GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İSTANBUL MİLLETVEKİLİ AYŞE ESER DANIŞOĞLU'NUN, (2/353) ESAS NUMARALI 2547 SAYILI YÜKSEKÖĞRETİM KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:104
Tarih:17.06.2014

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İç Tüzük'ün 37'nci maddesine göre vermiş olduğumuz YÖK Kanun Teklifi'mizin ilgili komisyonda kırk beş gün içinde gündeme alınmamasından dolayı doğrudan gündeme alınması teklifimiz var. Bunu son derece önemsiyoruz. Ancak, bu konudaki görüşlerimi dile getirmeden önce içinde bulunduğum bir sıkıntılı durumu Meclisle paylaşmak isterim. Bunun ortak sıkıntımız olduğunu düşünüyorum çünkü Soma'da büyük bir facia yaşadık ve Soma'ya söz verdik, dedik ki... Sayın Salih Kapusuz Başbakanın elçisi olarak geldi ve "Beş gün içinde Soma'yla ilgili düzenlemeleri yapacağız." dedi. Bunun içinde günlük çalışma saatinin altı saat, haftalık otuz altı saat olmasından yer altına özel bir asgari ücret uygulamasına, iş güvenliğinden geride kalanlara bir ev, bir maaş, bir istihdam sağlanmasına kadar pek çok nokta vardı. Geldiğimiz noktada, Soma'nın üzerinden günler geçtikçe Soma unutulmaya, unutturulmaya, savsaklanmaya... Soma'yla ilgili 8 maddelik, bu sözleri içeren kanun teklifi, Plan Bütçe alt komisyonunda 50 maddeye, görüşülürken 104 maddeye, korkarız şimdi ana komisyonda 200 maddeyi aşacak bir noktaya doğru ilerliyor.

Şimdi, ben, Soma'ya verilen sözler tutulmadan, yine, iktidar partisi milletvekillerinin altı saatlik çalışmayla ilgili önergeyi geri çekmesiyle daha alt komisyonda geri adım atılmışken, diğer konulardaki beklentiler her geçen gün biraz daha boşa çıkarken burada başka bir şey konuşacak olmaktan üzüntü ve utanç duyuyorum. Ancak, bu konudaki önemli sorumluluğun iktidar partisi grubuna ve iktidar partisinin Hükûmetine ait olduğunun ve şu alt komisyondaki duruma müdahale edilmesi gerektiğinin bir kez daha altını çiziyorum.

Kanun teklifimiz Yükseköğretim Kuruluyla ilgili. İşte bir kez daha Adalet ve Kalkınma Partisinin demokrasiyle imtihanı, işte bir kez daha tutarlılık sınavı; işte bir kez daha iyi niyet, işte bir kez daha hakkaniyet testiyle karşı karşıya iktidar partisi grubu.

On yıl öncesine kadar, Beyazıt Meydanı'nda her cuma namazından sonra kadınlı erkekli öğrenciler ve dışarıdan gelen desteklerle YÖK'ü protesto edenler şimdi neredeler? O gün YÖK'e, YÖK size ait değil diye mi karşı çıkıyordunuz? Bugün YÖK ele geçirildikten sonra... Kenan Evren'in 1980 darbesinin ürünü 1982 Anayasası'nın mihenk taşlarından olan YÖK'ün kaldırılmasıyla ilgili birazdan muhalefet partileri el kaldıracaklar. Şimdi o el kaldırmaya iştirak edecek misiniz? Sizi GATA palasta Kenan Paşa dikkatle izliyor. Şöyle bir yatağında doğrulacak, yüzünde bir tebessümle "Bakalım bizim çocuklar ne yapacak? Bugüne kadar utandırmadılar. Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi istedim, paşa arkadaşlarım 'Bu kadar da olmaz.' dedi, 'Olur, olur.' dedim; azca kullandım, benim kullanmamın misliyle AKP kullandı. Sıkıyönetim mahkemelerini legalleştireyim dedim, 'Bu kadar da olmaz.' dediler; AKP sonradan kendinin de başına bela olacak olan özel yetkili mahkemeleri kurdu. Seçim barajını koydum, 'Paşam, demokraside olmaz.' dediler; Başbakan aslanlar gibi savunmaya devam ediyor. Şimdi, YÖK Kanunu'nda beni mahcup etmezler, birazdan oylama var ve bizim çocuklar YÖK'ü savunacaklar, kim ne derse desin." diyecek. Belki BDP ile MHP, MHP ile CHP birlikte oy kullanacaklar ama Kenan Paşa'nın çocukları YÖK'ü savunmaya devam edecek.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Sen kimin çocuğusun?

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Sakın, Paşa'yı mahcup etmeyin! Paşa bundan rahatsız olur, yatağında vallahi gözü açık gider. O yüzden, onun bir tebessümle oturması için, siz YÖK Kanunu'nu savunmaya devam etmelisiniz.

Geçen sene burada defalarca söyledim, bu sürpriz bir durum değil ki. 12 Eylül referandumu, 7 Kasım 1982 ve oylama yapıldı. Oylamada Türkiye'de yüzde 91 "evet" oyu kullanıldı, şeffaf zarflar falan vardı. Herkesin kendine göre mazeretleri, haklı gerekçeleri, korkuları olabilir ama bundan önceki referandumda sorulan soruya karşı bir duraksayıp sonra "Ben 'hayır' kullanmıştım." diyen Sayın Başbakanın oy kullandığı sandıktan bir tek "hayır" oyu çıktığını ve eşiyle birlikte o sandıkta oy kullandığını biliyor musunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Yalan.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Ben soruyorum: Bu konuda, o sandığın sonucunu getirin, o sandığın sonucunu istiyoruz.

Bir de aman ha Kenan Paşa'yı mahcup etmeyin, dikkatle sizi izliyor. (CHP sıralarından alkışlar)