| Konu: | CHP GRUBUNUN, MANİSA MİLLETVEKİLİ HASAN ÖREN VE 19 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN, KREDİ KARTI BORÇLARININ EKONOMİK VE SOSYAL BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI VE KREDİ KARTI BORÇLARININ UZUN VADEDE ÖDENEBİLMESİ İÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 30/4/2014 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 16 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 117 |
| Tarih: | 16.07.2014 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Halkların Demokratik Partisi adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Usulden aleyhte söz aldık. Bu İç Tüzük'ü, Allah kerim, değiştireceğiz. Ne demek aleyhte, lehte? Üzerinde konuşamaz mı insan?
Bakın, Meclise ilk geldiğimde verdiğim ilk kanun teklifleri bu kredi kartı faizleriyle ilgilidir arkadaşlar çünkü geldiğim gün de -2007 seçimlerinde geldik ve biliyorsunuz, o büyük dünya krizinin başlangıç yılıydı 2008- bunları verdik, o zaman da izah ettik bankaların nasıl faize faiz yürüttüklerini, nasıl haksızlık yaptıklarını hep söyledik. Daha sonra çok araştırma önergesi verdik, burada da konuştuk, burada da birkaç düzenleme geldi, anlattık fakat bu sorunu bir türlü çözemiyoruz. Bu sorunu bir türlü çözmemizi istemeyen güçler var. Bu güçler kim? Soruyorum: Faiz lobisi mi? Ben iktidar partisinin burada faiz lobisini anlatmasını isterdim. Faiz lobisi mi bunu yapıyor?
Ama size birkaç rakamdan sonra birkaç gerçeği hatırlatmak istiyorum. Bakın, çok yakın veriler bunlar. Bu verilere baktığınız zaman, 2009'da bireysel kredi borcunu ödememiş gerçek kişi sayısı 165.309; 2010'da 108 bin, 2011'de 150 bin, 2012'de 280 bin ama 2013'te 397 bin ve -2014'te bir ivme kazanıyor, çok önemli bir ivme, dikkatinizi çekerim- şu an, 2014 itibarıyla toplam 265.294, şu an itibarıyla. Borcunu ödemeyen toplam kişi sayısının 3 milyon 183 bin kişi olduğunu düşünün ve aileleriyle bunları topladığınız zaman 20 milyon yurttaşımızı yakından ilgilendiriyor. Arkadaşlar, bu kadar büyük bir rakamın içinde size şunu söylemek istiyorum: Türkiye'de şu anki borç miktarı bireysel kredi borçlarında 343 milyar lira, Türkiye'nin bütçesinden daha büyük. Her ailede, her fertte bir kredi kartı, bir ek kredi kartı var ve son zamanlarda tüketici derneklerini izleyin, aile boşanmaları, kavgalar, birçok adli vaka, intihar vakası maalesef bu kredi borçlarından kaynaklanıyor.
Asgari ücret alan bir işçi düşünün, 800 lira net... O kredi kartıyla bir ödeme yapamadığı zaman ikinci asgari ödemede... Zaten yasayla, üç asgari ödeme yapmadığı zaman otomatikman duruyor. Daha önce limitsizdi, bu bir limite bağlandı, o da Avrupa Birliği müktesebatının sonucu olarak. Şimdi soruyorum size... 343 milyar lira para borç, vatandaşların 20 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Memurun kirasını, elektriğini, doğal gazını düşünün, telefon faturasını düşünün, bırakın onu, yakıtı düşünün, doğal gazın yüzde 70'lere varan vergilerini düşünün ve Türkiye'deki 49 bankadan 37'sinde yabancıların hissesi var arkadaşlar, 37'sinde. Kim kaçırır böyle yağlı bir ülkeyi, bu kadar rahat sömüreceği bir ülkeyi kim kaçırabilir?
Değerli arkadaşlar, hisseleri yüzde 42'yi geçti bankalarda yabancı sermayenin. "Maalesef yüksek büyümenin etkisi." diyorlar ama siz bakmayın. Yalnız sene sonu kurumlarda en çok kâr eden kuruluşlara bakın, ilk 18 sırayı bankalar kapıyor arkadaşlar. Nereden kapıyor, size onu da anlatmak istiyorum.
Şimdi, icra takiplerine konan bu kredi kartı borçlarıyla ilgili düzenlemelerin artış oranının da yüzde 7,8 olduğunu söylersem bu rakamın felaketi bir daha ortaya çıkar arkadaşlar ve maalesef mayıs itibarıyla en büyük aktif kalemi olan krediler yüzde 4,3 artışla 1 trilyon 92 milyar 818 milyon TL'ye, menkul değerler de yüzde 2,1'le 292 milyar... Takipteki brüt alacaklar da yüzde 78 artıyor. Yani sektörün, sadece bankaların dönem net kârı 10 milyar lira.
