| Konu: | TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 08.07.2014 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1/941 sayılı Yasayla ilgili olarak şahsım adına görüş bildirmek üzere söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, gerçekten de önemli bir mevzuyu, önemli bir konuyu, Türkiye'nin tarihsel bagajını ve bugüne geldiği durumu bir yasa çerçevesinde konuşmak üzere bugün toplanmış bulunmaktayız. Önemli bir gün, önemli bir yasa tasarısı. Umuyorum ki bu yasa tasarısı Türkiye'de Türkiye'nin Kürt meselesinin kalıcı bir toplumsal barışla sonuçlanmasına neden olur. Bu temenniyle konuşmalarıma başlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin Kürt meselesi son otuz yılın meselesi değil, son yüzyılın meselesidir. Ama son otuz yıl çatışmayla, ölümle, birçok insan hakları travmasıyla geçmiş bulunmaktadır ve bugün de bu meseleye zemin olabilecek bir yasa tasarısını burada konuşuyoruz. Eksiği var, yanlışı var ve zamanlaması konusunda bizim itirazlarımız var ama her şeye rağmen bu yasanın Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşuluyor olması bizce önemli ve değerli. Niye önemli ve değerli? Çünkü Türkiye'de son yirmi aydır yurttaşlarımız ölmüyor, bir çatışma olmuyor ve hiçbir cenaze Türkiye'nin hiçbir yerine gitmiyor. Bu bakımdan, Türkiye'nin bugün geldiği nokta önemli ve değerlidir ve biz her şeyden önce, bu yasadan bağımsız olarak bu durumu, hiç kimsenin ölmediği bu ortamı korumakla, hiç kimsenin yaşamını yitirmediği bu ortamı korumakla mükellefiz. Ve iki yıldan bu yana bizim ısrarla tarif ettiğimiz yer... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Susar mısın ya! Susar mısın!
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sana söylemiyorum ya.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - İki yıldan bu yana ısrarla tarif ettiğimiz yer de burasıdır. Ama iki yıldan sonra -Türkiye Büyük Millet Meclisinin- bizim tarif ettiğimiz noktaya gelmiş olmanız da önemlidir.
Değerli arkadaşlar, bakın, Türkiye'nin bu meselesinin adı terör meselesi değil.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sen yarattığın sorundan dolayı özür dile.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Terör, çatışma, silahlı şiddet Türkiye'nin Kürt meselesinin sonucudur, bundan sonra ortaya çıkmıştır. Bize düşen görev, tam da bu dönemde, bir daha bunların olmayacağı bir ortamı Türkiye'ye sağlamaktır. O nedenle ısrarla söyledik, bu meselenin konuşulacağı yer Meclistir ve Mecliste mümkün olan büyük bir mutabakatla bu sorun çözülmelidir.
Şimdi, bu yasa tasarısıyla önümüze geldiniz. Evet, bu yasa tasarısı eksik. Bu yasa tasarısı bir şey tarif etmiyor. Bu yasa tasarısı zaten Hükûmetin görevi olan işleri bir yasaya almış, içinde başka bir şey yok. Bir takvim dayatmasıyla karşı karşıya kaldınız ve bunu bugün getirdiniz. Takvim dayatması ne? Bir taraftan görüşme var, o takvim dayatması; diğer taraftan da Cumhurbaşkanı seçimleri var, o takvim dayatması. Bunu getirdiniz.
Biz her şeye rağmen, bakın, "her şeye rağmen" kendi üzerimizdeki algıyı başka bir tarafa itmemek nedeniyle Komisyon görüşmelerinde ve öncesinde "Evet, biz bu yasa tasarısına karşı çıkmayacağız, eksiklerini söyleyeceğiz, yanlışlarını söyleyeceğiz ama çıkması için de gerekli gayreti göstereceğiz." dedik, bugün o gayret içerisindeyiz. Bakın, iki yıldır bu Meclis çatısı altında, değerli arkadaşlar, elinizi vicdanınıza koyun, hangi yasa tasarısını buraya getirdik ve siz hangisini ret dediniz? Bir hafızanızı yoklayın lütfen. Bakın, biraz sonra tümünü okuyacağım ve burada AKP Grubu tarafından hepsi reddedildi. Bunlar bu sürecin moral adımlarıydı ama anlamadınız, anlatamadık sizlere, maalesef anlatamadık ve burada ezbere "ret" dediniz. Neydi bunlar mesela? Diyarbakır Cezaevi. Neydi mesela? Nevroz. Neydi mesela? Halepçe. Neydi mesela? Dersim arşivleri. Bütün bunları biz buraya getirdik.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Cumhuriyet Halk Partisine anlatacaksın onları.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Neydi mesela? Yüzde 10 seçim barajı. Neydi mesela? Hazine yardımı. Neydi mesela? Siyasi partilerin demokratik yapılanması. Bütün bunları bu yasa tasarısıyla buraya getirdik, görüşülmesini istedik ama "hayır" dediniz. Ama ne olacak? Bu yasa tasarısından sonra, Sayın Bakanın tarif ettiği şekilde bunlar önümüze gelecek. Peki, yirmi aydır neden bunlar yapılmadı? Hangi engel vardı? Ana muhalefet partisi bunu getirmişti buraya. Diyarbakır Cezaevinin müze olması Kültür Bakanlığının bir idari işlemiyle olur ama biz biliyoruz ki Diyarbakır Cezaevi bu sorunun başlaması noktasında, silahlı çatışmaya dönüşmesi noktasında bir travma nedenidir. Keşke geçtiğimiz yıl bizim getirdiğimiz yasaya "evet" deseydiniz, geçmişle bir hesaplaşma, yüzleşme meselesini burada beraber halletseydik; bu Meclis o yasa kapsamında Diyarbakır Cezaevinde, Mamak Cezaevinde, Metris Cezaevinde 12 Eylülden sonra işkence gören herkesten özür dilemiş olsaydı. Niye "yok" dediniz değerli arkadaşlar? Ama bakın size söylüyorum: Gelecek, Nevroz, evet, idari bir kararla bayram olabilir, oldu zaten ama bunu bu yüce Meclisin kararıyla bayram ilan etseydik ne olacaktı yirmi aylık süre içerisinde? Bu süreci güvence altına almayacak mıydık, moral adım olmayacak mıydı değerli arkadaşlar?
