GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HABERLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜNE VE ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNE YÖNELİK İHLALLERİN TESPİTİ VE ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELERİN GÖRÜŞMESİ NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:109
Tarih:26.06.2014

HAMZA DAĞ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; yasa dışı dinlemelerle ilgili kurulmuş olan araştırma Komisyonu üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.

Son zamanlarda gerek toplumda gerek siyasilerde gerekse toplumun önde gelen kişilerinde "Dinleniyor muyuz?" kaygısı bu Komisyonun kurulmasını zorunlu kılmıştır. Bu sebeple, sıkça gündeme gelen yasa dışı dinlemeler konusunda dört partinin ortak önergesiyle 12 Şubat 2013 tarihinde Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuştur. Komisyonumuz dört ay boyunca çalışma yapmış ve 2013 Haziran ayında da raporunu Meclis Başkanlığımıza sunmuştur.

İletişim çağı olarak adlandırdığımız bu yüzyılda teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişmekte ve her gün hayatımıza yeni iletişim organları girmektedir. Bu durum iletişimi kolaylaştırmakla birlikte aynı zamanda haberleşme özgürlüğümüzü kısıtlamakta, iletişim araçlarını ise güvensizleştirmektedir. Eskiden sadece paralel çekme ya da santraller üzerinde dinlemeler mümkünken bugün sayısız yöntem mevcuttur ve bunlara her gün bir yenisi eklenmektedir.

İktidarımız döneminde yapılan yasal düzenlemelerle haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliği noktasında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Komisyonumuzca gerek yasal mevzuat gerekse uygulama alanı incelenmiş, ilgili kurumlar hem dinlenmiş hem de ziyaret edilmiştir. Konuyla ilgili, mevzuattan ve uygulamadan kaynaklı eksikliklerin tamamlanması noktasında bir dizi öneriler getirilmiştir. Yaptığımız çalışmalarla, haberleşme özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğinin sağlanması noktasında getirilen bu önerilerin bir kısmı zaman içerisinde yasalaşmış ve hayata geçirilmiştir. Fakat, teknolojinin hızla gelişimi karşısında ülkemizde olduğu gibi dünyanın da bu alanda hem mevzuat hem de uygulamada yetersiz kaldığı aşikârdır.

Komisyonumuzun yapmış olduğu çalışmaların büyük bölümünü teknik çalışmalar oluşturmaktadır. Konuşma sürem müsait olmadığından bu konulara giremeyeceğim fakat konunun hukuki ve toplumsal boyutuyla, birkaç hususa değinip konuşmamı tamamlamak istiyorum.

Anayasa'mızın 22'nci maddesinde yer alan haberleşme özgürlüğünün yasa dışı her yoldan engellenmesi veya gizliliğinin ihlal edilmesi hiçbir surette kabul edilemez. Bu konuda kaydedilecek en önemli ilerleme ise yasa dışı dinlemelere ve özel hayatın ihlaline olan bakış açısıdır. Medyanın ve siyasetin bunlara prim vermemesi, toplumun bu tarz yasa dışı fiillere itibar etmemesi bu konunun çözümünün temelini teşkil etmektedir. Yasa dışı dinlemeleri, kişi mahremiyetini siyasi malzeme yapmak siyaseten kimseye bir şey kazandırmayacağı gibi uzun vadede de siyaset kurumunu da itibarsızlaştıracaktır. Yasa dışı dinlemelerle siyasete ayar vermeye kalkanlara herkesten önce biz siyasetçilerin karşı çıkması, buna prim vermemesi gerekmektedir. Buna dayanarak şunu açıkça ifade etmeliyiz ki yasa dışı dinlemeleri yapanlar kadar bu dinlemeleri yayanlar ve bunlar üzerinden siyaset yapıp insanları yargılamaya kalkanlar da çok açık bir şekilde yanlış içerisindedirler. Türkiye'de son yıllarda yaşananlar konusunda yani yasa dışı dinlemeler konusunda en başta biz siyasetçiler olmak üzere, sorumluluk sahibi bütün aklı selim, aynı şekilde, oturup düşünmeli ve bu şekilde çalışmamızı yapmak durumundayız.

Komisyonumuz, sadece yasa dışı dinlemeler üzerine çalışma yapmamış, ayrıca kişisel verilerin korunması, dedektiflik kurumu, telefon operatörlerinin çalışma sistemi, siber tehditler, MOBESE ve güvenlik kameraları, elektronik ticaretin güvenilirliği gibi birçok teknik konuda da çalışmalarda bulunmuştur.

Burada şu hususu da özellikle vurgulamak istiyorum: Her ne önlem alınırsa alınsın, her ne kadar yasal düzenleme yapılırsa yapılsın gelişen teknolojiyle bu durumun önüne geçilebilmesi her gün daha da imkânsız hâle gelmektedir. Burada esas olan, bu konuda cezai yaptırımların artması ve illegal yollardan elde edilen her türlü verinin yayımının ve kullanımının önüne geçilmesidir. Bu tarz dataların yani verilerin değeri oldukça bu durumun önüne geçilebilmesi açıkça mümkün değildir.

Üçüncü yargı paketiyle Türk Ceza Kanunu'muza giren, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişinin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması, bu gizlilik ihlalinin haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşmesi hâlinde ise cezanın 1 kat artırılması, ayrıca ifşa edilen bu verilerin basın yoluyla yayınlanması hâlinde de aynı cezanın uygulanacak olması bu noktada atılmış önemli bir adımdır.

Burada yeri gelmişken şunu da açıkça ifade etmek istiyorum: Hiçbir iletişim aracı sonsuz ve sınırsız bir özgürlük alanına sahip değildir. Yazılı ve görsel medya için geçerli olan hukuk kuralları aynı şekilde sosyal medya için de geçerlidir. Hukuk kurallarının işletilmesi herkes için geçerlidir. Bu konuya anlık siyasi mülahazalar üzerinden yaklaşmak, kısa vadede birilerine çıkar sağlayabilir belki ama uzun vadede toplumda telafisi mümkün olmayan birtakım problemlerin ciddi sorunları oluşturmasına da sebebiyet verme durumu bulunmaktadır.

Bunun yanında, dördüncü ve beşinci yargı paketleriyle birlikte gerek dinleme kararları noktasında gerek özel verilere el koyma noktasında önemli düzenlemeler yapılmış, "iletişimin denetlenmesi tedbirinin son çare olarak uygulanması gerektiği" şeklindeki ilkeye riayet edilmeksizin ilk başvurulan tedbir olarak uygulanmasının önüne geçilmesi sağlanmıştır.

Ülkemizde tüm bu yasal düzenlemelere ve etkin ceza yaptırımlarına rağmen gerek yasal düzenlemelerden ve gerekse uygulamadan kaynaklı birtakım problemler olduğu da görülmektedir.

Komisyonumuzun hazırlamış olduğu bu rapor, konuyla ilgili kurumların çalışmalarına ve önümüzdeki yasama dönemlerinde bu bağlamda yapılacak yasal düzenlemelere ışık tutacak önemli bir çalışma olmuştur.

Sözlerime son verirken Komisyon çalışmasında emeği geçen bütün arkadaşlarıma, Komisyon üyelerine tekrar teşekkür ediyor; hepinize saygı, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)