| Konu: | CHP GRUBUNUN, MANİSA MİLLETVEKİLİ HASAN ÖREN VE 19 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN, KREDİ KARTI BORÇLARININ EKONOMİK VE SOSYAL BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI VE KREDİ KARTI BORÇLARININ UZUN VADEDE ÖDENEBİLMESİ İÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 30/4/2014 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 16 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 117 |
| Tarih: | 16.07.2014 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, kredi ve kredi kartları sorunuyla ilgili, Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu araştırma önergesinin lehinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu çok ciddi bir sorun. Daha önce de değişik vesilelerle tartıştık, sizlere de ilettik. Az önce Sayın Şahin torba kanunla ilişkilendirerek "Bir an önce çıkması lazım." dedi ama maalesef onun içinde buna ilişkin düzenleme yok, başka kesimlerle ilgili var. Ayrıca, bu sadece ekonomik bir sorun değil. Kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sorunu, artık, sosyal sorun hâline geldi. Birtakım ailelerle ilgili sorunlar büyüdü, dağılmalar var, aile içi şiddet var, bir sürü etkileri var. Ama tabii, bu noktaya nasıl geldik; sadece vatandaş mı acaba kredi kartı borcunu krediyle, kredi borcunu kredi kartıyla, bir kredi kartını diğer krediyle kapatıyor? Hayır. Baktığımız zaman, Adalet ve Kalkınma Partisinin genel politikası, zaten, borcu borçla ödeyen bir hâle gelmiş.
Yani her seferinde Sayın Başbakan da, arkadaşlarımız da burada konuşuyorlar "Nereden nereye?" diye. Şöyle bakıyoruz, 2002 yılında -meşhur sizin söylediğiniz 2002'den biz de başlayalım- 224 milyarlık toplam borç varken şu anda bakıyoruz 1'inci çeyrek itibarıyla 570 milyara dayanmış Türkiye'nin toplam borcu. Ötekilerini de söyleyeceğim, sizin sevdikleriniz var, merak etmeyin.
Şimdi, ama asıl dikkat çekici bir şey var. Özel sektörün borcu 43 milyardan 265 milyar dolara çıkmış. Öyle bir rahatlık var ki, diyorlar ki: "Ya kardeşim, özel sektörün borcu, bir şey olmaz." Peki, nasıl olacak yani onu alan vatandaş bunun karşılığında ne gelir elde ediyor, geliri artıyor mu, bu şirketler kâr mı ediyor, zarar mı ediyor diye bakıyor musunuz?
RECAİ BERBER (Manisa) - Artmasa verirler mi o parayı?
MEHMET GÜNAL (Devamla) - İşte "Artmasa verirler mi o parayı?" Veriyorlar.
RECAİ BERBER (Manisa) - Nasıl veriyorlar?
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Çünkü artık vatandaşa verdiğini de... Bankalar şöyle yapıyor, yeni bir yöntem bulmuşlar. Batık kredimiz çok gözükmesin diye çağırıyor, diyor ki: "Sayın Berber gelin, şu borcunuz var, şurada şu borcunuz var. Yeni bir kredi için vallahi, normalde kredibiliteniz dolmuş, ne yapalım? Gelin, tamamı ne kadar?" diyorlar: "60 bin lira." "Biz size 80 bin liralık yeni bir kredi verelim; bu 60'ı ödeyin, 20'yle de ihtiyacınızı giderin." Adamın 60 bin liralık batağı varken bir anda 100 bin liralık, 80 bin liralık canlı kredisi oluyor. Şimdi, Sayın BDDK Başkanına da "Bunu araştırın." diye sizin de delaletinizle söylemiştim hatırlarsanız.
Şimdi, arkadaşlar, bu ciddi bir sorun. Yani devletin borcu da vatandaşın borcu da özel sektörün borcu da artıyor. Şimdi, "kâr etmese" diyorsunuz ama ISO'nun 500 şirketi açıklanmış, dörtte 1'i zarar ediyor. Yani bakın, 2013 yılının işte rakamları. İlk 500 şirketten geçen yıla göre...
