| Konu: | İSTANBUL MİLLETVEKİLİ AYŞE ESER DANIŞOĞLU'NUN, (2/353) ESAS NUMARALI 2547 SAYILI YÜKSEKÖĞRETİM KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 17.06.2014 |
AYŞE ESER DANIŞOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun teklifi 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 54'üncü maddesinin değiştirilmesini içeriyor. Biliyoruz ki YÖK Kanunu, 12 Eylül darbesinden sonra, öğretim üyeleri ve öğrenciler üzerinde akademik ve idari baskı kurmak üzere, üniversitelerin özgürlük alanını daraltmak amacıyla hazırlanmıştır. Ancak, otuz yıl sonra, hâlâ özündeki merkeziyetçi felsefe doğrultusunda uygulanmaktadır. YÖK Kanunu, akademik ve idari özgürlükleri siyasi nedenlerle ortadan kaldırmaktadır. YÖK bağımsız ve tarafsız bir kurum değildir, olmamıştır; tam tersi, siyasi bir kurumdur. Varlık nedeni akademik kaygılar değil, tamamen ideolojik denetimdir.
Öğrenci Disiplin Yönetmeliği, YÖK Kanunu'nun 54/(a) maddesindeki hükme dayanılarak Yükseköğretim Kurulu tarafından düzenlenmektedir yani yönetmeliğin çerçevesini kanun maddesi düzenlemektedir. Bu yönetmelikte 2012 yılında bazı değişikliklere gidildi, bazı tanımlar ve hükümler kaldırıldı, 2013 yılında başka ilave değişiklikler de geldi ancak yönetmeliğin dayanağının kanun olması nedeniyle, kanun değişmediği sürece yönetmelikteki değişiklikler de temelsiz kalmaktadır. Zaten bu kanun sadece antidemokratik bir yönetmeliğe temel teşkil edebilir. Kanunun özündeki anlayış öğrencileri potansiyel suçlu olarak gördüğünden, hiçbir yeni yönetmelik de uygulamada bir fark yaratmayacaktır, zaten yaratmamıştır. Ayrıca, son ilave düzenlemelerle de izinsiz bildiri dağıtmak bile yine ceza kapsamına alınmıştır.
Mevcut 54'üncü maddeye göre, yükseköğrenim kurumları içinde veya dışında "yükseköğrenim öğrenciliği" sıfatına, onur ve şerefine aykırı hareket etmek soruşturma nedenidir, saygı dışı davranışlarda bulunmak soruşturma nedenidir, dolaylı olarak öğrenme ve öğretme hürriyetini kısıtlama da öyle. Yani, bunlar, takdire, yoruma açık, öznel kavramlar olarak ceza kapsamına alınmıştır kanunla.
Örneğin, "saygı" toplum içinde değişkenlik gösteren, yazılı olmayan kurallardan bir tanesi olmakla beraber ölçülebilir bir değer değildir, dolayısıyla, saygısızlığın cezalandırılması da kabul edilebilir değildir. İşte, bu saydıklarım aslında yeni yönetmelikte yer almamakta ancak mevcut kanuna göre suç teşkil etmektedir.
Kanundaki bir diğer siyasi kontrol unsuru anarşik ve ideolojik olaylara katılma yasağıdır. Bu ifade, Anayasa'nın bireysel hak ve özgürlükleri güvence altına alan 25, 26 ve 34'üncü maddelerini göz ardı etmektedir.
Değerli milletvekilleri, öğrencilerin eğitim hayatlarını ve geleceklerini etkileyen bu düzenlemeler, YÖK'ün gençlerin sindirilmesi, üniversitelerin suskunlaştırılması amacını bugün de sürdürdüğünün göstergesidir. Bu, öğrencileri yıldırma politikasının sonuçları sadece sınavlara girmeme, okulu uzatmayla sınırlı kalmayıp devlet yurtlarından atılmaya kadar da varmaktadır. Özellikle tutuklu ve hükümlü öğrencilerin çok fazla sıkıntısı ve sorunu da var.
Ülkemizde, bilimde, teknolojide, sosyal bilimlerde ilerlemelerin gerçekleştirilmesi için akademik özgürlük, uluslararası çapta akademik kadrolar ve devletin yeterli kaynak sağlaması şarttır. Dünyada ilk 10 ekonomi arasına bilim üretmeden, sadece betonlaşarak giren bir ülke ben bilmiyorum.
Şüphesiz ki bir gün bu YÖK Kanunu değişecek. Yükseköğretim Kurulu 2012 yılında MEB'e oldukça tartışmalı değişiklikler içeren bir kanun taslağı sundu. Ancak, bu kanun taslağında da Öğrenci Disiplin Yönetmeliği anlamında olumlu bir değişim görülmüyor.
Sonuç olarak, eleştirilen bu yönetmeliğin demokratik ve çağdaş bir biçimde yenilenmesi, bu yönetmeliğe dayanak teşkil eden 2547'nin 54'üncü maddesinin yeniden düzenlenmesine bağlıdır. Yönetmeliklerin ve kanunların çağımızın gereklerine, gençlerimizin ihtiyaçlarına uyması için ve öğrencilerimizin demokratik haklarına kavuşması için bu teklifin kabul edilebileceğini ümit ediyorum.
Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)