GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI VE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERE İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:106
Tarih:19.06.2014

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Ülkemizde birçok ilde görülen Kırım Kongo kanamalı hastalığı ve alınması gerekli tedbirlerle ilgili söz almış bulunuyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında ülkemizde PKK terör belasından sonra şimdi de karşımıza Irak'taki IŞİD terör örgütü çıkmaya başladı. IŞİD terör örgütü Musul'dan sonra Telafer'i, Tuzhurmatu'yu da ele geçirdi, şimdi de Kerkük üzerine yürüyor. Irak'ta tam bir kargaşa hâkim. Bundan da en büyük zararı Irak Türkleri görüyor. Peşmerge Kerkük'ün etrafına yerleşim yerlerine yerleşerek sahip çıkıyor, "Artık buradan çıkmayacağım." diyor.

Sayın milletvekilleri, IŞİD de belli yerleri -başta petrol bölgesi olmak üzere- ele geçiriyor. Sanki aralarında anlaşma yapmışlar gibi görünüyor ve Irak bölünüyor. AKP iktidarı ve Hükûmeti bu durum karşısında acaba ne yapıyor, ne önlemler alıyor, bunu da öğrenmek istiyoruz.

Biz de ülkemize, Türkiye'mize ve dünyaya baktığımız zaman hiç de iyi bir tabloyu görmüyoruz. Türkiye kaynıyor, komşu ülkeler yanıyor. Her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Ancak buradan bakınca İpek, Defne, Ömer Kağan ve Ali Efe torunlarımıza iyi bir Türkiye ve dünyayı bırakamadığımızı da söylemek istiyorum. Ülkemizin geleceği kapkaranlık görünüyor. Sonuçta torunlarımızı çok daha ağır şartlar bekliyor. Ancak onların "Dedelerimiz bizim için iyi bir dünya, iyi bir Türkiye bırakmadılar." diye bizleri suçlayacaklarını da şimdiden görüyor ve hissediyorum.

Sayın milletvekilleri, Kırım Kongo kanamalı hastalığı ülkemizde her geçen gün daha fazla yayılıyor, daha fazla can alıyor. Anneler, çocuklar, dedeler, çiftçiler ölüyor. Son günlerde sadece Tokat ilinde 9 kişi kene ısırmasından dolayı hayatını kaybetti. Sorun da maalesef gün geçtikçe artarak devam ediyor. Ancak devletimiz kenenin nereden, ne kadar geldiğini, ne kadar insana zarar verdiğini çözmüş değil, kene ile ilgili mücadele yapacak olan ilacı da bulmuş değil. Hatta aşısını dahi bulamadık. İnsanlarımız kaderlerine terk edilmiş durumdadır. Sağlık Bakanlığının konuyu ciddiye almadığını sanki görüyor gibiyiz ve de öyle düşünüyoruz.

Hastalık mevsimsel özellik göstermektedir. Genel olarak mayıs ve ekim ayları arasında görülmesine rağmen değişik aylarda da görülebilmektedir. Hastalık için çiftlik çalışanları, çobanlar, kasaplar, mezbaha çalışanları, et ve et ürünleri, market işçileri gibi tarım çalışanları, hayvancılıkla uğraşanlar, veterinerler başta olmak üzere birçok grup, özellikle sağlık personeli, askerler, kamp yapanlar risk grubu içerisindedir.

Sayın milletvekilleri, ancak "Bizim canımız yandı sizin canınız yanmasın." diye insanlar da maalesef feryat ediyor. Çorum'u, Yozgat'ı, Tokat'ı ile İç Anadolu Bölgesi'ndeki insanlar tarlaya, bahçeye gitmeye korkuyor "Acaba kene bana da yapışır mı?" diye maalesef bekleşiyorlar. Devlet olarak, insanlara yardım etmeme hakkımız yoktur. Hükûmet, Sağlık Bakanlığı bu konuda görevini yeterli olarak yerine getirmemiştir. Bu konuyla ilgili koruyucu hekimlik mutlaka önemlidir. Son yıllarda tedavide görülen gelişmelere rağmen bu enfeksiyonlarda ölüm oranları hâlâ çok yüksektir. Ancak kaynağı tespit etmek, gerekli ilaç ve aşı bulmak için Tokat merkezde büyük bir araştırma merkezi kurulmalı, dünyanın her tarafından da ilim adamlarının inceleme ve araştırma çalışmalarına mutlaka bu bölgeden başlanmalıdır. 9 Haziran tarihinde Tokat Reşadiye ilçesinde 3 çocuk annesi otuz sekiz yaşında Şefika Koç tedavi gördüğü hastanede ölmüştür. Bu annenin 3 çocuğuna acaba devlet olarak ne diyeceğiz, ne yapacağız? Sonuçta bu hastalık gerekli önlemler alınmadığında daha da yayılacak, daha fazla vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olacaktır ki, şu an itibarıyla Tokat'ın dışında İç Anadolu Bölgesi'nde, Sivas'ından, hatta Konya'sına kadar birçok ilde bu hastalıkla ilgili çok ciddi manada kene ısırmasıyla ilgili hadiselere rastlanmaktadır ve hastanelere de gelinmektedir. Bundan dolayı da ülkemiz çok önemli bir sorunla karşı karşıyadır. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bütün yetkililer kendi üzerlerine düşen konuda üzerlerine ne düşüyorsa çok süratli bir şekilde yapmalıdır. Yani anneler, babalar, çocuklar veyahut da insanlarımız neden ölsün değerli milletvekilleri?

İnanıyorum ki, buradan seslenişimizi bir kez daha Sağlık Bakanlığı yetkilileri duyacak ve gerekli önlemleri alacaktır diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)