| Konu: | SAKARYA'DA 1 KİŞİNİN YAŞAMINI YİTİRMESİNE VE AĞIR MADDİ HASARA YOL AÇAN SEL FELAKETİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 19.06.2014 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Sakarya'da bir sel felaketi oldu, milletvekili arkadaşlarımızla oraya gittik. Şimdi, milletvekili arkadaşların ne görev yaptığını bir kere daha burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsünden ifade edeyim. Arkadaşlar, ölüm oluyor, sel felaketi oluyor, yangın oluyor, milletvekilleri olarak oraya gidiyoruz. Ben de gittim. "Tamer Yaman" adında 22 yaşında genç bir çocuk, sel felaketinin son anında, çatının demirlerine tutunduğu anda selin suları geldi, onu çatının demirlerinden kopardı, hayatın ortasından da aldı, yaşamını yitirmesine neden oldu; geride gözü yaşlı bir ağabeyi, bir annesi, bir de babası kaldı. Daha sonra, Sakarya milletvekilleri olarak biz Geyve'ye gittik, onların annesini, babasını ve kardeşini ziyaret ettik. Aradan bir iki gün geçti, geride ölüm vardı, yıkılmış binalar vardı, yok olmuş tarlalar vardı. Aradan on gün geçecek, bir ay geçecek ve bunlar unutulacak Türkiye Büyük Millet Meclisinde, belki milletvekilleri de kendi hayatlarının akışı içerisinde onlar da geride bırakacaklar. Böyle acıları yok edip, bırakıp, gerilerde unutup gideceğiz.
Değerli arkadaşlarım, Sakarya'da tam iki gün içinde yağan yağmurlarda 22 yaşındaki bir can Tamer Yaman öldü gitti, 107,3 milyon liralık hasara uğradık. Karapürçek'te Uludere Mahallesi'nde bir anne "Sen milletvekili misin?" dedi bana, "Evet, milletvekiliyim." dedim, benim ayaklarıma yapıştı, "Ben çocuklarımla beraber geceleyin uyuyamıyorum, burada 25 hane dere yatağının kenarına yoksulluğun verdiği kaderle, cahilliğin verdiği kaderle ev yaptık. Bizi sırf yoksulluğumuza ve cahilliğimize mahkûm ederek ölüme terk etmeyin. Bizi, devletimiz bu 25 haneyi buradan alsın ve bir yere yerleştirsin, bir bedel koysun ve biz o bedeli ödeyelim, hayatımızı, çocuklarımızın hayatını kurtarın." dedi.
Ben de o anneye bir vekil olarak söz verdim. Sadece CHP'lilere değil, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki AKP'li milletvekili arkadaşlarıma da, MHP'li milletvekili arkadaşlarıma da, BDP'li milletvekili, HDP'li milletvekili arkadaşlarıma da anlatacağıma söz verdim. Çünkü o annenin de yarın öbür gün Tamer Yaman'ın annesi gibi yüreği yanmasın, o da çocuğunu kaybetmesin, eşini kaybetmesin, biz de onları unutup hayatın akışına kendimizi kaptırmayalım diye.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sakarya'da bir sel felaketi oldu, bir kişi öldü. Yarın öbür gün başka felaketler olur. Bizim görevimiz, insanlarımıza sahip çıkmaktır. Bizim görevimiz, ölen çocuklarımıza sahip çıkmaktır. Bizim görevimiz, Geyve'de yıkılan evlerinde oturamayan, "Şu anda devletimiz bize nasıl sahip çıkacak?" diye bizim gözümüzün içine bakan insanlarımıza ve annelere sahip çıkmaktır. Ben, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bunu yapacağına inanıyorum. Bu anneye sahip çıkalım, Tamer Yaman'ın annesine, Uludere'de Karapürçek'ten seslenen, "25 haneyi buradan kaldırın, yoksulluğumuza ve cahilliğimize bizi yok etmeyin." diyen bu anneye de sahip çıkalım, Sakarya'ya sahip çıkalım.
Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)