| Konu: | TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 115 |
| Tarih: | 10.07.2014 |
ABDURRAHİM AKDAĞ (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 629 sıra sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Yasa Tasarısı üzerinde oyumun rengini belli etmek üzere söz almış bulunuyorum. Aleyhte söz aldım ancak lehte konuşacağım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Size de o yakışır zaten.
ABDURRAHİM AKDAĞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, sorun çözme yöntemi olarak Aristo bir mantık kuralı ortaya koymuştur, "Bir: Sorununuzu olduğu gibi kabul edin. İki: Kimseyi itham etmeyin. Üç: Çözüme odaklanın." der.
Türkiye'nin sistemden kaynaklanan ve yıllarca uygulanan ret, inkâr ve asimilasyon politikalarından kaynaklı bir Kürt sorunu vardır. Bu sorunun çözümü için önce sorunla yüzleşmek ve sağlıklı teşhis koyarak olabildiğince doğru bir şekilde tanımlamak şarttır.
Kürt sorunu esasen bir kimlik sorunudur, aynı zamanda siyasi, ekonomik, sosyal ve insani bir sorundur. Türkiye'nin geleceğini ipotek altına alan bir sorunla karşı karşıyayız. Bu ülke 40 bin can, 300 milyar dolar maddi bedel ödemiştir. 3.500 köy boşalmış, binlerce insanımız faili meçhule kurban gitmiştir. Kürt sorunu doğası gereği bölgesel bir sorundur. Kürt nüfusu Türkiye ile sınırlı olmadığından sorunun uluslararası boyutu vardır. Türklerin çoğunluğu gibi Kürtlerin çoğunluğu da çocuklarının ölmesini istemiyor. Kürtlerin büyük çoğunluğunun gelecek tasavvuru huzur içinde, kimliğinin saygı gördüğü güçlü bir Türkiye'de yaşamaktır.
Sayın milletvekilleri, AK PARTİ yıllarca hiçbir siyasi partinin ele almaya cesaret edemediği bir sorunu çözme iradesini ortaya koymuştur. Öldürmekle sorun çözülmez, güvenlikçi, kutuplaştırıcı ve gerilimi tırmandırıcı politikalar derde derman olmamıştır. Sorunu çözmeye yönelik çabalara toplum güçlü bir destek vermiştir. Silahların susması, barışın sağlanması, toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi ortak vicdanı temsil eder, herkes tarafından güçlü bir şekilde destek görmüştür. Nemrut'un yaktığı ateş, canımızı yakan bir ateş söndürülmezse hepimizi yakmaya devam edecek.
Birilerinin kardeş çatışmasını ortaya çıkarmak istediği ciddi bir tehlikeye işaret etmek istiyorum. Basiretli Türkler ve Kürtlerin böylesi iğrenç bir çukura düşmemeleri memnuniyet vericidir. Çözüme olan umudum bugün her zamankinden daha diridir. Konuşulabildiği bir zeminde şiddet hak arama metodu olmaktan çıkar. Artık şiddet dışı çözüm yollarını denemek, akıl, mantık ve sağduyunun gereğidir. Toprak temelli değil, insan temelli bir çözüm arayışındayız.
Değerli milletvekilleri, Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Müslim-gayrimüslim tanımlamaları ve gerilimleri, bu ülkenin çatışma noktaları dış mihraklarca açık alanlar görülmektedir. İç ve dış çıkar odakları bu sorunun barışçıl, demokratik yollardan çözülmemesi için her türlü oyunu ortaya koymuş, çatışmalardan ve dökülen kanlardan büyük rant elde etmişlerdir. Kan ve şiddet faizi, silah sanayisini beslemektedir. Bu ise Türkiye'de yaşayanlar için daha az refah, daha az mutluluk ve daha fazla kan ve gözyaşıdır.
İslam en önemli bağlayıcı güçtür. Türklerin ve Kürtlerin Müslüman olması büyük bir şanstır.
Çözüm için tek zemin siyasettir, halkın iradesinin yansıdığı bu yüce çatının altı, Meclistir.
Tam beş yüz yıl önce, evet, tam beş yüz yıl önce Yavuz Sultan Selim ve İdris-i Bitlisi birlik ve kardeşlik temelinde bir araya geldiklerinde tarihe yön vermişlerdir. Bugün niye bunu başarmayalım. Bu yasa barışın hukuki zeminini oluşturmaktadır. Oyum "evet" olacaktır.
Ey Nuh'un ve İbrahim'in çocukları, ey Selahaddin'in ve Fatih'in torunları; birlikte tarih yapmanın potansiyelini içinizde barındırıyorsunuz. Yunus Emre, Feqiye Teyran, Fuzûlî, Melaye Cizrî, Şeyh Galip, Şeyh Ahmed Hanî aynı iklimin, aynı ilim havzasının yıldızlarıdır.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; başta, "Yeter ki insanlarımız ölmesin, zehir olsa da içerim." diyen Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDURRAHİM AKDAĞ (Devamla) - ...Başbakan Yardımcımız Sayın Beşir Atalay'a, bu barış sürecinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor...
BAŞKAN - Sayın Akdağ, teşekkür ederim.
ABDURRAHİM AKDAĞ (Devamla) - ...yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)