GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İZMİR EXPO ALANI HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:115
Tarih:05.06.2012

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA MOROĞLU (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; İzmir EXPO alanı hakkında hazırlanan kanun tasarısı hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini iletmek üzere söz aldım. Hem Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına hem de uzun yıllar İnciraltı'nda ve Balçova'da kendi sorunlarının çözümü için büyük çabalar harcayan ama bugüne kadar bir çözüm bulunamayan Balçova, İnciraltı ve Bahçelerarası halkı adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Evet, önümüze bir EXPO kanun tasarısı geldi. Biz de bu kanun tasarısının bugüne kadar Balçova, İnciraltı ve Bahçelerarası'nda yaşayan yurttaşların değil, aynı zamanda İzmir'in de, Balçova'nın da, Narlıdere'nin de, Güzelbahçe'nin de yaşadığı birçok sorunu çözeceği inancıyla bu kanun tasarısını destekleyeceğiz.

Biz yeni milletvekiliyiz, bir yıldır görev yapıyoruz. Birçok, iki dönemdir, üç dönemdir milletvekilliği yapan arkadaşlarımız Meclisin daha önce var olan geleneklerine ve kültürlerine göre davranıp bir kanun tasarısı görüşülürken o kanun tasarısı dışında da bazı görüşler ifade etmeyi ve sadece tutanaklara geçmesi için bir çaba yürütmeyi ama sonra bu söylediklerine ilişkin dışarıda yapılması gereken işleri yapmamayı ya da yapamamayı bir gelenek, bir kültür olarak görmüş olabilir ama geldiğimden beri özlediğim ve istediğim şey şudur: Burada ne görüşülüyorsa, grupların ne düşündüğüne bakmadan konuşulanları dinlemek, acaba buradan bana bir görev çıkar mı diye düşünmek ve örneğin İzmir EXPO'sunu çok isteyenlerin İzmir EXPO'sunun kazanılmasına ilişkin yapılacak önerileri sunduktan sonra kanun tasarısı çıksa da çıkmasa da çıktıktan sonra da bu yapılan önerilerle ilgili hem İzmir'de hem de İzmir dışında hem de uluslararası düzeyde EXPO'nun İzmir'e kazanılması için çalışması gerekiyor. Herhâlde yeni edinmemiz gereken kültürlerden birisinin de bu olması dileğiyle hepinizi tekrar Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına selamlıyorum.