RECAİ BERBER (Manisa) - Kur farkı değil mi, kur farkı?
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Yahu, şimdi söylüyorum, siz dediniz ya hani "Ne zararı, kâr ediyor." diye. Şimdi, onun bilanço analizini burada on dakikada yapacak hâlimiz yok Sayın Berber. Diyorum ki bu bir önceki yıla göre aşırı derecede artmış, zarar eden şirket sayısı. Şimdi, ilk 500 şirket bile zarardaysa, küçük şirketler ne yapacak?
Değerli arkadaşlar, burada, esas itibarıyla baktığımız zaman, bir taraftan Başbakan "Faizler düşsün." diyor göstermelik olarak, Sayın Şahin de demin "Faizler yüksek değil." diyor ama bunun sonucu vatandaşımız mağdur. Neyin sonucu? Yıllardır uyguladığınız düşük kur-yüksek faizden kaynaklı. Bakın, Sayın Başbakanın "rant" dediği, "lobi" dediği yer, yüzde 45 artmış, toplam gelirlerine bakarsanız, vatandaşınki yüzde 3-4 artmış, toplam gelir artışı o yılın. Gerçi bunu Sayın Başbakan da söyledi "Bizim dönemimizde 5 kat gelirleri artanlar bugün karşımıza geçti." diye kendisi de itiraf etti, yani 5 kat normalden... Faiz lobisini kastediyor, biliyorsunuz, hatırlarsanız, geçen sene Gezi olaylarından sonra söylemişti.
Şimdi, burada önemli olan, vatandaşın borcu çok daha kötü durumda değerli arkadaşlar. Yine, size "Nereden nereye?" tablosuyla söyleyeyim: 2002 yılında vatandaşın kredi borcu 1,9; hadi diyelim 2. Yani 2, rakamla 2 milyardan, bir anda, 2014'te bakıyorsunuz, martta 252, nisanda, mayısta biraz daha artmış, tam 127 kat artmış bakın, 127 kat, vatandaşın kredi borcu. Nedir bu? Kredi kartına bakıyorsunuz, 2002'de 4,3 milyar olan kredi kartı borcu şimdi 79-80 milyara çıkmış mart itibarıyla. Yani toplamda 6,3 milyar olan vatandaşın kredi ve kredi kartı borcu martta 331'e, mayısta da 343'e... Ya, tam 55 kat vatandaşın borcu artmış arkadaşlar, on yılda, 55 kat.
Bu neyin sonucu biliyor musunuz?
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Ev almıştır.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Kredi alanlar ödüyorlar.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Geliyorum, geliyorum ev aldı kısmına; konut kredisi var. Sayın Domaç, oradan mı geldi?
İşte vatandaş evi alıyor, borçlandırılıyor, ipotek altında ama kredisini ödeyemiyor. Ödeyemeyenlerin sayısına bakın bir taraftan, değerli arkadaşlar, ilk dört ayda 523.556 kişiye çıkmış.
MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Oran söyle, oran.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Söyleyeceğim.
2013'ün tamamında 941 bin kişi olduğunu düşünürseniz, bu sene geçen senenin neredeyse 2 misline yaklaşacak; 1,5 misli kişi. Toplamda 900 bin geçen sene, şu anda ilk dört ayda 523 bin kişi ödeyememiş.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Daha sonra düşecek.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Demin rakamları verdim, toplam tutarları verdim. Merak etmeyin, BDDK'nın rakamları, Merkez Bankasının rakamları.
Şimdi, bu, şunun bir sonucu: Tüketim ekonomisine yönelelim, tüketici kredilerini destekleyelim, vatandaşa konut kredisi verelim, ekonomi canlı görünsün. Peki, ihracat nerede? İthalat nerede? Ne kadarını ithal ediyoruz? Vatandaşın tasarruf oranını artırmadan, vatandaşın gelirini artırmadan borçlandırırsanız böyle oluyor.
Onu da söyleyeyim, Sayın Domaç merak ediyor.
