| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 117 |
| Tarih: | 16.07.2014 |
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Başta Soma faciasında hayatlarını kaybedenlerin yakınları olmak üzere toplumumuzun büyük bir bölümünü yakından ilgilendiren, son derece önemli düzenlemeler içeren, Komisyon çalışmaları sırasında sosyal tarafların ve milletvekillerimizin katkılarıyla şekillenen, nihayetinde de 148 maddeye ulaşan çok kapsamlı bir yasa tasarısıyla, teklifleriyle huzurlarınızdayız.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Harar yasa, harar.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Tasarı, pek çok bakanlığımızın faaliyet alanlarına giren ve yaklaşık 70 kanunda değişiklik öngören düzenlemeleri içermektedir. Şu anda milletimizin gözü, kulağının Türkiye Büyük Millet Meclisinde olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Milletimizin, bu yasama yılı bitmeden bu tasarının yasalaşması için dört gözle bir beklenti içerisinde olduğunu da vurgulamak istiyorum.
Bakan arkadaşlarımın kendi alanlarıyla ilgili olarak gerekli bilgilendirmeleri tasarıdaki maddeler görüşülürken yapacakları inancı içerisindeyim. Ben sizlere genel olarak tasarıyla, özelde de Bakanlığımı ilgilendiren maddelerle ilgili açıklamalarda bulunmak istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetimiz, sizlerin de katkılarıyla, on bir yıllık süreç içerisinde çalışma ve sosyal güvenlik alanında son derece önemli reformlar gerçekleştirmiştir. İş Kanunu, sosyal güvenlik reformu, genel sağlık sigortası, intibak düzenlemesi, istihdam paketleri, teşvik uygulamaları, memurlara toplu sözleşme hakkı, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası gibi, toplumumuzun son derece önemli kesimlerini, neredeyse tümünü ilgilendiren önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. Ancak, sizlerin de bildiği gibi, sosyal hayat hızlı bir değişim ve dönüşüm süreci yaşamaktadır. Örneğin 2002'den bu yana aktif sigortalı sayımızda 7 milyon, pasif sigortalı sayımızda ise 4 milyon artış gerçekleşmiştir. Bu değişime ayak uydurmak ve toplumumuzun beklentilerine etkin, verimli ve hızlı bir şekilde cevap verebilmek için mevzuatımızı da çağın gereklerine ve bu taleplere cevap verecek şekilde düzenleme zarureti vardır. Yani, mevzuatımızın dinamizmi toplumsal hayatın değişim ve ihtiyaçlarının gerisinde kalmamalıdır. Elbette ki toplumun beklentileri sadece hükûmetlere ya da Meclise değil sivil toplum örgütlerine, sosyal taraflara ve sendikalara da belli oranda sorumluluklar yüklemektedir. Bu da masanın her iki tarafında oturan çalışma hayatının tüm aktörlerinin belli bir iş bölümü ve sorumluluk çerçevesinde sorunlara yaklaşmalarını gerekli kılmaktadır. Sadece ücretlerin konuşulduğu rutin toplantılar yerine iş sağlığı, güvenliğinden sosyal güvenlik haklarına, işsizliği azaltıcı ve istihdamı artırıcı önlemlere, çalışanların haklarını koruyan ve ülkemizin rekabet gücünü artıran politikalara kadar her alanda vizyoner bir bakış açısı, çalışma ve sosyal güvenlik hayatının vazgeçilmezi olmalıdır. "Dünya bir gündür, o da bugündür." anlayışı yerine, ülkemizin yarınlarını düşünen uzun vadeli politikalara katkı sağlamak toplumsal dinamizmin hassasiyet göstermesi gereken bir durumdur. İşte, biz onun için 2023 diyoruz, biz onun için 2053 diyoruz, onun için 2071 diyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaptığımız tüm bu çalışmalarda sosyal diyaloğu esas alan ve toplumun beklentilerini gözeten bir anlayışla hareket ediyoruz. Burada ısrarla arkadaşlarımız bazı hususlara değiniyorlar, ben özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Bu düzenlemeler, çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeler, sosyal güvenlik alanındaki düzenlemeler Soma hadisesinden sonra ortaya çıkmış olan düzenlemeler değildir. Bunu eğer sosyal taraflarla paylaşırsanız üç yıldır üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığımız düzenlemeler olduğunu görürsünüz. İşte, bu tasarı toplumumuzun beklentilerine cevap veren son derece önemli düzenlemeler içermektedir. Bu sebeple, madde sayısından ziyade içeriğe odaklanmamız gerektiği kanaatindeyim.
Tasarının SGK'yla ilgili bölümü, yaklaşık 15 milyon iş yeri ve sigortalı ile 100 milyar TL'lik alacağı ilgilendirmektedir. Bu amaçla, sigorta prim borçları, sosyal güvenlik destek prim borçları, idari para cezaları, genel sağlık sigortası prim borçları, inşaat ve ihale konusu işlere ait fark ve prim borçları yapılandırılmaktadır. Bu kapsamda, genel sağlık sigortalıların borçlarının anaparasını peşin ödemeleri hâlinde gecikme zamları ve gecikme cezaları tamamen silinmektedir. Bunların dışında prim borçlarında ise peşin ödemelerde gecikme cezası ve gecikme zammı silinerek anapara TÜFE, ÜFE'yle güncellenmektedir. Peşin ödeme yerine taksitle ödemeyi tercih eden vatandaşlarımız açısından vade farkı uygulanarak 6, 9, 12 ve 18 taksit imkânı getirilmekte ve taksitlerin iki ayda bir ödenmesi sağlanmaktadır.
