GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KIZAMIK MİKROBUNUN YOL AÇTIĞI SSPE HASTALIĞININ TÜRKİYE'DEKİ DURUMUNA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:117
Tarih:16.07.2014

TÜRKAN DAĞOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kızamık hastalığının yol açmış olduğu ensefalit dediğimiz, hatta Sayın Başkanımın biraz evvel söylerken zorlandığı bu panensefalit vakalarının Türkiye'deki durumunu arz etmek üzere huzurunuzda bulunuyorum. Bu konu, daha evvel, 17 Haziran ve 9 Temmuz tarihlerinde sayın HDP milletvekili tarafından da bu kürsüden dile getirildi ve gündeme getirildi.

Öncelikle şunu çok iyi bilmemiz lazımdır ki, kızamık hastalığı... Daha evvel, biz, kızamığın komplikasyonunu sadece zatürre olarak değerlendirirdik, ancak daha sonra, geç devrelerde, yani kızamık hastalığını geçirdikten daha sonra, beş veya altı yıl sonra, hatta bazen daha uzun yıllara giden zamanlar içinde, bunun beyinde yerleştiğini ve burada, "ensefalit" dediğimiz bir hastalığı da gündeme getirdiğini hep beraberce gördük. Ve birkaç haftadır da bunun bu kürsüden dile getirilmesini de zaten bu olayın bir kanıtı olarak değerlendiriyorum ben.

Şimdi, Dünya Sağlık Örgütünün yapmış olduğu çalışmalarda, bu hastalığın ortaya çıkmasının nedeninin hiçbir şekilde yapılan aşılarla bağlantılı olduğu görülmemiştir ve çok ince yapılan mikro araştırmalarda da yapılan çalışmalarda da beyinde aşıya dair bir virüsün olmadığını, ancak hastalığa dair kızamık virüsünün yerleştiğini yıllar sonra tespit etmişlerdir.

Peki, bu tablo karşısında Türkiye'de Sağlık Bakanlığı bunu karşıdan seyretmiş midir? Tabii ki böyle yapmamıştır, Sağlık Bakanlığı da bunu gündemine almış ve aşılama programlarını arttırmıştır. Bu hastalık doğrudan doğruya aşılamayla doğru orantılıdır ve aşılamayı ne kadar çok fazla üst düzeye getirirsek bu hastalığın oranında da bir azalmanın olacağı kesindir; bunun böyle olduğunu Dünya Sağlık Örgütü de belirtmektedir. Ancak, önergenin verildiği 17 Haziran tarihinde de Diyarbakır'da görev yapan, enfeksiyon hastalıkları uzmanı, öğretim üyesi olan oradaki arkadaşlarımız da burada dile getirdi ki, buralardaki aşılanmanın Sağlık Bakanlığına bağlı olarak değil oradaki toplumun bilinçlenmesine bağlı olarak diğer bölgelere nazaran daha az olduğu gündeme gelmiştir. Bunun nedenlerine ben burada girmek istemiyorum, o gün bunlara uzun uzun gelindi "Kısırlık yapabilir, çocuğunuz ölebilir." Dolayısıyla, bu nedenle, hepimiz çok iyi biliyoruz ki o tarihlerde aşılama programları oralarda halk tarafından aksatıldı. Bugün yapılan çalışmalarda, Sağlık Bakanlığının yapmış olduğu çalışmalarda, özellikle 2005 yılından sonra aşılamalara çok büyük bir hız verildi ve bugün bu aşı yüzde 98 oranında bütün Türkiye'de, bütün bölgeleri kapsamak üzere yapılmaktadır.

Bu hastalığın en güzel örneklerinden biri -Dünya Sağlık Örgütünün verdiği- Çin'dir. Çin'de kızamık aşılanması yüzde 100'lere ulaştığı için orada bu hastalık görülmemektedir. Ben inanıyorum ki Türkiye'de de bu yüksek aşılanmanın sonucunda bu hastalıklar artık görülmeyecektir. Peki, Sağlık Bakanlığının burada yaptığı şey nedir? Sağlık Bakanlığı bunların ilaçlarını kendisi bizzat bedava olarak vermektedir, aşılamaları zaten bedava yapmaktadır. O zaman da konuşuldu, sayın vekilim burada, aşılamaların zaten yapılacağını söyledi, zaten Bakanlık da yapıyor, bunda farklı bir düşünce söz konusu değil ve burada yapılan bunlara ev hizmeti, ev hizmetinin verilmesi de gerçekten çok önemli bir şeydir.

Nörolog bulunması konusunda, Sayın Vekilim, bu bir üst ihtisas dalıdır, nörolog sayısı Türkiye'de zaten çok azdır ama çocuk hastalıkları uzmanı yeterince vardır ve bu konu gelecekte aşılamayla önlenecektir.

Hepinize saygılarımı sunuyorum ve teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)