| Konu: | ÇANAKKALE SAVAŞLARI GELİBOLU TARİHİ ALAN BAŞKANLIĞI KURULMASI HAKKINDA |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 18.06.2014 |
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye'nin her yerini ilgilendiren, aynı zamanda tabii ki, Türkiye'nin dışında tüm dünyayı da ilgilendiren böylesi önemli bir kanunda konuşmak üzere sizleri selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, hepinizin de çok iyi bildiği gibi, Gelibolu, doğal ve kültürel değerlerin yanında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün komutanlığında, emperyalist güçleri şaşkına çeviren Çanakkale savaşlarının yaşandığı ve nice isimsiz kahramanlarımızın yattığı çok önemli tarihî olaylara tanıklık etmiş bir yerdir. Gelibolu, 2000 yılında çıkarılan yasayla, ilk defa millî park olarak özel yasayla koruma altına alınmıştır. Bu yasayla, Gelibolu Yarımadası Milli Parkı'nın tarihinin ve kültürel değerleri ile orman ve bitki örtüsünün korunması, geliştirilmesi ve yönetimine ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesi ile Türk vatanının savunmasının ve doğal, güzel bir örneği olan, uluslararası barışa hizmet etmesi için tüm dünyaya tanıtılması amaçlanmıştır.
Şimdi, bu akşam sizler ne yapıyorsunuz? İçerisinden "barış ve millî değerlerin" kelimelerini çıkararak burada savaşın bolca geçtiği, kullanıldığı bir başkanlık dönemine çıkarmaya çalışıyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, ilk bakışta bu tasarının ranta dönük bir tasarı olduğu görülüyor. Tasarı daha Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmeden Anafartalar Ovası, Seddülbahir ve çevresi başta olmak üzere, bölgede arsa vurguncuları, büyük holdingler, binlerce dönüm arsayı kapatmaya başladılar bile.
Bildiğiniz gibi, UNESCO, Gelibolu Yarımadası'nı Dünya Mirası Geçici Listesi'ne aldı, 25 Haziranda yapılacak Meclis toplantısında ise asil listeye geçişi görüşülecek. Bu projeyi Avustralya, Yeni Zelanda ve İngiltere de destekliyor. Bu tasarının çıkarılması için bu kadar aceleci davranmanızın sebebi UNESCO'nun Gelibolu Millî Parkı'nı Dünya Mirası Listesi'ne koyması olabilir mi? Alınacak karar sizi korkutuyor mu? Bu acelenizin sebebi nedir? Rant elde etme telaşı mıdır, yoksa altında bilmediğimiz başka nedenler mi yatmaktadır?
Meclisin ana muhalefet partisi olarak bizim görüş, öneri ve tekliflerimizi dikkate almadığınız gibi, tasarıyla ilgili sivil toplum örgütlerinin görüş, öneri ve düşüncelerini almadığınızı biliyorum. Aldığınız görüşler varsa biz de bilmek istiyoruz.
Bu tasarının toplumsal uzlaşı kültürü doğrultusunda, daha nitelikli ve bilimsel bir şekilde hazırlanması mümkünken siz buna gerek duymadınız. Neden? Siz bunların hiç birini yapmadığınız gibi, tasarı ile Milli Parklar Kanunu, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kanunu'yla birlikte Kamu İhale Kanunu, Orman Kanunu, Kıyı Kanunu, Kamulaştırma Kanunu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi birçok kanunu yok sayarak, aykırı biçimde geliştiriyor, Anayasa'mızın 89'uncu ve 161'inci maddelerini de ihlal ediyorsunuz. Bu tasarıyla, özel olarak çıkarılan Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kanunu'nu da tamamen yürürlükten kaldırıyorsunuz.
Bildiğiniz gibi, Çanakkale barışın kentidir. Tasarıyla kurmayı düşündüğünüz Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının adının, her şeyden önce, "Dünya Barış Parkı Başkanlığı" olması orada yaşayan tüm vatandaşlarımızın ortak paydası.
Tarihî alan içerisindeki tahsisler Başkanlığın kurulmasıyla birlikte bedelsiz olarak Başkanlığa terk ediliyor. Burada bulunan işletmecilerin hakları gasbediliyor. işletmeciler mağdur ediliyor, bölgede turizme yönelik hizmet sunan, pansiyonculuk yapan ve hediyelik eşya satışıyla geçimini sağlayan köylülerin bu faaliyetleri engelleniyor. Başka da bir geçim kaynağı olmadığı için köylüler mağdur edilerek -tarımla da geçinemediklerinden ve kısıtlı hâllerinden- burada insanlar göçe zorlanma ihtimaliyle karşı karşıya kalabilirler.
