GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ARAŞTIRMA ALTYAPILARININ DESTEKLENMESİNE DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:112
Tarih:03.07.2014

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın başında yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Grubumuzun bu kanun tasarısı üzerindeki düşüncelerini milletvekillerimiz ifade ediyorlar. Ben bana ayrılan beş dakikalık sürede bir başka önemli konuyu yüce Meclisin gündemine getirmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, dün tarihlerden 2 Temmuzdu. Bu tarih belki birileriniz için bir anlam ifade etmiyor olabilir ama içinde birazcık insan sevgisi, birazcık vicdan sahibi olan her insan için bu tarih önemli bir tarihti. Bundan tam yirmi bir yıl önce, 2 Temmuzda, Sivas'ta Madımak Oteli'nde bir insanlık suçu, bir dram yaşanmıştı. Aralarında Behçet Aysan, Asım Bezirci, Metin Altıok gibi edebiyatçılardan; Muhlis Akarsu, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen'in de bulunduğu şair ve sanatçılardan; Koray Kaya, Menekşe Kaya, Asuman Sivri, Yasemin Sivri gibi daha 14-15 yaşını doldurmamış, tek kusurları barışa ve kardeşliğe semah dönmek olan gencecik çocuklardan oluşan toplam 33 insanımız Madımak'ta hunharca katledilmişlerdi. Aradan yirmi bir yıl geçmiş olmasına rağmen, bu katliamın tertipleyicilerinin, gerçek anlamdaki faillerinin yakalanıp adalet önüne çıkarılmamış olması ve uzun süreden bu tarafa devam eden dava hakkında takipsizlik kararı verilmiş olması bu acıyı daha da derinleştirmektedir.

Değerli milletvekilleri, hepimiz biliyoruz ki bu katliamı düzenleyenlerin, Madımak'ı ateşe verenlerin tek hedefi oradaki 33 yurttaşımızdan ibaret değildi; bu katliamı düzenleyenlerin asıl hedefi, laik demokratik cumhuriyetimizdi. Alevi'si Sünni'si, Türk'ü, Kürt'ü, Çerkez'i, Laz'ıyla birlikte bir arada yaşayan... Nazım'ın ifadesiyle, "bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine" yaşama arzumuz ve isteğimiz aslında Madımak'ta boğulmak istenmiştir.

Geçmişte Maraş'ta, Çorum'da, yine Sivas'ta aynı mezhep kavgaları düzenlenmeye çalışıldı ve buradan Türkiye'de bir iç savaş çıkarmayı hedefleyen çoğu zavallılar bir şeyi görememişlerdi: Anadolu insanının mayasını tanıyamamışlardı çünkü Anadolu'da, daha doğrusu Avrupa'da 13'üncü yüzyılda mezhep kavgalarıyla insanlar birbirlerini gırtlaklarken ve bugün, 13'üncü yüzyıldan sonra bugün Suriye'de, Irak'ta, mezhep çatışmalarıyla ülkeler kan gölüne dönmüşken eğer bizim ülkemizde mezhep kavgaları iktidarın her türlü kışkırtmasına rağmen bir mezhep kavgası çıkmamışsa, bunu laik demokratik cumhuriyete, doksan yıllık cumhuriyetimizin birikimine borçluyuz.

Değerli arkadaşlarım, tıpkı Suriye'de IŞİD'cilerin, "Şeriat kuracağız." diyenlerin söylemine benzer bir biçimde Madımak'ın önünde sekiz saat toplanan güruh, orada sekiz saat boyunca "Laiklik yıkılacak, şeriat gelecek." diyenler aynı ifadelerde bulunuyorlardı. Bu söylemden, bu mezhep çatışmasından hiç kimseye bir fayda gelmeyeceğini hep birlikte görmemiz gerekiyor.

Bugün "Herkesi kucaklayacağım." iddiasıyla Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iddialı girmeye çalışan Sayın Başbakan, "Hatay'da 53 Sünni yurttaşımız öldü." derken, "Camide içki içtiler." yalanına sığınıp meydan meydan bu yalanı söylerken, "Türbanlı bacımıza saldırdılar." derken, Türkiye'de bir mezhep kavgasını körüklemeye çalışıyordu.

Değerli arkadaşlarım, dün 19 milletvekili arkadaşımızla Sivas'taydık. 10 bin insan, yirmi bir yıldan bu tarafa yorulmadan, Türkiye'nin her tarafında olduğu gibi, Sivas'ta bir demokratik talebi dile getiriyorlar. Nedir o? Madımak'ın utanç müzesi olması. İşin acı tarafı, on iki yıldır ne Sayın Başbakandan ne Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde oturan zatımuhteremden ne de heyetinizden, Hükûmetten lehte ya da aleyhte bu konuyu telin eden tek bir cümle duymadık, on iki yıldan bu tarafa duymadık. Bu duyarsızlığınız karşısında insanlar ister istemez "Sükût ikrardan gelir." diyerek buradan bir çıkarmayla içinizden birileri "Oh oldu, iyi ki oldu, yandılar." mı demek istiyorlar? Çünkü, içinizde hâlâ milletvekili olup bu davanın sanıklarının avukatlığını yapan milletvekilleri var, Bakanlık koltuğunda oturanlar var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, yirmi yıldan bu tarafa söylenen bu demokratik talebi Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir kere daha gündemine getirmek istiyorum. Orada aydınlanma müzesi olmasını isteyenler olarak bir çatışma için değil, insanlık adına, bundan sonra bu tür katliamlar yaşanmaması dileğiyle bir ibret müzesi olması talebimiz var. Bu talebi bir kere daha Türkiye Büyük Millet Meclisinin dikkatine sunmak istiyorum.

Hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)