.

Aynı zamanda, Başbakan "Ben bu davanın savcısıyım." demişti, ta ki 17 Aralık 2013 operasyonlarına gelinceye kadar, cemaat ile AKP'nin arasındaki kavga su yüzüne çıkıncaya kadar. Oradaki yolsuzluk iddialarının gündeme gelmesiyle beraber cemaatle bütün yollar ayrıldı ve bütün kumpasları cemaatin yaptığı ama Başbakan ve bakanların pirüpak olduğuna dair bir algı yaratılmaya çalışıldı.

Ama gerçeklerin üstü örtülemez sayın milletvekilleri, örtemiyorsunuz da nitekim. Ocak 2014'te TÜBİTAK bu problemli olaylardan sonra, yolsuzluk iddialarından sonra ve Başbakanın söylemlerinden sonra bir rapor verdi, dedi ki: "5 no.lu hard disk Balyoz, Ergenekon, Casusluk, bütün davaların dayanağı olan 5 no.lu 'harddisk' sahte." Yani, buradan anlaşılıyor ki aslında darbe falan yok. Darbe iddiasıyla bu insanlar orada yıllardır tutuluyorlar, yıllardır içeride tutuluyorlar ama ne yazık ki bu kumpasları yapan, ortak olan Hükûmetten bununla ilgili en ufak bir çaba yok.

Aynı zamanda, bununla ilgili sadece 5 no.lu "harddisk" değil sayın milletvekilleri, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Keyfî Tutuklamalar Çalışma Grubunun 1 Mayıs 2013'te... Bakın, Birleşmiş Milletlerin, çok zor çıkan bir karardır bu. Balyoz davasında yargılanan 250 sanığın tutukluluğunun keyfî olduğuna karar verdi Birleşmiş Milletler.

Şimdi, istediğinizde MİT Kanunu'nu bir günde çıkartıyorsunuz, istediğiniz anda Adalet Bakanı hakkındaki soruşturmayı engellemek için hemen kanunları çıkartıyorsunuz, tırlarla ilgili MİT Kanunu'nu değiştiriyorsunuz bir daha MİT tırları kontrol edilemesin diye ama kumpas mağdurlarını, cezaevindeki o mağdur edilmiş insanları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yurtsever askerlerini hâlen daha cezaevinde tutmaya devam ediyorsunuz. Anayasa Mahkemesine bunun suçunu atarak, Anayasa Mahkemesinden medet umarak bundan kurtulamazsınız. Anayasa Mahkemesi yapmamıştır bu kumpası, doğrudan doğruya AKP iktidarı ve cemaat birlikte yapmıştır. Şimdi cemaatle kavga ettiğinize göre...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - ...onları siz içinizden attığınıza göre artık bunu düzenlemek, bunu yapmak sizin görevinizdir. Ancak vicdanınız öyle rahat edebilir diyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)