| Konu: | TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 11.06.2014 |
AYKAN ERDEMİR (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bizleri ekranları başında izleyen değerli yurttaşlarımız; 3 Aralık 2012 tarihinde Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair bir kanun teklifi vermiştim; bu kanun teklifi Nefret Suçları Kanun Teklifi idi. Bu teklif, şahsımın bir teklifi değildi ya da Cumhuriyet Halk Partisinin bir parti olarak görüşü değildi; aksine, Türkiye'de nefret suçları noktasında çalışma yürüten 60'ın üzerinde savunucu örgütün oluşturduğu Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu'nun ortak aklının ürünüydü ve yönetişime önem veren Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisine taşımayı bir görev bilmiştik. Bugün görüşmekte olduğumuz 592 sıra sayılı torba yasada görüşülen ve TCK 102, 103, 105 ve 152'nci maddelerde değişiklik öngören 58, 59, 61 ve 65'inci maddeler, Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu tarafından talep edilen değişiklikleri içeren maddelerdir. Biz de bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi olarak nefret suçlarına ilişkin talepleri değişiklik önergesi olarak Meclisimize sunuyoruz ve bu değişiklik önergelerimizde, TCK'da mevcut suçların nefret saikıyla gerçekleştirilmesi hâlinde yarı oranında artırılmasını talep ediyoruz. Nedir bu suçlar? 102'de cinsel saldırı, 103'te çocukların cinsel istismarı, 105'te cinsel taciz ve 152'de mala zarar verme. Evet, bu suçlar nefret saikıyla işlendiğinde gelin cezayı yarı oranında artıralım. Bu makul talebe kim itiraz edebilir ki diye düşünüyoruz.
Bakın, daha henüz geçtiğimiz hafta sonu İstanbul'da, Esenyurt ilçesinde, İncirtepe Mahallesi'nde Allahuekber Ehlibeyt Camisi kundaklandı. Bu cami ve içindeki kutsal eserler zarar gördü. Bugün caminin imamı Yakup Yaşlak Hoca'yı aradım, geçmiş olsun dileklerini ilettim, Caferi vatandaşlarımızın üzüntüsünü paylaştım. Bu, Türkiye'deki Caferi cami ve mescitlerine yapılmış ilk saldırı değildi; tıpkı cemevlerine ve Alevi kurumlarına yapılan ilk saldırı olmadığı gibi ya da tıpkı Türkiye'deki sinagoglara, kiliselere, camilere ve diğer inançların mabetlerine yapılan ilk saldırı olmadığı gibi.
İşte, bugün, artık El Nusra Cephesini, Boko Haram'ı, IŞİD'i konuştuğumuz noktada... Tüm bu örgütlerin ortak noktası unutmayalım ki nefret, şiddet ve aşırılık. Ne yazık ki bu örgütlere uzun yıllar duyarsız kalındı ama bugün tehlikenin kapımıza dayandığını görüyoruz. İşte bu anlamda diyorum ki bu, artık bir samimiyet sınavı. Nefret suçları ve bu suçlara kaynaklık eden ırkçılık, zenofobi, antisemitizm, İslamofobi ve benzeri akımlara karşı harekete geçmeye hazır mıyız, yoksa seyirci kalmaya devam mı edeceğiz?
22 Kasım 2012 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi olarak nefret suçlarının araştırılmasına ilişkin bir araştırma önergesi vermiştik. O gün Meclisimizde uzun yıllardır özlediğimiz çok güzel bir uzlaşma tablosu sağlanmıştı; Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Barış ve Demokrasi Partisine mensup milletvekilleri bu araştırma komisyonunun kurulması için hep beraber oy vermişti. Ne yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisi o dönemde henüz bu önergeye destek çıkmaya hazır değildi. Ben diyorum ki artık zamanı geldi; gelin, bugün, burada Türkiye'nin özlediği birlik ve beraberlik tablosunu çizelim, nefret suçlarına ilişkin düzenlemeyi Meclisimizin oy birliğiyle geçirelim. Geçirelim Madımak'ta yakılan canlar için, geçirelim Neve Şalom Sinagogu'nda bombayla öldürülenler için, geçirelim hunharca katledilen Rahip Santoro için, geçirelim devletin seyirci kaldığı Hrant Dink cinayeti için, geçirelim katledilen kadınlarımız için, katledilen LGBTİ bireylerimiz için; geçirelim ki bu hafta sonu kundaklanan Allahuekber Ehlibeyt Camisi Türkiye'de kundaklanan son mabet olsun, Türkiye'deki son nefret suçu örneği olsun. Bunu başarmak elimizde, bunu başarmak Türkiye Büyük Millet Meclisinin artık önünde. Gelin, bu haklı talebe duyarsız kalmayalım.
Saygılar sunuyorum, özgür günler diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)