Aslında EXPO Kanunu, 1989 yılından beri süren ve İzmir'de çok tartışılan ama ne yazık ki yine popülizm, yine siyasal endişelerden ötürü İzmir'e yakışmayan, katılımcılığı reddeden davranışlardan ötürü bugüne kadar gerçekleştirilmeyen bir sorunu da konuşuyoruz aslında. Bu sorun, İnciraltı, Bahçelerarası'nın imara açılma sorunudur. Aslında bu EXPO meselesi, oranın yıllardır beklediği bu imar düzenlemesini de sağlayacak bir kanun tasarısı şeklinde. Yani sadece, "EXPO İzmir'in şu alanında yapılsın." kanunu değil, burada yapılırken İnciraltı ve Bahçelerarası'nın imar meselesi de nasıl düzenlensin kanunu. Bu mesele 1989 yılından beri tartışılır. Evet, İnciraltı, Bahçelerarası, İzmir'in akciğerlerinden biridir, en önemli yerlerinden birisidir. Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanımızın iki dönemdir yaptığı çabalarla, 1.250 dönümlük bir kent ormanı yaratılarak bu akciğer olma özelliğini kaybetmesinin önüne biraz geçilmiştir ama orada imara uygun olmayarak yapılan villalarla, yine ruhsatsız yapılan bir sürü düğün salonlarıyla orasının imar sorununun bir an önce çözülmesi ve yeşil alanın artırılması çok sorunlu hâle gelmiştir. Çünkü orada ne tarım yapılabildi bugüne kadar düzenli olarak ne çiçekçilik yapılabildi ne de düzenli bir imarlaşma ya da EXPO'da seçildiği gibi sağlık alanında, turizm alanında bir yapılaşmanın yasal anlamda yolu açılabildi ne de oradaki insanların, hak sahiplerinin hakları korunabildi. Evet, bu yasa o açıdan önemlidir ve o açıdan Cumhuriyet Halk Partisi de hem EXPO'yu çok isteyen bir parti olarak İzmir'in hem ekonomik hem siyasal hem kültürel alanındaki bizim anlayışımıza uygun bütün değerlerimize katkı koyacağı için istemektedir hem de bu imar sorununun hem yurttaşların hem de İzmir'in lehine çözümü için istemektedir. Çünkü İzmir'in akciğerinin İzmir'in akciğeri kalması için birçok çaba gösterdik bugüne kadar ama bir ticari mesele, ne zaman bir fuar alanı meselesi gelinceye kadar da bununla çok ilgilenen olmadı ama 2004 yılından bu yana "Artık bu sorun çözülmelidir." diye, başta Balçova Belediye Başkanımız ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız ve meclislerimiz ve Kültür Bakanlığı önemli çalışmalar yürüttü, düzenli çalışmalar yürüttü ama ne yazık ki bu çalışmalar bu EXPO Kanunu kapsamına girinceye kadar sonuçlanamadı. Sonuçlanamayışının nedeni ne Kültür Bakanlığı ne Hükûmet ne Balçova Belediyesi ne İzmir Büyükşehir Belediyesi ne oranın halkı ne de bu meseleye katılmak isteyen bütün oda başkanlarımız, oda yöneticilerimiz. Bir türlü bu meselenin bir masa etrafında çözülmesi noktasında bir sonuca gelinemedi. Bu kanunla ve daha önce gösterilen çabalarla bunun sonuna gelineceği için de mutluyuz.

Evet, EXPO meselesine ilişkin İnciraltı'na gelince: Bir defa, hem İzmir halkı olarak hem Cumhuriyet Halk Partisi olarak hem Balçovalılar olarak EXPO alanının İzmir olarak belirlenmesinden mutluyuz ama bu yeni belirlenen bir şey değil. 2015 EXPO'suna da İzmir belirlenmişti ve 2015 EXPO'su için de birtakım çalışmalar yürütülmüştü. Burada diğer konuşmacı arkadaşlarımız, MHP Grubu adına konuşan Arkadaşımız da, BDP Grubu adına konuşan Arkadaşımız da EXPO'nun tarihi ve yararları, ekonomiye, siyasete, kültüre katkıları anlamında belli açıklamalar yaptı, orasına değinmeyeyim ama 2'nci defa EXPO'ya İzmir adaysa, daha önce kazanamamanın nedenlerinin ne olduğunu ve daha önce kazanmak için çabalayan deneyimlerden ve oradaki aktörlerden, kadrolardan yararlanmak gerektiğini de belirtmek istiyorum. Yani niye 2015'i kaybettiğimizi? Ben o sürecin içinde bir görevli değildim ama görevli olarak bildiğim çok iyi arkadaşlarım var; Seferihisar Belediye Başkanı -şu an belediye başkanı- Tunç Soyar var, -EXPO sürecine katılan birçok arkadaşım bu dönemde bilgilerinden, birikimlerinden de yararlandı- deneyimlerden yararlanılmadığı gibi üstüne üstlük de EXPO sürecini zaafa uğratacak, kazaya uğratacak birçok şey yapıldı. Neler mi yapıldı? Şimdi, herkesin kabul ettiği, EXPO, bittikten sonra da yaşanılan kente çok faydalarının olduğu bir proje için dünyaya açılıyorsunuz, hep beraber Başbakanıyla, Cumhurbaşkanıyla, bakanlarıyla, belediye başkanlarıyla ama bu sürece zarar verecek bazı uygulamaları önceden engellemiyorsunuz. Bu, eğer, acemilik değilse, kasıt değilse, "EXPO'nun İzmir'e alınmaması için yapılması gereken hatalar" diye bakmak gibi bir endişeyi de taşıyoruz.

