GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/336) ESAS NUMARALI 7. CUMHURBAŞKANI KENAN EVREN'İN CUMHURBAŞKANLIĞINDAN KAYNAKLI TÜM HAKLARININ GERİ ALINMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:107
Tarih:24.06.2014

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; faşist darbelere karşı bu toplumun her kesiminden ses yükseldi, itiraz yükseldi, bir tek egemenlik hakkını gasbettiği Meclisten... Bugüne kadar, faşist darbelere dönük, çocuklarımıza ve bu ülkenin gelecekte yaşayacak olan bütün insanlarına yüz akı olarak sunacağımız herhangi bir Meclis tavrından bahsetmek mümkün değil. Meclis bu konuda hiçbir inisiyatif almadı. Ne yapabilirdi? Bu inisiyatifin en önemli göstergesi, hâlen önemli ölçüde onların döneminde yapılan Anayasa'yla yönetiliyor olmamız hazmedilemezdi, yeni bir anayasa yapabilirdik, Meclis bu anayasayı yapabilirdi, cevap vermenin bir şekli bu olabilirdi; bunu yapamadık Meclis olarak çünkü faşist darbe Anayasası'nın ilk 3 maddesini neredeyse vazgeçilmez kabul eden, bunu cuntadan daha büyük bir imanla savunan siyasal partilerimiz oldu. "3 maddesine dokundurtmayız, 5 maddesine dokundurtmayız, şurasına elletmeyiz, burasına bulaştırmayız." denen bir tutum Meclisin tarihî bir fırsatını heba etmesine yol açtı. Şimdi bu darbe liderlerinden ikisi müebbet hapse mahkûm edildiler.

Ben diyorum ki: O dönemin bütün sorumluları, o dönemin bütün tasarrufları yok sayılmalıdır; Meclis, işte bu konuda egemenlik hakkına sahip çıkmanın onuruyla böyle bir davranış geliştirebilir, böyle bir tutum geliştirebilir.

Biz evrensel değerlere inanmış insanlarız. Bu mahkûm olan cunta lideri demişti ki çocukların yaşını büyütüp idam sehpasına gönderirken: "Asmayalım da besleyelim mi?" Biz şimdi kendisinin yaşının küçültülerek asılmasını talep edemeyiz, biz evrensel insan değerlerine bağlıyız ama beslemeyelim de. Bu unvan, bu ülkenin çocuklarının rızkından bu darbe liderine her ay verilmeye devam etmemeli maddi manevi. Onunla da sınırlı kalmamalı. Gelin, bu maddeyi Meclis olarak gündemimize alalım, bunun, bu mahkûm olan insanın darbeden kaynaklı bütün unvanlarını, gayrimeşru olan unvanlarını ve imtiyazlarını elinden alıp millete iade edelim. Ondan sonra da o dönem bütün görev yapanlar, o dönemin işkencecileri, o dönemin Danışma Meclisi üyeleri; bunların tümünün bugün utanç verici bir şekilde, bizler gibi, halkın oylarıyla gelmiş, seçilmiş milletvekilleri gibi yararlandıkları parlamenterlik imtiyazlarına da son verelim. Bugüne kadar onlara ödenen bütün maddi şeyleri de tazmin edelim geri, bu yetimin hakkını yetime, ülkenin hakkını ülkeye iade edelim. Bugün yaşanan birçok kötülüğün, birçok sıkıntının kaynağında bu darbe ve bu darbecilerin geliştirdikleri uygulamalar, onların vücut buldurduğu kurumlar vardır; vebali, sorumluluğu onların boynundadır.

Eğer egemenlik haysiyetine -bundan daha büyük bir şey yok. Millet bize vermiş, biz egemenlik yetkisini kullanıyoruz- saygı duyuyorsak, o katlettikleri insanların anılarına bir nebze kendimizi borçlu hissediyorsak bu kanunu gündeme alırız, Meclis egemenlik hakkına sahip çıktığını ve düşkün olduğunu gösterir, yoksa bu utanç darbecilerden çok bizim boynumuza asılır. Tarihe karşı bunun sorumluluğu vardır. Bu vebali gelin üstlenmeyelim.

Ben arzu ederim ki... Bu Mecliste, neredeyse, 12 Eylülde cezaevi arkadaşım olmayan siyasal parti grubu yok; hepsinden bir insanla ya işkencehanesinde işkence görmüşüz ya hapishanesinde yatmışız.

Gelin, oy birliğiyle bu hakkımıza sahip çıktığımızı gösterelim diyorum, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)