| Konu: | ZONGULDAK'IN KURTULUŞUNUN 93'ÜNCÜ YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 107 |
| Tarih: | 24.06.2014 |
ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Zonguldak'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 93'üncü yıl dönümü münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Zonguldak topraklarında milat öncesinden başlayarak dört bin yıla yakın bir geçmişin ve çeşitli uygarlıkların izlerini görürüz. 1848'de başlayan kömür üretimiyle birlikte, farklı kültür ve yaşam biçimi olan Rum, Ermeni, Yahudi, Fransız, İtalyan, Hırvat kökenli insanlar kentimizde yaşamışlardır.
Zonguldak, ilk dönemlerden başlayarak bir emek kenti olarak ortaya çıkmıştır, bu nedenle "emeğin başkenti" olarak adlandırılmıştır. 1900'lü yılların başlarında, özellikle cumhuriyet döneminden sonraki yıllarda iş ve ekmek arayan insanların ilk adresidir. Cumhuriyet dönemine kadar Osmanlı idaresinde olan Zonguldak, 8 Kasım 1829 tarihinde taş kömürünün bulunmasıyla önem kazandı. Taş kömürü, zamanın en değerli madeni olduğu için yabancı sermayenin de ilgi odağı hâline geldi.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ülkemiz, tarihinin en ağır koşullarını içeren anlaşmayı imzalamak zorunda bırakılarak düşman işgali altında kaldı. Zonguldak ve çevresi, zengin taş kömürü kaynağı olduğu için, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Fransızlar tarafından işgal edildi; amaç Fransız şirketlerin haklarını korumaktı.
Şüphesiz en değerli hazine vatan toprağıdır. Vatanımıza beslenen düşmanca duygulara karşı her zaman tek yürek ve tek yumruk olmayı başarabilen ulusumuz, Anadolu'da Atatürk'ün önderliğinde ulusal kurtuluş ve bağımsızlık hareketi başlatmış, uzun süren mücadeleler vermiştir. Müdafai hukuk cemiyetlerine bağlı güçlerin direnişi sonucunda ülkemiz için son derece önemi olan ilimiz, 21 Haziran 1921'de düşman işgalinden kurtulmuştur.
Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin 1 Nisan 1924 tarihinde kurduğu ilk il olan Zonguldak tam bir cumhuriyet kentidir. Yeni Türkiye Cumhuriyeti, ilk büyük eğitim atılımı için Zonguldak'ı seçmiş, ilk üniversitesini 1924 yılında "Maden Mühendis Mekteb-i Âlisi" adıyla burada kurmuştur. Yüz seksen yıllık sanayi ve üretim kültürü olan kentimiz, demir ağlarla ana yurdun dört baştan örülmesine katkı sağlamıştır.
Zonguldak, kömür madenleriyle enerji ve ısı, Çates Elektrik Santraliyle ışık vererek, Erdemir ve Karabük Demir Çelik Fabrikalarıyla demir çelik üreterek Anadolu'nun imar edilmesinde, demir yollarının Anadolu'yu kucaklamasında önemli bir görevi yerine getirmiştir.
Zonguldak'ta ilk işçi örgütlenmesi sayılan Amele Birliği 1921'de, Ziraat Sandığı 1913, Ticaret ve Sanayi Odası 1919, Baro 1927, Halkevi 1932'de, Maden Kömürü Havzası İşçileri Sendikası 1946'da kurulmuştur. Çalışanların örgütlenmesi açısından Zonguldak, ülkemizin önde gelen illeri arasındadır. Zonguldak ülkemizin tüm illerine kara yolu, hava yolu, demir yolu ve deniz yolu ulaşımı olan ender illerimizden birisidir.
Taş kömürü üretimiyle birlikte, 1925 yılında Türk Antrasit Fabrikası, 1948 yılında Çatalağzı Termik Santrali, Filyos Ateş Tuğla Fabrikası, 1968 yılında Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları ve Çaycuma SEKA Kâğıt Fabrikası kuruldu. Zonguldak, bu tabloyla kömür üretiminin yanı sıra sanayi kimliğini de kazandı.
Ulu Önderimiz ilimizin ülkemiz için olan önemini cumhuriyetin kuruluşunun ardından Zonguldak'ı ziyareti sırasında şu sözlerle ifade etmiştir: "Zonguldak'ın derin toprakları altındaki madenler ne kadar kıymetliyse bizim nazarımızda da Zonguldak o kadar kıymetli bir vilayetimizdir." Her bir metrekaresi alın teri, şehit kanı ve mücadele olan ilimiz, Atatürk'ün de dediği gibi taşı toprağıyla kıymetli bir ilimizdir. Özellikle, çok uzun yıllardan beri, yeryüzünün metrelerce altında zor şartlara karşı büyük çaba sarf ederek ülkemizin kalkınması adına yapılan işte önemli bir yere sahip olan madenci kardeşlerimizin emeği göz ardı edilemez.
Karadeniz Ereğli'nin elpek bezi, çeliği ve Osmanlı çileği, Devrek'in el emeği göz nuru bastonu ve mis kokulu gevrek simidi, Alaplı'nın fındığı, Çaycuma'nın yoğurdu, Gökçebey'in tavuğu, Filyos Vadisi Projesi, doğa harikası mağaraları, denizi ve taş kömürüyle özdeşleşmiş ilimizin yemyeşil doğasıyla vazgeçilemez olduğu bir gerçektir.
AK PARTİ Hükûmeti olarak bizler de ilimizin kalkınması, tanıtılması ve modern görünüme kavuşması için çalışmalarımızı bütün hızıyla sürdürüyoruz. Bu vesileyle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere millî mücadelede şehit ve gazi olan tüm askerlerimizi, taş kömürünü bularak ülkemizin ve ilimizin kalkınmasında önemli katkıları bulunan Uzun Mehmet'i ve taş kömürünü alın terleriyle canları pahasına çıkarırken şehit düşen bütün madencilerimizi rahmetle ve minnetle anıyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)