Ne mi yapıldı? Herkes şunu teslim ediyor: EXPO kentleriyle anılıyor, ülkeleriyle değil, devletleriyle değil, kentlerin adıyla anılıyor ve kentlerin, yerelin bir projesi olarak bakılıyor, bütün dünyada böyle bakıldığını herkes kabul ediyor. Peki, o zaman, bunun yerel olan, şehirlerin adıyla anılan EXPO'nun bütün yerelle birlikte yürütülmesi ve yerelin en büyük şehreminisinin büyükşehir belediye başkanının önderliğinde yürütülmesi gerekmiyor mu? Evet. Peki, çok mütevazı davrandı, "Önemli olan projeydi." dedi, "Valinin önderliğinde, Bakanın önderliğinde, benim önderliğimde yürümesi çok önemli değil, önemli olan yürüsün." dedi, ses etmedi; iyi yürüsün, öyle yürüsün ama başka bir şey daha yaptınız: EXPO'ya aday olan kentin Başkanını hukuk dışı kurulan özel yetkili mahkemelerde çete reisi olarak yargıladınız -senesini söylemiyorum, adı önemli- çete reisi! Çete reisi! Nerenin? İzmir'in. Nerenin? Büyükşehir Belediye Başkanının. İlk önce bunu düzelteceksiniz. Yani kalkıp da "Bunu yargıya müdahale mi sayıyorsunuz?"? Hayır, saymıyoruz. Yani bize karşı dönüp de "Yargıya müdahale mi edelim?" demeyin, öyle bir talebimiz hiç olmadı. Aksine "Yargıya müdahale etmeyin, yargıya müdahale ettiğiniz için bu duruma geldi bu iş. Savcı sayfa sayfa iddianameleri açıklayarak bu duruma getirdi bunu." dedik. 300 sanıklı dava? Herhâlde bu devletin Adalet Bakanı var, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu var, müfettişleri var, yanlış bir iş yapan savcıyı, eğer doğru bir iş yapıyor olsa bile, yöntemini belirleyip bu EXPO sürecine zarar vermemesini sağlayacak kadar yetkisi de vardır, çabası da vardır. Üstüne üstlük bir iş daha yapıyorsunuz, sunum yapıldığı gün, 22 Kasımda bir operasyon daha yapıyorsunuz Büyükşehire. Büyükşehir Belediye Başkanı EXPO sunumu için dışarıda. Akşam yerleşiyor, sunum yapıyor?

Bir şey mi diyeceksin Aydın Bey, özür mü dileyeceksin?

AYDIN ŞENGÜL (İzmir) - Heyecanlandınız da?

MUSTAFA MOROĞLU (Devamla) - Ben heyecanlanmam, gerektiği zaman heyecanlanırım, gerektiği zaman sakin olurum. Herhâlde Meclis de sakinliğimi bugüne kadar tescillemiştir.

İzmir'in milletvekillerinin tümünün meselesi bu arkadaşlar yani Aydın Şengül de diyecek, İlknur Denizli de diyecek, Tekelioğlu, hepimiz diyeceğiz, diyoruz da. Peki, niye oluyor, neden olmuyor? EXPO'yu isteyen bir Hükûmet, partiler hep beraber birleşecek bir defa, bu sorunu çözecek. Kim yapıyorsa da bir kasıt arayacak. Evet, özel yetkili savcı yapıyorsa "Özel yetkili bir kasıt var." diyecek. Olmaz böyle bir şey!

