| Konu: | TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 17.06.2014 |
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, burada, aslında şöyle bir iş yapıyoruz: Plan ve Bütçe Komisyonundan alt komisyona sevk edilen ve madencilerle ilgili yapılması gereken düzenlemelerin içine 100'den fazla madde ilave edildi. Aslında, bir zamanlar terminolojide krizden fırsat yaratma vardı, şimdi birileri faciadan fırsat yaratıyorlar.
301 madencimizi kaybettiğimiz noktada artık bizim yapmamız gereken şey, eksiklerimizi gidermek, özellikle ILO'nun yer altında çalışmayla ilgili 176 sayılı düzenlemesine imza atmak, sonra buna uygun kanunları çıkarmak, buna uygun yönetmelikleri yayımlamak ve denetimi buna göre madenlerde yapmaktır. Neden? Ben Taner Yıldız'ın yalancısıyım. Taner Yıldız dedi ki: "Eynez madeni, Türkiye'nin, belki Avrupa'nın en güvenli madenlerindendir." Ne zaman? Geçen sene temmuz ayında söyledi bunu. Ne oldu? O bunu söyledikten yedi sekiz ay sonra Türkiye'nin en büyük maden kazası, iş kazası 301 canımızı aldı. Demek ki mevcut mevzuatımıza göre, mevcut denetim yöntemlerimize göre o madenler, Türkiye'deki hiçbir maden artık güvenli değil.
Bunun yanında, faciadan sonra Soma'ya gelen ekipler, Soma'da oturma eylemi yapan madencileri alıp Ankara'ya getirenler, Recep Tayyip Erdoğan'la görüştürenler ve Soma'ya tekrar gelip Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini madencilere söyleyenler birçok şey söyledi. Bunun içinde, madencilerin ailelerinden geriye kalanlara istihdamdan birer tane konuta, verilecek ilave maaşa kadar veya madenlerde çalışanlara kimsenin onları madene zorla indirmeyeceğinden gerekirse üç dört ay süreyle maaşın devlet tarafından verileceğini söylemeye kadar... Hatta, devamında Başbakan sormuş: "Kaç para alıyorsun?" "1.200." "Vah vah vah! Böyle şey olur mu?" demiş, "En az 2.000 lira yapalım." "İkramiye alıyor musun?" "Almıyoruz." "Yılda 6 tane de ikramiye verelim. Peki, bunun dışında kaç saat çalışıyorsunuz?" "Yedi buçuk saat." "Ya, altı saate indirelim, haftalık otuz saati geçmesin." Ve sanki huzuruna varmış olan birisine bir padişahın buyurması, vermesi gibi madencileri memnun edecek birçok şeyle madencileri yolladılar ve oturma eylemi bitti. O oturma eylemi bitsin diye Başbakanın aracılığını yapan Salih Kapusuz "Bize beş gün verin." dedi; yandan uyardılar, "Beş gün az olur, beş Meclis günü olsun, taş çatlasa sekiz gün, on gün." O sözün üzerinden yirmi üç, yirmi dört gün geçti, o gün diyorlardı ki: "Beş gün sonra dediklerimiz yapılmazsa biz de gelip sizinle birlikte burada otururuz." Bugün, o sözü verenler Mecliste, komisyonda koltuklarında oturuyorlar ancak madenciler yeniden oturma eylemine başladı. Bugün yol kestiler, kamyoncularla kavga etmek zorunda kaldılar. An itibarıyla, 750 madenci Soma Kaymakamlığının önünde oturuyor, 2 bini gün boyunca kaymakamlık önündeydi. Yeni vali geldi, söylediklerinden kimse tatmin olmadı, "Sayın Vali, sana saygımız sonsuz, sözü verenler gelsin buraya." dedi madenci kardeşlerimiz.
İşte, bu, sadece ve sadece, defalarca uyarmamıza rağmen... "Eğer, bu maden ocağı bu parayı ödemezse bu çocukların hâli nice olur." dedik. İşte, o sözün bir parçasını şimdi 4 parti birlikte getiriyoruz: Ödenmezse devlet ödeyecek, sonra kamu alacaklarının tahsili yoluyla işverenin üstüne gidecek. Bugün, o gün madende ölenlere, o madenden yaralı kurtulanlara on üç günlük maaşını bile ödememiş olan o işverenin görevini yerine getiriyoruz, sonra tahsilatta bulunacağız.
Verdiğiniz on tane söz var. "Başbakanın mı sözü üstün, dayıbaşının mı, göreceğiz." diyorlar ya, o on devlet sözünün tutulması için takipçi olmaya devam edeceğiz. Biz yukarıda önerdik, kabul etmediler. Yapılacak iş şudur: O sözlerin içinde bulunduğu 8 maddeyi ve verip de tutmadığınız 2 maddeyi derhâl yarın Plan Bütçeden, torbadan ayırıp buraya getirin. Yoksa torba, referandumda yapıp da üstünü şeker kaplayıp millete acı yutturduğunuz gibi, sonradan anladığınız gibi, şimdi gelinen noktada da kabul edilecek şeyleri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - ...kabul edilmeyecek şeylerle birlikte sevk etme noktasına gelmiştir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)