| Konu: | TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE AVRUPA BİRLİĞİ ARASINDA İZİNSİZ İKAMET EDEN KİŞİLERİN GERİ KABULÜNE İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 25.06.2014 |
FARUK IŞIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasında İzinsiz İkamet Eden Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, malumlarınız olduğu gibi geri kabul anlaşmaları, yasa dışı yollardan başka ülkelere geçmiş kişilerin vatandaşı oldukları veya geldikleri ülkelere düzenli, hızlı, güvenli ve insan onuruna yaraşır bir şekilde geri gönderilmelerini içeren hukuki zemin oluşturma anlaşmalarıdır. Yasa dışı göç üzerinde caydırıcı rol oynayan geri kabul anlaşmaları, aynı zamanda ülkeleri yasa dışı göçe karşı önlem almaya teşvik eden etkin bir araçtır.
Asya ile Avrupa arasında önemli bir jeopolitiğe sahip olan ülkemiz coğrafyası, çevremizde yaşanan sıkıntılar nedeniyle önemli ölçüde göçe maruz kalmakta, aynı zamanda Türkiye'nin doğusunda yer alan ekonomik ve siyasi açıdan istikrarsız ülkelerin vatandaşları tarafından Batı ülkelerine geçişte transit güzergâh olarak kullanılmaktadır.
Ülkemiz üzerinden Avrupa'ya yönelik yasa dışı göçle mücadele mecburiyeti, Avrupa Birliğiyle yakın iş birliğini geliştirmemizi zorunlu kılmaktadır. İnanıyoruz ki Avrupa Birliğiyle iş birliği, yasa dışı göç trafiğinin bölgemizi etkileyen olumsuz sonuçları üzerinde caydırıcı etki yapacaktır. Geri kabul anlaşmasının bu bağlamda etkin bir yöntem olduğunu değerlendirmekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine malumlarınız olduğu üzere, AK PARTİ hükûmetlerimiz, son dönemde siyasi ilişkilerimizin stratejik boyuta eriştiği, ekonomik ve ticari ilişkilerimizin derinlik kazandığı ve özellikle kuvvetli tarihî, kültürel ve insani bağlarımızın bulunduğu komşu ve çevre ülkelerle vize muafiyetinin tesisine yönelik çalışmalar başlatmış ve önemli mesafeler katetmiştir. Bu çerçevede, vize muafiyeti çalışmaları geri kabul anlaşmasıyla ortak yürütülen bir süreç olarak benimsenmiş olup bu konudaki çalışmalar birlikte yürütülmektedir.
Değerli arkadaşlar, geri kabul anlaşmasının Avrupa Birliğinin "Adalet, Özgürlük ve Güvenlik" başlıklı 24'üncü faslının zorunlu bir gereği olarak ülkemize dayatıldığı ve iktidarımız tarafından şartsız olarak kabul edildiği ve imzalandığı iddiası doğru değildir.
Tarihî sürece bakacak olursak; Avrupa Birliğiyle imzalanan ve bugün Genel Kurulda görüştüğümüz Türkiye-Avrupa Birliği geri kabul anlaşması, Avrupa Birliği tarafından Türkiye'ye ilk kez 2003 yılında önerilmiştir. Avrupa Birliği tarafının geri kabul anlaşması önerisine Dışişleri Bakanlığı tarafından Mart 2004'te cevap verilmiş, Mayıs 2005'te başlatılan müzakerelere, Avrupa Komisyonunun Türkiye'nin hassasiyetlerine olan duyarsızlığı ve geri kabul anlaşmasının Türkiye'ye getireceği külfetler hususunda endişelerimizi anlamaz tutumu nedeniyle Aralık 2006'daki 4'üncü tur sonrasında ara verilmiştir ve nihayet, 2011 yılında yapılan müzakere neticesinde, metin üzerinde varılan mutabakatla Türkiye'nin vize serbestisi diyaloğuna ilişkin çekincelerinin giderilmesi üzerine, 16 Aralık 2013 tarihinde Türkiye-Avrupa Birliği geri kabul anlaşması imzalanmıştır. Görüldüğü üzere, anlaşma üzerinde ülke menfaatlerimizin korunması amacıyla titizlikle çalışılmış ve on yıllık bir sürecin sonunda imza atılmıştır.
Değerli arkadaşlar, bu vesileyle, özellikle geri kabul anlaşmasının vize kolaylığı anlaşması olarak akdedilmeden doğrudan vize serbestisi diyaloğu başlatılmış olması bizim için önemlidir. Başlatılan vize serbestisi diyaloğunun hedefi, tüm vatandaşlarımız için Schengen vizesi muafiyeti sağlanmasıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, kanunlaşmasını umduğumuz tasarının hayırlara vesile olmasını diliyor, yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)