"Köy yerleşim alanlarının imar planlarıyla Eceabat Belediye sınırlarıyla il mücavir alanlarına ilişkin imar planlarının hazırlanması ve mücavir alanlara ilişkin imar planlarının revizyonu Başkanlığın olumlu görüşü olmadan yapılamaz." deniliyor. Belediye başkanlarının yetkileri zaten Şehircilik Bakanlığı, Başbakanlık ve TOKİ'yle mağdur edilmişken, bir de, şimdi bu yasayla -daha çok yetkiler alınarak- mağdur ediliyor. Tarihî alanda her tür ve ölçekte planların hazırlanması, yenilenme ve değiştirme yetkisi tek başına başkana veriliyor. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülkesinde bu kadar yetkiyle donatılan ve denetlenmeyen, tüm yetkileri haiz bir tüzel kuruluş, bir devlet erki var mıdır?
"Başkanlığın gelirleri içerisinde yer alan Çanakkale Özel İdaresi, Çanakkale Belediyesi ve Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası bütçelerinden en az yüzde 1 oranında ayrılacak paylar..." ifadesi yer alıyor. Bu ifade de doğru değildir. Burada mutlaka bütçenin teknik anlamda... "Bundan önce gerçekleşen bütçe üzerindeki gelirlerden pay alınması gerekir." diye ifadenin de ayrıca düzeltilmesi doğru olur diye düşünüyorum.
Şimdi, burada, hem genel bütçedeki tüm yetkileri hızlandırarak tek Bakanlığa veriyoruz, eyvallah, bürokrasi ortadan kalkıyor... Yönetim biçimi olarak da Kültür Bakanlığına devredilmesi doğru bir anlayıştır, buraya da hiçbir şeyim yok. Ancak, burada, az önce söylediğim gibi, dikkate alınması gereken, yeni bir anlayış tarzıyla, yetkilerle donatılması ve insanların buradaki haklarını araması dâhil -kira kanunları da ortadan kaldırarak hakları araması dâhil olarak- yok edilmesidir. Bu bütçeler üzerinde baskı kurmaya devam ediliyor. Başkana âdeta bakan yetkisi verilmiş ve bu kadar geniş yetki verilmesi de ayrıca doğru mudur, tartışılır.
"Tarihi Alanda, Eceabat ve köyler dışında kalan her türlü yapılaşmanın ve yapıların kullanımının denetimi Başkanlıkça yapılır." deniyor. Yasayla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilen yetki ve 81 ilde yapılan lisanslı yapı denetim kuruluşları ile ilgili yürütülen denetim yetkisi gasbediliyor. O kadar yetkiyle donatılan kişinin -bakın, çok önemli- bu kadar yetki verdiğimiz bir insanın sadece dört yıllık yüksek okul mezunu ve beş yıl kamu ve özel teşebbüste çalışması yeterli görülüyor. Ancak, bir baktığımızda, bu kadar yetkiyle donatılan, bu kadar yetki verilen bir insan da donanımlı olmalıdır. Yani bir mimar, bir mühendis olabileceği gibi ayrıca o da yeterlidir, mezun olması. En az bir kıstas konmalıdır, deneyim kıstası. Beş yıl, on yıl gibi deneyimli bir insan olmasının konması gerekir. Peyzaj mimarlığı, tarih bilgisi gibi; yurt dışından mezun olup burada bununla ilgili ihtisas konularında deneyimi olan bir arkadaşın atanması çok doğru olur. Burada kimin ne yapabileceği... Bir fizikçinin dahi buraya atanabileceğinin kanun teklifine konması çok hoş değildir.
Başkanlığın en üst organı olan koordinasyon kurulunun yılda 2 kez toplanarak başkanlığın faaliyetlerine yönelik plan ve programları müzakere etmek, öneri ve görüşlerini bildirmekten başka bir görevi yoktur. Acaba 2 kez toplanarak buradaki yetkililer huzur alacaklarını mı takip edecekler? Başkanlığın mali hesap verme konusunda da olabildiğince sıkıntı yaratmaktadır. Çünkü, 5018 ve diğer kanunlara baktığımızda da burada oldukça sıkıntı yaratacağını görmekteyiz.
2015 yılı yaklaşırken Çanakkale'de 2015 Ajansı hâlâ kurulmamıştır. Bakın, 100'üncü yıl yaklaşıyor ve bununla ilgili kutlamalarda -100 bin kişilik talep olmasına rağmen- hac kotası konar gibi "10.500 kişilik kotadan fazla gelemezsiniz." diye buradaki misafirlerimizin de... Hazır hâle gelmeyen bir anlayış vardır. Bu kadar, sekiz ay gibi kalan bir süre içerisinde buradan bu yetkiyi alarak yetiştireceğimize inanmıyorum. Bunu aldınız, yetkileri de donattınız, her şeyi yaptınız ama 2015'e bu kafayla, bu anlayışla Çanakkale'deki Gelibolu Yarımadası'nın hazırlanması mümkün değildir.
Onun için, Türkiye'de herkesi ilgilendiren böylesi bir millî davada bu kanunun hayırlı olmasını diliyorken, bunların da göz önüne alınmasını dikkatlerinize sunuyorum.
Saygılar ve sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)