GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:113
Tarih:08.07.2014

FARUK IŞIK (Muş) - Teşekkür ediyorum, sağ ol. Hep böyle alkışlayın beni.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - Rica ederim.

Meydan senin, bekliyorum ne söyleyeceksin, çok merak ediyorum.

FARUK IŞIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım.

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - İnşallah, sonunda da alkışlarım seni.

BAŞKAN - Sayın konuşmacı, lütfen Genel Kurula hitap edin.

FARUK IŞIK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, tarihten çıkaracağımız ders ve en önemli derslerden biri kanımca şudur: Yarınlarını kendileri kurgulamayanlar, başka kurguların kurbanı olmaktan kurtulamazlar. Onun için diyorum ki bu kurguların kurbanı olmama adına, yarın "eyvah" demeden, "ah vah" demeden, bugün sahip olduğumuz tüm imkânlarımızı daha iyi bir yarının inşasına teksif etmek zorundayız.

Bugünden baktığımızda, ne yazık ki yarım asır bir zamanımızı, neredeyse bir asra yakın bir zamanımızı kör bir döngüde birbirimizi tüketmekte kullandık. Belki birileri bu ülkenin sadece kendisine cennet olabileceği düşünü gördü, ama kendinize cennet olarak görebileceğiniz bir coğrafyanın bir başkasına cehennem olabileceğini düşünmediler.

FARUK BAL (Konya) - Cennet ile cehennem bir arada olmaz.

FARUK IŞIK (Devamla) - Düşünmediğiniz için de başkasına cehennem gördüğünüz şey asla size cennet olamaz. Öyleyse, gelin, bu ülkeyi gerçek anlamda cennet vatan kılalım hepimiz için; dini, dili, ırkı vesaire ne olursa olsun bu ülkeyi hepimiz için cennet yapmak için yüzlerce gerekçemiz ve bir o kadar da imkânımız var.

Değerli milletvekilleri, "bir asır" dedik ya, gerçekten bir asır süredir iç meselelerimizle uğraşıyoruz, bu meselelerimizden asıl meselelerimizi görmezlikten geldik. Mevcut olan yaralarımız vardı ve sorunlarımız vardı. Bu yaraları görmemezlikten geldik, yaranın üstünü örtmeye çalıştık, kabuk bağlasın diye üzerine krem sürmeye çalıştık ama bir gün o kabuk patladı, kan aktı ve yaranın daha derinde olduğunu hissetmeye başladık. Kan akınca da askerimiz, polisimiz, öğretmenlerimiz, korucularımız, doktorlarımız, hemşirelerimiz şehit oldular. On binlerce vatandaşımızı kaybettik. 3 bine yakın köy boşaltıldı, 3 milyon civarında insanımız göçe maruz bırakıldı. Bu ülkede 10 bine yakın faili meçhul işlendi. Milyonlarca lira mali kayıplarla karşı karşıya geldik. Sonuçta zararı bu ülke gördü, bizler gördük, bu millet gördü ama bu böyle devam edemezdi.

Ben o yıllarda mülki idare amiriydim. Ülke o günkü kötü yönetimlerinden dolayı, hukuk dışı yönetimlerinden dolayı gerçek anlamda bir bölünmenin eşiğine gelmişti ve birileri geldi "Bu ülke bölünmemelidir." dedi, "Bu ülke bölünmemelidir ve bu millet kardeştir." dedi. "Bölünmemelidir." dedi Ama aynı zamanda adalet olması gereklidir. dedi. "Bölünmemelidir." dedi Ama aynı zamanda huzur, kardeşlik ve güven olmalıdır. dedi. "Ülke bölünmemelidir ama aynı zamanda hukuk olmalıdır, eşitlik olmalıdır." dedi. İşte bu sloganlarla AK PARTİ "Evet, bu ülke tek olarak kalmalıdır ama toplumun hiçbir katmanı, hiçbir kitlesi, hiçbir etnik yapısı, hiçbir dinî grubu hukuktan, adaletten yoksun bırakılmamalı." dedi.

OKTAY VURAL (İzmir) - Paralelciler de mi, paralelciler...

FARUK IŞIK (Devamla) - "Hukuk insanlar için, herkes için geçerlidir, insanları hukuktan yoksun bırakamazsınız." dedi. Onun için OHAL'ler, faili meçhuller son buldu. Asimilasyon, inkâr ve ret politikalarına son verildi. Yol kesmeler son buldu. Kürtler ve Kürt kültürü üzerindeki yasaklar kaldırıldı. Ama bir gün geldi, Allah'a şükür, boşalan köyler gene yerleşime açıldı, mezralar yerleşime açıldı. Köyler şenlenmeye başladı. İnsanlar yaylaya çıkmaya başladılar. Tarım ve hayvancılık gelişmeye başladı. Birlikte yaşama arzusu güçlenerek geleceğe dair emin adımlarla yürünmeye başlandı.

OKTAY VURAL (İzmir) - Analar ağlamaya devam etti, PKK dağa kaçırmaya devam etti, yol kesmeye devam etti, vergi toplamaya devam etti, mahkeme kurmaya devam etti. Gerçekleri anlatın gerçekleri.

FARUK IŞIK (Devamla) - Çözüm süreciyle birlikte iklim olumlu yönde gelişmeye başladı bu ülkede.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Işık.

FARUK IŞIK (Devamla) - Çıkılmayan dağlara geziler düzenlendi, gidilmeyen mezralara piknikler düzenlendi.

BAŞKAN - Sayın Işık, teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

FARUK IŞIK (Devamla) - İş adamları bölgeye gelip yeni birtakım projeler geliştirmek istedi ama bu sizi rahatsız ediyor çünkü ülkenin birliğiyle, bütünlüğüyle geleceğe emin adımlar atması sizi rahatsız ediyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri alkışlar)