Şimdi, yakın tarihte yapılan açıklamaları size okuyayım, yeni, iki gün önce: 2013 yılında 344 bin kişi bu ödememe durumuna düşen, borcunu ödemeyenler. 2014'ün ilk beş ayında bireysel kredi borcunu ödemeyenlerin sayısı 225 bine çıktı. Dikkat edin, rakamlar uçuyor, rakamlar tehlike sinyali veriyor. Ben İngiltere'deki The Economist mi ne dergisinin, ekonomi dergisinin getirdiği sinyalleri, tehlikeleri söylemiyorum.
Size biraz da Cumhurbaşkanı adayınızın sözleriyle yüklenmek istiyorum. Ey iktidar, bugün torba kanunu görüşeceğiz, aha bu kadar bir torba. 19 defa mali af yaptınız. Sigorta primlerini, vergileri, cezaları, idareleri, usulsüzlükleri, bilmem neleri neleri kalem kalem üst üste koyup devletin borçlarının hepsinde yapılandırma yapıyorsunuz. Peki, şu banka kredi kartı faizlerinde veya dövizle kredi borcu olanların döviz fırladığında düştüğü konumu düşünerek, bütün elindekini kaybedenlerin, evini kaybedenlerin, yuvasını kaybedenlerin, işini kaybedenlerin mağduriyeti karşısında bu devletin bir vicdani sorumluluğu, insani sorumluluğu, hukuki sorumluluğu, yönetme sorumluluğu yok mudur?
Ey ustalık kabinesinin güzide milletvekilleri, size, buradan, cumhurbaşkanınızın iftar sofrasındaki sözleriyle hitap etmek istiyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Cumhurbaşkanı adayı.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Başkan adayı.
"Faiz dışı gelirlerle abat olan bir lobi var." diyor Başbakan, Cumhurbaşkanı adayı. Kredi kartı üzerinden bazı bankaların yıllık 600 trilyon faiz dışı gelir elde ettiğine dikkat çekiyor ve vatandaşlara diyor ki: "Kredi kartı almayın." Ve arkasından, faiz dışı gelirlerle dünyanın farklı bir Türkiye'yi konuştuğunu, faiz lobisinin güçlü bir Türkiye istemediğini söylüyor, diyor ki: "Ben geçenlerde 'faiz lobisi' derken boşuna demedim bunları, bir şey bildiğim için diyorum. Faiz dışı gelirlerle abat olan bir lobi var. Hani şu 'kredi kartları' falan diyorsunuz ya, bunları almayın be." diyor. Almayın be ya! "Almayın"la çözülür mü arkadaşlar ya, Allah aşkına söyler misiniz? "Kredi kartı almayın..." Almayın siz de. Cebinde kredi kartı olmayan milletvekili var mı? Hanginiz nakitlerle dolaşıyor arkadaşlar Avrupa'da, şurada burada?
Kredi kartı, 1900'lere gelmeden, ilk Amerika'da kullanıldı. Türkiye'deki kullanımı daha yirmi yıllık, otuz yıllık. Diners kredi kartlarını bilirsiniz, yenidir ama dünya iki yüz yıldır kredi kartlarını kullanıyor. Ama kredi kartları kullanıp da zalimce mağduriyete uğrayan, zalimce soyulan, 1 kuruştan zalimce 100 lira tahsil eden bir başka ülke dünyanın hiçbir yerinde yoktur arkadaşlar. İşte örnekler, ben bu kürsüden... Makbuzları çıkardım. 1 kuruşluk borç için banka icra yolluyor, 1 kuruş için ve 1 kuruş borç 504 lira oluyor arkadaşlar. Düşünebiliyor musunuz, bir A4 kâğıdı bir kuruştur arkadaşlar, 1 A4 kâğıdı. Bir avukatın, bir banka memurunun adliyeye gitmesinin benzinini düşünün, dolmuş parasını düşünün, bırakın onu, avukatlık ücretini, bilmem nesini... 1 kuruş üzerinden banka tahsilat yapıp vatandaşa 500 katı ceza değil, 500 bin katı ceza çıkarıyorsa, eğer bu Hükûmet yakasına yapışamıyorsa o faiz lobisinin ortağıdır. Bakın arkadaşlar, sadece o değil, yine 2 kuruşluk borç için, Almanya'da yaşayan bir yurttaşımıza 1.476 TL borç çıkarılmış. Bunun örneklerini çoğaltmak mümkün arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bu zulme karşı var mısınız, yok musunuz? Varsanız, bu araştırma önergesine dobra dobra "evet" diyeceksiniz. Biz "evet" diyoruz. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)