GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:113
Tarih:08.07.2014

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Evet, değerli arkadaşlar, şu resme iyi bakın, hepiniz görün, sonra ne olduğunu size anlatacağım o resmin. Yakından da verebilirim, bir görevli gelirse her 4 gruba gösterebiliriz.

Şimdi, evet, burada 15 milletvekili var. Bu 15 milletvekilinin içinde 10 AK PARTİ'li, 2 CHP'li, 2 MHP'li milletvekili var. Şöyle gösterebilirsiniz. Bu gösterdiğim resim Cudi Dağı'nın tepesinde çekilmiş bir resimdir arkadaşlar, 9 Nisan 2010. İsteyen arkadaşları -Mecliste her 4 parti grubuna söylüyorum- isteyen kim varsa arkadaşları istedikleri zaman bölgeye davet ediyorum, gidebiliriz. Hatta Habur'dan geçebiliriz. Sizi Kerkük'te Türkmenler ile Kürtlerin son yaşanan olaydaki kader birliğinde, Tuzhurmatu'da, peşmerge tugaylarının koruduğu Türkmenlerin olduğu bölgeye, Erbil Parlamentosundaki 8 Türkmen milletvekilinin de olduğu Kürdistan Parlamentosuna ve her kesimle görüştürmeye hazırız.

Arkadaşlar, bizim önergemiz basit bir isim değişikliği değil aslında çünkü biz diyoruz ki: Mademki toplumsal barışın ve müzakerelerin yasasını yapıyoruz, Meclis tarihî bir adım atıyor, elbette ki bunun adı "terörün sona erdirilmesi" olmamalıydı. Çünkü devasa bir Kürt sorununu konuşuyoruz Osmanlıdan cumhuriyete yüz elli yıldır intikal eden ve demokrasi, insan hakları sorunu, tarihsel ve sosyolojik anlamda kimlik sorunu, bir kültür sorunu, anlatım bakımından dil, eğitim, sosyolojik sorunları, yönetim sorunu, temsil sorunu, hak arama sorunu, hukuksal anlamda eşit ve özgür yurttaş olma sorunu, barış, bütünlük, gelişme, kalkınma sorunu, özgür ve gönüllü birliktelik sorunu ve hak eşitliği sorunu. Evet, sizler bunları böyle bilin, bu başlıkların birkaçını açtım. Her ne kadar yasada "siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel vesaire" diyorsa da Profesör Edward Said'in şu sözleriyle size seslenmek istiyorum: "Herhangi bir siyasi eylemin terörizm olarak adlandırılması, ona siyaset, tarih, gelenek ve yorumun buluştuğu bir anlatı statüsü tanınmaması demektir. Filistin meselesinin başına gelen buydu, Kürt meselesinin başına gelen de budur; birinin gerillası, ötekinin teröristidir." diyor. Oysaki biz son otuz yılı konuşmuyoruz arkadaşlar. Son otuz yılı konuşursak en büyük teröristler, darbe yapıp bu Meclisi kapatan, bu Meclisteki partileri kapatan, bu Meclisteki liderleri Zincirbozan'a koyan darbeci teröristlerdir. "Terörist" denen, kendi köylüsüne dışkı yedirenlerdir; "terörist" dedikleriniz, 4 bin köyü çocuklarıyla cayır cayır yakanlardır; "terörist" dedikleriniz, arkasından kurşunlar sıkarak 17.500 faili meçhul cinayeti işleyenlerdir, bunları artırabiliriz arkadaşlar.

Size şunu söylemek istiyorum: Birleşmiş Milletlerin bugüne kadar 130 tane terörist tanımı var, Türkiye'de de 30 defa değişen bir terör tanımı var. Türküler, diller, kitaplar, şarkılar, halaylar, insanlar, yazarlar, kitaplar, bunların hiçbiri terörist değil ama bu ülkenin sıkıyönetimlerinde, DGM'lerinde ve özel yetkili mahkemelerinde hepsi terörist olarak ceza aldı, hüküm giydi, içeri girdi. Onun için, bu kavram doğru bir kavram değildir.

Tarih önünde yarın sizi pişman bırakmaması için önergemizin kabulünü diliyoruz arkadaşlar hepinizden.

Saygılarımla. (HPD sıralarından alkışlar)