GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:113
Tarih:08.07.2014

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, tasarıya baktığımız zaman, ilk önce ben biraz havayı da soğutmak istiyorum. Teknik açıdan baktığımız zaman bu kanunla ilgili, 1'inci madde kanunun kendisi 19 kelime, gerekçesi 22 kelime. Bir bakın, kanunların hiçbirisinde... Gerekçede daha anlaşılır, daha konuyu anlatacak bir şekilde bunun kamuoyuna açık ve net anlatılması lazım.

2'nci maddede bakıyoruz, 114 kelime, gerekçesi 16 kelime. Yine anlaşılmaktan uzak. 3'üncü maddeye bakıyoruz, 25 kelime. Orada biraz daha anlatmaya çalışmışlar, 56 kelime. 4'üncü maddeye bakıyoruz, 27 kelime. Eh, burada yine gerekçeyi biraz uzatmaya çalışmışlar, 48 kelime. Yani kanun tekniği açısından baktığınız zaman, gerçekten uygulamacılar bir sıkıntıya düştüğü zaman, bunu nasıl çözebiliriz, kanunun bir gerekçesine bakalım, kanun koyucu burada neyi anlatmaya çalışmış dedikleri zaman maalesef gerekçesi kanunun kendisinden daha dar, o anlamda anlaşılabilir bir durum değil.

Peki, siyasal iktidar "Ben bu sorunu çözmek istiyorum. Benim elimde kanun yoktu, argüman yoktu, ben bunu yapamıyordum." diyor, bunun arkasına sığınıyor. Bu, gerçekten samimi midir diyeceksiniz. Külliyen yalan. Çözmek istese çözemez mi? Ben size gayet rahat... Anayasa'mızın 118'inci maddesinin üçüncü fıkrasıyla mevcut olanın 2'nci maddesini okuyun, bire bir örtüşüyor. Bazı kavram farklılıkları var, bazı cümleler farklı; aşağı yukarı Anayasa'nın 118'nci maddesi bire bir örtüşüyor zaten. Aynen okuyorum ben: "Millî Güvenlik Kurulu; Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini..." -Aynen burada 2'nci maddede "siyasetin tayini " "...tespiti ve uygulamasıyla ilgili alınan tavsiye kararları..." Yine aynı şekilde orada geçiyor. "...ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki..." Zaten 2'nci maddede gereken koordinasyonu sağlamaya yönelik düzenlemeler var "...görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir." "Zaten gerektiğinde her türlü kararı Bakanlar Kurulunda alır." diyor. Peki, siz on iki yıldan beri neredeydiniz sayın AKP iktidarı? Yani bu anlamda gerçekten ciddiyetten uzak. Bunu yapmak istiyorsanız da demokrasimizin hakikaten bir temel sorunu, bu bir Kürt sorunudur, evet. Uzun yıllar tabu olarak görülmüş bir sorundur. Bugün adıyla sanıyla, evet, söz edilmeye başlanması elbette önemli bir gelişmedir. Başta Kürt sorunu bütün yönleriyle ele alınmadıkça, onunla ilgili olarak geliştirilecek gerçekçi çözümler üzerinde özgür bir tartışma ortamına gidilmedikçe, daha önemlisi bu çözümler soyut bırakılmayıp yaşama geçirilmedikçe Türkiye'de demokrasi topal kalmaktan öteye geçemeyecektir.

Şimdi, bakıyoruz, tabii ki, şu aşamada, demokrasi diyoruz, güzel. Artuklu Üniversitesinde ana dilde eğitimle ilgili bin tane yüksek lisans eğitimi gören Kürdolog yetiştirdiniz. Tayinini yapabildiniz mi? Bu insanlar nerede çalışıyor? İstihdam alanını yaratabildiniz mi? Yaratamadınız.

Burada aynı zamanda Kürtçe kitaplar basıldı. Bu kitapları niye bastınız, niye dağıtmıyorsunuz veyahut da birileri ihale kazansın diye mi bu kitapları bastınız?

Yine, aynı şekilde, peki, teşhisiniz ne? Teşhis yok. Hastalığa bir teşhis koyacaksınız, ondan sonra...

Burada "Efendim, biz bunları rehabilite edeceğiz." diyorsunuz. Ortada bir hastalık yok. İnsanlar inanarak -beğenirsiniz beğenmezsiniz- bir amaç uğruna dağa çıkıyor. Bir amaç uğruna, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, dağa çıkan insanları siz "Efendim, bunlar hastalıklı hâldir. Biz bu hastalıklı olayı tedavi edeceğiz..." Yanlış bir uygulama, yanlış bir kavram. Doğru bir kavram değil.

Siz, Türkiye'de sokağı çıkan insanları öldürüyorsunuz, gözünü kör ediyorsunuz, Gezi olaylarında gördük. Bunun neresi barışçıl? Sizin zihniyetinizde barış yok.

Seçim yaklaştığı için bu konuyu soğutmak amacıyla, buzdolabına koymak amacıyla, halkı tekrar kandırmak amacıyla gündeme getirmiş olduğunuz bir husus. Demokrasi, özgürlük olmadan Kürt sorunu çözülmez.

Dünyada Kürt sorununu çözen partiler soysal demokrat partilerdir. Bunu da çözecek olan Cumhuriyet Halk Partisidir ve göreceksiniz, bunu gerçekten...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Sizin şu andaki milletvekilleriniz 95'teki o dönemin İçişleri Bakanıydı.

Yani bu anlamda seçim olmamış olsaydı bu sorun yine gelmezdi. Göstermelik, tamamen... (CHP sıralarından alkışlar)