Onun için, EXPO kanunu mutlaka imar meselesini çözüyor, yurttaşların yaşadıkları sıkıntıları gideriyor, EXPO için İzmir iyi bir yer, hepimiz destekleyelim. Ama hepimizin yapması gereken işler de var. Bir defa, bütün EXPO meselesini yürüten, projeye inanan herkesin birleştiği bir konu var, bu konuya ilk önce İzmir inanacak. Yani yurt dışına giden herkes, yurt dışından gelen herkes İzmir halkının, İzmir sivil toplum örgütlerinin bu işe inandığını ve İzmir'in bunu istediğini bilecek. Biliyor mu? Bilmiyor, ben bilmiyorum. Bu Kurulun başı kimse, İzmir milletvekillerini, 25 tanesini -biri içeride- toplayıp "Ya, EXPO için ne yapacağız?" demedi. "Dedi" diyen varsa çıksın, burada söylesin. Demedi ya, milletvekillerine demedi yani 2 milyon 600 bin seçmenin oy verdiği milletvekillerine demedi ve bir yıldır neyse bu süreç sürüyor. Sivil toplum örgütlerini topladı mı? Toplamadı. İlanlar verdi, halka bir şey anlattı mı? Hani o Kadifekale meselesine de geleceğiz birazdan, Hasip Bey buradaysa. Kadifekale'yi anlattı mı? Gültepelinin bu EXPO geldiği zaman bundan ne kazanacağını anlattı mı? İzmir'in Tabip Odasını, doktorlarını toplayıp "Ya, doktorlar, bunun teması sağlıktır. İzmir sağlık, turizm kenti olacak. Bunu nasıl başarabiliriz?" dedi mi? Demedi. Ne yaptın? Sayısını bile benim bilmediğim, 12, 13, 15 kişilik bir kurul oluşturdun, bindin uçağa, gittin, orada da Büyükşehir Belediye Başkanını geri gönderdin. Şimdi, sadece kanun hazırlamakla EXPO kazanılmıyor.

Peki, kurduğun kuruldan 3 kişi "Rahatsızlıklarımız var." diye istifa etti. Bu 3 kişi sıradan bir 3 kişi değil yani bunu şunun için konuşuyorum, başa döneyim: Bunları konuşup burada prim yapmak, tutanaklara geçmek için değil, hepimize bir görev çıkarmak için. Ki bu görevi yaptım, gidince yapmaya da devam edeceğim. Buradaki AKP'li milletvekilleriyle de beraber yapmaya devam edeceğiz.

İlk duyduk bu istifaları, dedik ki: "Sayın Vali -Kurulun Başkanı- biz bu arkadaşları yıllardır tanırız, biri VOB'un Başkanı, biri Sanayi Odamızın Başkanı, biri sizin daha önce Futbol Federasyonu Başkanı yaptığınız, sonra istifa ettirip geri gönderdiğiniz Futbol Federasyonu eski Başkanı. Biz bunların iş yapma biçimlerini biliriz, ahlaklarını biliriz, İzmirli bunlara güvenir. Ne oldu da bunlar kalkıp istifa etti? Bunu yapmayın, EXPO sürecine zarar vermeyin. Burada isteğimiz şudur: Bunlarla konuşun, bunların rahatsızlıkları neyse çözün, bunların tekrar görev alma olanaklarını sağlayın." Şimdi bunun üstüne ne yapar biri? Hemen milletvekilini çağırır, belediye başkanını çağırır ya da bir açıklama yapar.

Bu EXPO'nun en önemli özelliklerinden biri şudur değerli arkadaşlarım: Bu halk bu işin içine katılmadan, örgütleri katılmadan ve buna inanmadan bu iş başarılamaz. Bunun için de ilk önce şeffaf olmak lazım. Yani niye bu iş becerilemiyor? Niye arkadaşlar burada görev yapamıyor?

Eğer orada bir yara alırsak bu işin vebali hepimizin üstünde kalır. Bakın, "Hükûmetin üstünde kalır, bakanların üstünde kalır." demiyorum, hepimizin üstünde kalır. Ben bu vebalin üstümde kalmaması için, daha önce yaşadığımız deneylerden ötürü de diyorum ki: Hep beraber o arkadaşların tekrar görev yapmalarını sağlayalım ve bu işi şeffaf yürütelim. Bu işi İzmir'e, giderek Ege'ye, giderek Akdeniz'e mal edelim.