Bakın, değerli arkadaşlar, özel tasarruf oranına bakıyoruz, yüzde 25'lerden yüzde 9,7'ye düşmüş 2013 sonu itibarıyla. Öbür taraftan yükümlülüklerinin harcanabilir gelirine oranına bakıyoruz -oran istiyorsunuz, oran veriyorum- 2002'de yüzde 4,7 iken şu anda yüzde 55, yani yarısından fazlasını geçmiş harcanabilir gelirinin vatandaşın borcu.
Bakın, tekrar söylüyorum: 2002'de yüzde 4,7 borcunun harcanabilir gelire oranı, şu anda yüzde 55,7. Tam tersine, tasarruf oranına bakıyorsunuz -buradan görünmez ama, yani ekran ancak görür, isterseniz siz de oradan bakabilirsiniz- burada da tam tersine bir sorun var, yüzde 25'ten yüzde 9,7'ye düşmüş hane halkının tasarruf oranı.
Dolayısıyla burada sosyal bir sorun var değerli arkadaşlar, bunu görmezden gelme şansımız yok. Vatandaşın, 2003 yılı itibarıyla -bakın, sizin yılla söyleyeyim- 156 milyar varlığı varken borcu sadece 8 milyarmış. Yani yüzde 5,1'iymiş varlığına borcunun oranı, toplam varlıklar, finansal varlıklar üzerinden gidersek. 2014'te ne olmuş? 730 milyar varlık var, artmış, borç 371 milyara çıkmış. Kaç olmuş biliyor musunuz? Burada da yüzde 51'i var toplam. Yani tam 10 kat, yüzde 5,1'den yüzde 51'e oran çıkıyor.
Ya, vatandaş borç batağına girmiş, onu söylüyoruz. Bunun ekonomik, sosyal nedenleri var, bunları araştırmamız lazım diyoruz. İşte, Sayın Berber az önce söyledi, sağ olsun, ilgileniyor. O arada bir liste daha geldi Başkanım elime, 300 küsur kişi, hâlâ dövizzedelerle ilgili ödeyemeyen vatandaşımız var. Vatandaş mağdur. Bir şekilde çözmemiz lazım. Sağ olsun, rahmetli Aslanoğlu'yla beraber aldığımız inisiyatifle -yine yarın da görüşeceğiz- kanuni düzenleme yapmadan bir şekilde çözmeye çalışılıyor ama vatandaş mağdur. Geliyor, listesi geldi, hâlâ sorun var.
Değerli arkadaşlar, öbür taraftan, sadece bankalar değil alacağını tahsil edemeyen. Biliyorsunuz, Sayın Başbakan Cumhurbaşkanı adayı olunca mal varlığını açıkladı. 2011 yılında da vardı, hâlâ 500 bin lira onun da alacağı görünüyor, kimden olduğunu biz bilmiyoruz ama. Yani demek ki borçlarını kimse ödeyemiyor. Hatta, burada söyledik arkadaşlara, bir sürü, alacak yeniden yapılandırması yaptınız. Bu arada Sayın Başbakanın alacaklarını da bir şekilde aradan çıkarabilirsiniz yani. Ayrıca, evi de yokmuş, burada arkadaşlarımız söyledi. Sayın Başbakanın da burada üç yıldır alamadığı alacakları -demek ki vatandaşın ekonomisi iyi değil ki borcunu ödeyemiyor- bir şekilde onun da tahsilatı için aslında torbada bir ekleme yapabilirsiniz; onun yolunu da göstermiş olalım, her şey nasıl olsa buraya ekleniyor.
Değerli arkadaşlar, ayrıca bu konunun, gerçekten araştırılması gerekiyor. Sayın Başbakan sorunu bir şekilde çözer, başka yerden bulur ama vatandaşımız çok garip durumda, gureba durumda; sosyal etkileri var, boşanmalar var, aile içi kavgalar var, intihar edenler var. Onun için, gelin bu sorunu baştan araştıralım ve çözümlerini birlikte bulalım diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)