GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:102
Tarih:12.06.2014

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Öz'ün sorusu son kararnameye dair. Tabii, bildiğiniz gibi, hâkimler ve savcılarla alakalı atama ve yer değiştirme kararnameleri HSYK'nın 1. Dairesi tarafından yapılmaktadır. HSYK 1. Dairesi kendi koyduğu ilkeler çerçevesinde bunu yapmaktadır. Kurul Başkanı olan Adalet Bakanının 1. Dairenin çalışmalarına katılma hak ve yetkisi olmadığı gibi herhangi bir oy ve görüş bildirme yetkisi de yok, tamamen kurulun kendi aldığı kararlar çerçevesinde yapılmaktadır. Esasında yargıdaki en büyük kararname her zaman yaz kararnamesidir. Bu kararnamedeki sayılar her zaman kabarık olur. Sanki ilk defa bu kadar yüksek sayıda bir kararname çıkarılıyormuş gibi bir algı veriliyor.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Ama daha önce hiç böyle olmadı Sayın Bakan.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bak, ben rakamlar vereceğim. 2011 yılında adli yargıda 1.976, idari yargıda 254 kişi -haziran kararnamesi- 2012 yılında adli yargıda 2.335 kişi, idari yargıda 184 kişi; 2013 yılında adli yargıda 1.923 kişi, idari yargıda 148 kişi; 2014, şu anki yaz kararnamesinde adli yargıda 2.224, idari yargıda 293 kişi. Dikkat ederseniz, rakamlar üç aşağı beş yukarı birbirine denk rakamlar. Ama tabii, Türkiye'de son zamanlarda yaşanan tartışmalar nedeniyle herkes "Acaba burada şu var mı, bu var mı, şundan mı yapıldı, bundan mı yapıldı?" şeklinde değerlendirmeler yapıyor. Bunu çarpıtmak isteyenler de var ama işin esası, rutin ve normal bir kararnamedir. Sayı iki az, üç fazla olabilir. Bunun özellikle bilinmesini isterim.

Sayın Işık, Çek Yasası'nda değişiklik yapan yasayla bildiğiniz gibi hapis cezası kaldırıldı. Esasında Anayasa'ya da uygun bir düzenleme yapıldı çünkü Anayasa sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin hapis cezasıyla müeyyidelendirilemeyeceğini hüküm altına alıyor. O zaman da çok tartışıldı fakat daha sonra şöyle bir karar alınmıştı: BDDK bünyesinde Risk Santralizasyonu Merkezi diye bir merkez kuruldu. Şu anda da faaliyette bu merkez. Şifreli bu; kişilerin oraya üye olmaları gerekiyor. Oradan o kişinin bütün faturaları, bütün ödemeleri gözüküyor. Eskiden sadece kontrol etmek isteyenler negatif olan durumları görebiliyordu ama şimdi, Alim Işık'la ilgili, eğer bir şirketse veya şahıssa ödediği bütün bonolar, çekler, senetler, Visa kartı, telefon faturası, ne kadar ödemesi varsa kayıt altında, hepsi o sicilde gözüküyor. Dolayısıyla çek alan veya çek veren herkes çek aldığı, çek verdiği kişinin sicilini görerek bunu veriyor. Sonucuna da tabii katlanması gerekiyor. Ama eskiden böyle bir durum yoktu, yani referanslar oluyordu veya bir şekilde kendince araştırma yapıyordu. Şimdi daha iyi bir sistem kuruldu. Geçen partinin Afyon'daki toplantısında bizim milletvekillerimiz de bu konuda epey şikâyet dile getirdi, Ekonomiden Sorumlu Koordinatör Başbakan Yardımcımız Ali Bey orada rakamları da açıkladı. Şu anda rakam itibarıyla bu yasanın çıkmasından önce karşılıksız çıkan, takasa giren çekle şimdiki arasında olumsuz anlamda bir gelişme yok, aksine, olumlu anlamda bir gelişme var. Burada sorun şu: Bu Risk Santralizasyonu Merkezinin sunduğu imkânı bizim iş adamlarımız henüz yeteri kadar öğrenmiş değil. Öğrenmiş olsalar ben eminim ki bu noktada çok rahatlayacaklar, çekini kabul etmeyecekleri kişilerin çeklerini kabul etmeyecekler, piyasa kendi içinde bir güven sistemini inşa etmiş olacaktır.

Hapisle ilgili "Yeniden getirin." dendiğinde, tabii, yeniden getirilebilir fakat hapis cezasıyla bir kişinin karşı karşıya kalabilmesi için -burada pek çok avukat arkadaş var, bilirler ki- günü gününe davayı takip etse...

ALİM IŞIK (Kütahya) - Hapis getirilmesi değil efendim, bir fon oluşturulması düşünülmüyor mu?

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - ...hiçbir zaman gecikmesi olmasa en erken beş senede içeri ancak girebiliyor yani bu, alacağın tahsili için fazla bir imkân sağlamıyor. Ama şimdi şu sistem gerçekten önemli bir sistem. Bu uygulandıkça çek gerçekten paraya dönecektir, aksi takdirde çek bono vasfını kazanacaktır. Uygulamayı biraz daha görelim, ondan sonra biz bunu yeniden ele alabiliriz ihtiyaç varsa.

Yıllara göre burada rakamlar da var. Vaktinizi almak istemiyorum, arkadaşlar bana şu anda veriyorlar.