Yaz sezonu başlıyor, turizm sezonu yani teması turizm olan, sağlık olan bir EXPO'nun bütün çalışmalarıyla, bilboard'larından afişlerine kadar, Antalya'sından, Mersin'inden buraya kadar donatılmış olması lazım. Bütçesi var, kurumu var, ne bekliyorsunuz peki? Yani bunları biz yapacaksak çağırın bizi, biz yapalım. Yani burada EXPO kanununu çıkarırken en önemli meselemiz budur değerli arkadaşlarım, bunu bir hatırlatmak istedim, istifalar meselesi.

İzmir için iyi bir seçim, teması da iyi bir seçim. Teması bence İzmir'e daha da katkı koyacak bir tema ama EXPO'ların bir önemli yanı da, bu ekonomik, siyasal katkılarından ötürü, aynı zamanda bir barış projesi, evrensel bir proje. Yüz seksen gün açık kalıyor. Bütün ülkeler, 160 tane üye ülke sanırım? Sadece açıldığı zaman evrensel bir proje olmuyor, açılmadan önce yaratılan, gidilip gelinen ilişkilerle de evrensel bir proje oluyor, bir barış projesi aynı zamanda ama bu projenin gerçekleşmesi? Evet, hepimiz inanıyoruz, İzmir için de, Türkiye için de önemli katkılarda bulunacaktık ama başta da söylediğim şeye bir daha döneyim: Bütün milletvekili arkadaşlarımdan, partisi ne olursa olsun, isteğim ve dileğim odur ki bilgi edinmeden konuşmayalım ya da sonra, yanlış bir şey söylüyorsak da çıkıp buradan onu düzeltelim. Bunu Hasip Bey için söylüyorum. Kadifekale'de kimsenin başına ev yıkılmamıştır. Yani hep, her şeyde böyle çok yüksek sesle konuştuğumuz zaman inandırıcı olacağımızı sanıyorsak yanılıyoruz. Kadifekale'de halkın başına evlerin yıkılması engellenmiştir, yıkılmamıştır, bunu da başaran İzmir Büyükşehir Belediyesidir; ne TOKİ'dir ne Bayındırlık Bakanlığıdır. Bunu da şunun için söylüyorum: Çünkü onlar da bununla ilgili yanlış bilgiler veriyor; "Biz evleri yaptık, Büyükşehir sonra vazgeçti." diyor. Orada birçok ev heyelan bölgesinde olduğu için evlerinden çıkarılmış, evler verilmiş. Orası büyük bir yeşil alan hâline getirilirken bir taraftan -380 dönüm gibi bir alan- bir taraftan da oranın antik özelliğini ortaya çıkaran restorasyon çalışmalarına ve kazı çalışmalarına başlanmış. Yani bunu da düzeltmek istedim; orada kimsenin başına ev yıkılmadı, evlerin başına yıkılması engellendi.

Burası bir barış projesi dedim. Evet, EXPO, İnciralaltı Bahçelerarası'nda düzenlenirken daha önce orada, Danıştay saldırısında hayatını kaybedenler için bir Yargı Anıtı yapılmıştı. Umarım, hem Balçova Belediyemiz hem Büyükşehir Belediyemiz hem EXPO Kurulu, orası düzenlenirken, 12 Haziran 1980'de kaybettiğimiz, İnciraltı katliamında yitirdiğimiz gençler için de bir barış anıtı yapar. Onlarla da ve onların aileleriyle de İnciraltı'nı ve yapılan zulme karşı çıkan bütün insanları buluşturmuş oluruz.

Bütün Meclisi, Başkanımızı ve bütün milletvekili arkadaşlarımı hem grubum adına hem de İzmir halkı adına, EXPO'yu isteyen ve EXPO'da güzel bir örnek sunmak isteyen bütün İzmirliler adına saygılarımla selamlıyorum. İyi çalışmalar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Moroğlu.