| Konu: | ÇANAKKALE SAVAŞLARI GELİBOLU TARİHİ ALAN BAŞKANLIĞI KURULMASI HAKKINDA |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 18.06.2014 |
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle az önce İsmet Uçma Milletvekilimizin bir konuşmasını düzeltmek istiyorum. Şurada şöyle bir ifade var. Bir kere Çanakkale Gelibolu Yarımadası'nda savaşlardan bugün değin ne kadar hükûmet, gelmiş geçmiş ne kadar genel müdürlük, ne kadar devlet erkânı, ne kadar Genelkurmay başkanı varsa hepsine teşekkür ediyoruz hizmet açısından. Ancak, şu usul doğru değildir, aynen okuyorum tutanaktan: 1970 öncesi yani yıllara sari olarak köyler Çanakkale Savaşları'ndan sonra askerlerimizin bulunduğu tarihî alan parkları hiçbir zaman için gezilemiyordu, yasak anlamı. Bu çok doğru değildir. Bir kere önce bir bilgi sahibi olmak lazım. Tüm Türkiye'de, ben de dâhil, ilkokul 5 ve 4'üncü sınıftaki tüm insanlar o günkü alan kılavuzları yoktu ve tarih öğretmenleri tarafından 1970'ten önce de Türkiye Cumhuriyeti'nde askerî bölge de dâhil olmak üzere orayı hepimiz ziyaret ediyorduk. Bunu düzeltmek lazım. Bir yeri karalamak doğru değildir. Onun için, bu bilgi kirliliğini düzeltmek istiyorum yani bir haksızlık yapmayalım. Bir yeri karalamak doğru değildir. Varsa direkt hedefinizi söyleyebilirsiniz.
Ancak, orada söylemek istersek gelip orada orduyla ilgili bir sorun varsa biraz daha açalım. Orada Genelkurmay Başkanlığı bugün Bigalı köyü de dâhil olmak üzere bir sürü köye kendisi bizzat düzenlemeler yapmıştır. 1973'te çıkan o günkü yasa, kırk bir yıl önceki yasada da o günkü hâliyle yer almış, 2000'de çıkan yasalar da bugüne kadar getirilmiş ve şimdi yeni düzenlemeler yapıyor. O zaman Kültür Bakanlığı, Orman ve Savunma bakanlıkları, Genelkurmay hepsi 1970'den önce de oraya yatırım yapmıştır, halkın ayni yardımları da oraya toplanan paralarla yardım yapmıştır ama bir devri karalayarak sadece "Biz on iki yılda yatırım yapmak..." hiç doğru değildir. Özellikle bunu da öğretmek istiyorum. Özellikle de Sayın Bakanıma da buradan bir düzeltme yapmak istiyorum. "Millî" kelimesini çok güzel anlattınız ve söylemeye, vurgulamaya çalıştınız ancak niye tasarının başına "Millî" kelimesini koymuyorsunuz? Niye çekiniyorsunuz? Az önce "Bu bizim değerlerimizle, yargımızla farklı, eşleşmiyor. Onun için biz, millî olan bu duygularımızı paylaşan bu millî değerlerimizi burada kaldıramayız. Sadece barış olarak bakamayız." diyorsunuz ama getirdiğiniz bakanlığın tasarısında "millî" kelimesini başına koyamıyorsunuz. Ama Türkiye Cumhuriyetinin TC'sini, millî olan değerleri, millî olan bütün her şeyi yok etmeye çalıştığınız gibi bu kanun tasarısında da verilecek cevap size "millî" kelimesini ortadan kaldırmaktır.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Öyle bir şey yok.
ALİ SARIBAŞ (Devamla) - Öyle, evet, kendisi söyledi, ben söylemedim.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Bu kanunun ruhunda millilik var.
ALİ SARIBAŞ (Devamla) - Arkadaşım, okursan... Deminden beri bütün önergelere bir bakın. Burada konuşmacıları da hiç dinlememişsiniz. Siz akşamdan beri sadece parmak kaldırıyorsunuz. Burada muhalefetin verdiği bütün konuşmaları dinlemediğinize de emin oldum.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Dinliyoruz işte.
ALİ SARIBAŞ (Devamla) - Yani onun için bu millî ruhunuz bu kadar iyiydi de niye tasarıdan "millî" kelimesini kaldırıyorsunuz? Millî parklar vardı. "Millî" kelimesini niçin kaldırıyorsunuz Sayın Bakan? O zaman bunun cevabını vereceksiniz. Diyorsunuz ki: "Barışın karşılığındaki kelimenin burada oturduğunu kabul etmiyoruz. Onun sonucunda..."
Bir düzeltme daha yapıyorum Sayın Bakan. "Biz, buraya, uluslararası törenlerde bundan sonra çağıracağız." Bugüne kadar uluslararası Çanakkale 18 Mart törenlerine siz de çağırdınız, bundan önceki kutlamalardaki hükûmetler de çağırdı. Niye böyle kelime oyunları yapmaya çalışıyoruz ki? Bunları düzeltme gereği hissettiğim için söylüyorum.
Gelelim asıl konuya. Bir konuda... Yerel yönetimlerle ilgili ayağını da hemen söylemeye çalışıyorum. Burada düzeltilmesi gereken konu şu: Gerçekleşen reel gelirler üzerinden pay almak istiyorsanız gerçekleşen reel gelirler üzerinden bütçeye pay koymalısınız. Doğru olan budur. Yani burada "en az" kelimesi de doğru değildir, net koymalısınız. Bunu da özellikle söylemek istiyorum. Hem diyeceksiniz ki: "Yerel anlayışı sokmak istemiyoruz." ve sonuçta zorla bunu kabul ettirerek alt komisyonda koydunuz, şimdi de buradan para alma konusunda da istekli olmaya devam ediyorsunuz. Bu bir çelişkidir. Onun için, orada, yerel ayağı olmayan, katılımcı olmayan, kontrolü olmayan bir yasanın yürütülmesi mümkün değildir.
Çok teşekkür ederim.(CHP sıralarından alkışlar)