Tazyik hapsinin kaldırılmasına ilişkin bir çalışmamız yok, kaldırılmasını da işin doğrusu doğru görmüyoruz Bakanlık olarak.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Çekte kalktı, burada duruyor yani hakikaten adaletsizlik.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Rakamlar şu anda elimizde yok, onu ifade edeyim.

Sayın Köktürk, tasarının 70'inci maddesindeki sulh ceza mahkemeleriyle ilgili hususu sordu. Bu son derece önemli bir değişiklik. Esasında, sulh ceza-asliye ceza ayrımının bir anlamı yok çünkü aynı usule tabiler. Sadece hapis cezasına göre bir görev sınırı vardı. Bu, iş yükünün adaletsiz dağılımına da yol açıyordu, şimdi tekleştirdik. Asliye cezaların sayısı artacak bundan sonra, iş yükü adil dağılacak.

İtirazlarla ilgili de, sulh ceza hâkimliğine verildi ama bütün sulh ceza hâkimliklerine verilmedi itiraz, sadece ağır ceza merkezinin bünyesinde olan sulh ceza hâkimliğine verildi. Örneğin, Ankara'nın ilçelerinde sulh ceza hâkimleri var. Bir ilçedeki cumhuriyet savcısı takipsizlik kararı verdi Polatlı'da diyelim, Polatlı'daki sulh ceza hâkimine ağır ceza yoksa itiraz etmiyor. Nereye edecek? O zaman Ankara ağır ceza nezdindeki sulh ceza hâkimine itiraz edecek. Sadece, ağır ceza merkezinde bulunan cumhuriyet savcılarından bir tanesi takipsizlik kararı verdiğinde oradaki sulh cezaya itiraz edecek. Bu bizim sistemimize yabancı bir şey değil. Şu anda diyelim bir ağır ceza mahkemesinin verdiği karara itirazı kabilse ne yapıyor? Bir sonraki numaralı ağır cezaya, bir sonraki numaralı asliye cezaysa asliye cezaya itiraz ediliyor. Şu anda asliye cezalarda bir savcı dava açıyor, değil mi? Açtığı zaman asliye cezada tek hâkim on yıla kadar hapis cezası verebiliyor. Biz diyor muyuz savcıyla hâkim anlaşır, on yıla kadar ceza verir? Onu demiyoruz. Aksine, böyle bir şey düşünmek de doğru değil. Şu anda savcıların, hâkimlerin birbirlerini tanımadığını... Diyelim ki Yozgat merkez Çorum'a gidiyor. "Çorum'daki ile Yozgat'taki birbirini tanımıyor, birbirini bilmez." dersek kendimizi aldatırız yani herkes birbirini tanıyor, birbirini biliyor. Burada önemli olan hukukun doğru işlemesi.

Ağır cezayı yaptığında heyet olduğu için daha güvenceli gözüküyor ama hepimiz çok iyi biliyoruz ki ağır ceza mahkemeleri bu işi biraz da angarya gibi görüyor, kendi asli şeyinin dışında görüyor. Reis ne derse diğer üyeler de ona göre bakıyor veya bir üyeye veriyor "Sen bak." diyor, onlar imza atıyor ama şimdi sulh ceza hâkimliği müessesesinde yargılama yapmayacak bunlar, hiçbir dava dosyasına bakmayacak. Sadece işleri bu olacak, asli işleri bu olacak. Tedbirler hakkında karar verecek, kabahatlere ilişkin idari yaptırımlar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakan, cümlenizi bitirin isterseniz, süreniz doldu.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Bizim sorular ne oldu? Yazılı mı cevap vereceksiniz?

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkanım, izin verirseniz...

BAŞKAN - Cümlenizi tamamlayın lütfen.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Dolayısıyla, bu son derece önemli bir müessese, ihtisaslaşma olacak. Belki bundan sonra göreceksiniz, bu noktadaki kararlar daha sıhhatli olacak. Bir de bu hâkimliklere kıdemli olanlar atanacak.

Sayın Bayraktutan'ın dediğine aynen katılıyorum. Yani, bu konularda verilmemesini ben de doğru görmüyorum. Benim Bakan olarak bunun olumlu neticelenmesi için noterlerimiz bakımından da, avukatlarımız bakımından da çalışacağımı bilmenizi isterim çünkü bu bizim kanunlardan değil, biraz Pasaport Kanunu'ndan kaynaklanıyor ama onu ayrı bakanlık takip ediyor. Fakat, ben de Bakan olarak bu konuda olumlu bir noktaya gitmesi için takip edeceğim.

Almanya'dan gelen Suriye'ye geçenlerle ilgili şu anda benim elimde bir bilgi yok, bunu öğrenerek vermemiz lazım. Onun için onu yazılı olarak bilgi verebilirim.

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Telefon numarası var bende, verebilirim.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Oslo'yla ilgili iddia, soru bir iftiradır yani onun gerçekle bir alakası yok.

Özelleştirmeyle ilgili, nerede iptal edildi, kaç tane dava var, ona dair şu anda benim elimde bir veri yok. O veriler olduğunda ben size yazılı olarak verebilirim.

OKTAY VURAL (İzmir) - Oslo'ya yürüyerek mi gitmişler, tarifeli uçakla mı gitmişler(!)

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Okmeydanı'yla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldı. Silahtan çıkan merminin hangi silahtan çıktığına ilişkin tespitler yapıldı. Şu anda soruşturma devam ediyor.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Polis dışarıda geziyor.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Kapalı adliyelerin açılmasına ilişkin şu an bir çalışmamız yok.

BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür ederim.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Teşekkür ediyorum.