16 Kasım 2013 tarihli tutanaklara bir bakın değerli arkadaşlar. Hasta tutuklularla ilgili bizim orada teklifimiz var, bizzat ben konuştum hepinize hitaben. Şimdi neyi konuşuyorsunuz görüştüğünüz yerlerde? Bunu konuşuyorsunuz ama 16 Kasım 2013'te burada yasa teklifi getirdik, "Gelin, arkadaşlar, bakın, bir süreç başlamış iyi veya kötü. Bu sürecin adımları var. İçeride insanlar ölüyor, Metris'te de ölüyor, Sincan'da da ölüyor, Diyarbakır'da da ölüyor. Gelin, bunları güvence altına alalım, idarenin takdirine bırakmayalım." dedik. Burada yasa teklifi getirdik, "Gündeme alınsın." dedik ama sizler hiç bilmeden el kaldırdınız, "hayır" dediniz. Bu gündeme gelmeyecek mi şimdi? Gündeme gelecek.
Şunu söylemeye çalışıyorum değerli arkadaşlar: Bakın, bir programınız yok. Bir takvim dayatmasıyla karşı karşıya kaldığınız zaman bu tür yasalarla karşımıza geliyorsunuz, takvim dayatmasıyla değerli arkadaşlar.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Sizin programınıza uymaz da, bizim programımız var.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bunu yapmayın. Türkiye'nin bu Kürt meselesi takvim dayatmasıyla olmaz, zihniyetle olur. O da bu meselenin adını koymakla olur. Bu meselenin adını doğru koyacaksınız. Bununla olur, cesaretle. Hayır, neden çekiniyorsunuz, bu kadar büyük çoğunluğunuz var, neden adını koymuyorsunuz, adından başlamıyorsunuz? Hangi korkunuz var? Hâlen daha adını koyma konusunda tereddüt gösteren bir iktidar var, adını koyma konusunda. Tamam, sizin çoğunluğunuz var, bizim yok, siz koyun, muhalefet etsinler size, madem bu kadar gerçekten içtenlikli bir biçimde bu sorunu çözmek istiyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bakın, Cumhuriyet Halk Partisi ve sosyal demokratlar bütün dünyada çatışmayı çözen taraf olmuşlardır bu tür meselelerde.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Keşke burada da olsa sosyal demokratlar.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biz, bakın, hafızanızı yoklayın değerli arkadaşlar, 6 Haziran 2012 tarihi, Mayıs 2012 tarihine bakın, ortalama 100 kişi ölüyordu, 100 kişi. Başbakan elinde iple dolaşıyordu, Kürtlere "Zerdüşt" diyordu, Kürtlere "hain" diyordu ve iple dolaşıyordu.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Kürtlere demiyordu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Tam da o koşullarda biz 6 Haziranda Başbakana gittik, tam da bu nedenle çözümün yeri Meclis olsun diye. O gün bize AKP Genel Merkezini tarif edenler bugün Meclise iki yıl sonra geldiler. Bugün de söylüyoruz, bu yasa teklifiniz eksik, bu yasa teklifinizde yanlışlar var, gelin beraber daha doğrusunu daha ileriye taşıyalım. Bu sorunu tarif eden, Mecliste mekanizma kuran eş zamanlı çalışacak ve toplumsal mutabakatı herkese yayacak başka mekanizma üreterek burada çalışalım, çalışmaya çalışalım. Gelmeyenleri ikna etmeye çalışalım. Bakın sokağı teşvik edenlere buradan cevap verelim.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sen imzadan çekindin, imza atamadın.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Evet, 35 bin yurttaşımız yaşamını yitirdi, bunların 7 bin kişisi kamu görevlisi, 21 bini örgüt üyesi, 35 bin kayıtlara geçen rakam. 3 milyona yakın insanımız göç etti, binlerce faili meçhul cinayet var, bu ağır travmayı burada konuşuyoruz. Bu nedenle bu sorunun özüne, bu sorunun ruhuna uygun bir çaba içerisinde olmalıyız.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Sen imzana sahip çıkamadın, imzana!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Biz her şeye rağmen, yasanın 4'üncü maddesindeki eksiklik dışında, yanlışlık dışında bu yasanın geçmesi konusunda irademizi ortaya koyuyoruz. Çözüm konusunda, barış konusunda adaletle, özgürlükle, eşitlikle, demokrasiyle Kürt meselesinin çözümü konusunda biz varız, hodri meydan.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)