| Konu: | TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 114 |
| Tarih: | 09.07.2014 |
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
629 sıra sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Adı güzel ama içeriği ve arka planı, amacı tam bir teslimiyet olan kanunu maalesef görüşüyoruz.
Saygıdeğer milletvekilleri, bu kanun tasarısının Oslo görüşmeleri, çözüm süreci, Kandil ve İmralı'yla resmî görüşmelerden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine geldiği açık ve sarihtir. 2002 senesinde neredeyse bitme noktasına gelen terör ve istekleri AKP iktidarıyla beraber yeniden yükselmeye başlamış, açılımlar adı altında günümüze gelmiştir. Gelinen bu durumu vatan, millet düşmanları ellerini ovuşturarak izlemektedir. Bu süreçte bebek katilinin, bölücülerin, hainlerin aldıkları mesafeler çok büyük ama çok büyük olmuştur. Şimdi de açılımlar, barış süreci adı altında yeni kanun tasarıları gündemimize getiriliyor. Özerkliğin altyapısını oluşturacak düzenlemeler zaten Mecliste kanunlaştırılmıştı. Yeni getirilen kanun tasarısıyla dağdaki ve hapisteki eşkıyaların, teröristlerin artık şehre daha rahat inmesi, artık bölgede kontrolü tamamen ele geçirirmesi öngörülüyor yani kahraman Türk askerinin karşısında yenilen, yok olma aşamasına gelen terör örgütü yeni mesafeler alarak Türk devletini bölmeye doğru süratli bir şekilde gidiyor.
Getirilen bu kanun esasında Anayasa'mıza tamamen aykırıdır. Türk devletinin bütünlüğü sarsılmakta, devletin kurucu unsur ideolojisi yok edilmektedir. Bu fiilî duruma ve öncesine herkesin karşı çıkması, kabul etmemesi gerekir. Bunların başında da, Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekili olunca yemin eden bütün milletvekilleri gelmelidir. Milletvekili yemininde devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağımıza dair yemin ediyoruz. Hâl böyle olunca, yemine bakılınca devletin varlığı bu kanunla kalmıyor, bölünme süreci başlıyor, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliği kaybediliyor, Anayasa yok ediliyor, Atatürk ilke ve inkılapları yok ediliyor, yani yaptığımız yemindeki her şey yok ediliyor, biz de de maalesef sorumluluk kalıyor. Pekâlâ, biz sorumluluğumuzun farkında mıyız? Ettiğimiz yemini tutuyor muyuz? Bu tür kanunlardan sonra Mecliste yazılı olan, arkamızda bulunan "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir.", Atatürk'ün sözü de tahmin ediyorum ki önümüzdeki zaman diliminde kaldırılacaktır.
Bu kanun tasarısı Meclisten geçerse PKK'ya artık "terör örgütü" diyemeyeceksiniz. Terörü, kanunsuzluğu teşvik eden kanunla karşı karşıya kalacağız. Elinde silahla bekleyen teröristler kaba kuvvetle ülkemizi esir alacaklar ve onların istediği kanunu çıkartmış olacağız. Bu doğru mudur? Hâlbuki bölgemizde çok önemli gelişmeler olmaktadır. Sınırımızda Kürdistan kurulmaktadır, Kerkük, Musul Türklerden arındırılmaktadır, Irak 3 parçaya bölünmektedir, Türklere katliamlar yapılmaktadır, sıra da ülkemizin bölünmesine gelmektedir. Sizlere soruyorum: Yaptığımız yemine ne zaman sahip çıkacağız, "Hayır, dur. "diyeceğiz?
Durum çok vahimdir. PKK çözüm süreciyle Türkiye Cumhuriyeti devletinin kanunlarının hepsi yok edilmektedir ve enteresandır, Türkiye çözülmektedir. Bakınız, şu anda PKK bazı bölgelerde vergi toplamaktadır, çocukları zorla kaçırmaktadır, asker toplamaktadır, "Asayişi kontrol ediyorum." diyerek yolları kesmektedir, kimlik sormaktadır, bazı yerlerde mahkemeler kurmakta, yargılama yapmaktadır. Pekâlâ, bütün bunların hepsi sizce ne demektir? Bu bir devlet kurulması değil midir, Türkiye Cumhuriyeti devletinin egemenliğinin parçalanması, devletinin parçalanması değil midir? Herkesin aklını başına alması gerekmez mi saygıdeğer milletvekilleri?
Yüce Türk milleti Adalet ve Kalkınma Partisine 2002'den itibaren çok büyük yetki vermiştir, "Ülkemizin bölünmesinin zeminini hazırlayan "PKK'yı legalleştir, Kürdistan devletinin kurulmasını sağla." mı demiştir?
Bölgemizde son zamanlarda yeni gelişmeler oluyor ve beraberinde de İsrail "Ben Kürdistan'ı tanırım." diyor. "Kürdistan" tabirini de, tanımayı da AKP yetkilileri de maalesef kullanıyorlar.
Buradan sesleniyoruz: Bugüne gelinmesindeki sorumlular mutlaka hesap verecektir. Kim bu vatana ihanet etmişse mutlaka hesap verecektir. Tarih hiçbir zaman onları affetmemiştir, bundan sonraki dilimde de affetmeyecektir diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)