| Konu: | BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 10.06.2014 |
AYŞE ESER DANIŞOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İvedi yargılama usulünden çocuklara yönelik suçlara kadar geniş bir alanı kapsayan 104 maddelik bir torba yasa tasarısını görüşüyoruz. Tasarının toplumda olumlu algılanmasını sağlayan, çocuklara yönelik cinsel suçlarda ceza artırımı öngören maddeler ancak 256 kadın örgütü bu tasarının geri çekilmesi için sürekli çağrı yapıyor. Türk Tabipleri Birliği Kadın Sağlığı Kolu, yasanın cinsel taciz ve saldırıları önlemeyeceğini, çocuk ve kadınları koruyamayacağını ve bir caydırıcı etkisi olmayacağını düşündükleri için itiraz ediyorlar. Eğer bu çatı altında halkın tamamı temsil ediliyor ve tamamı için kanun yapılıyorsa bütün bu itirazların dikkate alınması da gerekiyor.
Görülmesi, duyulması istenmiyor ama istismar ve şiddetin en çok yaşandığı yer ne yazık ki aileler. Aile hepimiz için çok değerli ancak ailenin kutsallığı söylemi, aile içinde yaşanan şiddeti ve istismarı bir kılıfa sokuyor, görünmez kılıyor, kadınların ve çocukların yaşadıklarının üstü kapatılıyor ve cinayetler, şiddet ve tecavüzler de azalmıyor.
İkinci defa kız çocuk dünyaya getirdi diye elektrik işkencesiyle öldürülen Mübarek Turan'ın kocası, cinayeti işlerken 155 Polis İmdat'ı arıyor "Vallahi daha ölmemiş ama katli bana helalse öldürüyorum." diyor. Bu zihniyeti değiştirmek için iktidar partisinde bir çaba var mı, ben göremiyorum. Her gün sokaklarda çocuklarının gözü önünde katledilen kadınları, bir ömür annesiz kalan küçük çocukları hiç düşünüyor musunuz, bundan da emin değilim çünkü bu tasarıda kadın cinayetlerine ve kadına karşı şiddete dair de hiçbir düzenleme yok. Âdeta böyle bir toplumsal sorun yokmuş gibi davranılıyor. Kadın cinayetlerine ağırlaştırılmış müebbet cezasının yasalaştırılması için öneriler getirildi ama kulaklar gene tıkalı.
Değerli milletvekilleri, devletin kadına bakışını bir davayı hatırlatarak açıklamak istiyorum, karakolda nasıl feci şekilde dövüldüğünü hepimizin kayıtlardan izlediği Fevziye Cengiz'in davası. Yargılanan polislere bir yıla kadar hapis cezası, birine de beraat istendi, dayak yiyen Fevziye Cengiz hakkında polislere hakaret ve direnme gerekçesiyle sekiz yıl dokuz aya kadar yani aşağı yukarı dokuz yıl kadar hapis cezası istendi. Kadınları ve haklarını bu devlet anlayışı nasıl koruyacak?
Tasarıda cinayet davalarında ceza indirimi sağlayan haksız tahrik indirimi uygulanmasını engelleyecek bir düzenleme de yer almıyor, bu da kadın örgütlerinin önemli itirazlarından bir tanesi.
Ülkemizde mağdur olan sadece kadın ve çocuklar değil tabii, bir de kimlikleri yok sayılan LGBTİ bireyler var. Geçenlerde bir cinayet davasında haksız tahrik indirimi verilmesine gerekçe olarak maktulün travesti olması gösterildi. Kanunlar önünde herkes eşit değil mi? Bu tasarıda da bir düzenlemeye yer verilmediğine göre, iktidar, onaylamadığı vatandaşlarına yönelik nefret söylemine, ayrımcılığa ve her türlü şiddete aldırmıyor mu dememiz gerekiyor.
Tasarıdaki bir diğer eksiklik, çocuk yaşta evliliklerin üzerinde durulmaması. Kız çocuklarının eğitim görmesinin, güçlenerek istedikleri hayatı kurabilmesinin en büyük engellerinden biri de budur. Çocuk gelinlerin nikâhını kıyan imamlar, köylerdeki muhtarlar, kamu görevlileri ve en önemlisi aileler bu istismara göz yumuyor diye Hükûmete düşen de bunu seyretmek midir? Kader Erten 12'sinde evlendirildi, 13'ünde anne oldu, 14'ünde de öldürüldü. Her adımı bir çocuk istismarı olan bu olayın failleri belli ama görmezden geliniyor. İşte çocuğa bakışımız budur.
Değerli milletvekilleri, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını bir devlet politikası olarak her kademede eğitimde ve her kurumda yerleştirmemiz gerekiyor. Bir zihniyet dönüşümü sağlanamazsa zayıflar her zaman ezilecektir.
Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)