Değerli milletvekilleri, özellikle Soma faciası elim olayından sonra, arkadaşlarımız tasarıda nelerin yer aldığını burada ifade ettiler ama bir ihtilaf konusu olarak burada takdim edilen, sanki sözler verilmiş de yerine getirilmemiş gibi ifade edilen hususlara da bir açıklık getirmek istiyorum. Biz işçi kardeşlerimizle bir araya geldik, gerek Manisa'da bir araya geldik gerek Ankara'da parti genel merkezimizde bir araya geldik. Onlarla yaptığımız değerlendirmelerde kendilerine ne söz verdiysek bunların tamamını yerine getirdiğimizi ifade etmek istiyorum. Bunları arkadaşlarımız burada ifade ettikleri için ben söylemiyorum ama özellikle sivil şehitlere verdiğimiz haklar ne ise aynı hakları Soma'da hayatını kaybeden kardeşlerimizin hak sahiplerine de verdiğimizi belirtmek istiyorum.
Diğer hususlar: "Efendim, iş yerleri, ocaklar kapalı..." Ocaklar kapalı, doğru. Denetim şu anda devam ediyor. Kapalı ocaklar açılıncaya kadar da onlara gerek yardım olarak gerekse ücretin daha sonra işverene rücu edileceği düzenlemeleri yapmış bulunuyoruz.
Değerli milletvekilleri, tasarının önemli bölümlerinden bir tanesi de taşeron uygulaması konusudur. Bununla ilgili, tabii, uzun, çok uzun şeyler söylemek mümkün ama kısaca şunu ifade etmek istiyorum: Taşeron uygulaması bugünün uygulaması değil, 1936 yılından beri var olan bir uygulamadır. Bu dönem içerisinde ben gerek bu kürsüden gerek sosyal taraflarla bir araya geldiğimde defalarca söyledim: Burada bir keyfîlik oluşmuş, burada sıkıntılı bir atmosfer var. Bu sıkıntılı durumun, emeğin sömürüsüne dönmesine yönelik bu atmosferin, bu tablonun ortadan kaldırılması gerekiyor dedik. Onun için taraflarla uzunca çalışma yaptık.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Sayın Bakan, tek parti döneminde kaldı, siz mi devam ettiriyorsunuz bu taşeron uygulamasını?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Şimdi ne geldi, ne getiriyoruz bakınız... Müsaade ederseniz...
Bakınız, alt işveren yani hizmet alımı, İş Kanunu'nun 2'nci maddesi çerçevesinde gerçekleştirilebilecek yani bir teknolojik nedenle veya uzmanlık gerektiren veya işin gereği durumlarında, bu 3 şart aranan hususlarda hizmet alımı gerçekleştirilecek. Başka... Yardımcı işlerde hizmet alımı gerçekleştirilecek. Bu yardımcı işleri de Bakanlar Kurulu olarak belirleyeceğiz, ondan sonra değişme şartı, şansı yok. Onlar belirlenecek ve ondan sonra onun dışındakiler, İş Kanunu'nun 2'nci maddesindeki hususların ve yardımcı işlerin dışındaki tüm çalışma hayatı asıl işçi olarak gerçekleşecek. Şimdi, arkadaşların burada çıkıp "Yahu taşeron uygulamasıyla ilgili ne getiriyor?" ifadeleri... Ne getirdiğini açıkça ifade ediyorum: Yardımcı işler ve İş Kanunu'nun 2'nci maddesinde belirtilen hususlar dışında asıl işverenin asıl işçisi olarak çalıştırılacaklarını belirtiyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Zaten vardı Sayın Bakan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Asıl işveren kamu.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Hayır...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Olur mu öyle, zaten vardı.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Şimdi, bakınız, yine yasada şöyle düzenleme geliyor: Sizin temizlik işçisi olarak aldığınızı başka bir yerde istihdam imkânınız vardı. Yasa diyor ki: "Hayır, ihalesini yaptığınız iş temizlik işiyse temizlik işinden başka bir yerde istihdam etme imkânınız yok." Bak, konuşmamın bir yerinde söyledim, buradaki keyfîliklerin tümü ortadan kaldırılıyor.
OKTAY VURAL (İzmir) - Zaten öyleydi, yahu uygulamada zaten öyle.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Kıdem tazminatını defalarca burada gündeme getirdik. Kıdem tazminatı uygulamasında mevcut tazminat on iki ayı gerektiriyor, on iki ay çalışmasını gerektiriyor idi ama alt işverenler on bir buçuk ay çalıştırdıkları için bundan mahrum idiler; bu düzenlemeyi buraya yerleştirdik. Artık, taşeron işçilerimizin kıdem tazminatı sorunu ortadan kalkmış bulunuyor, kamu bunu tekeffül ediyor, çalıştığı kurumlar tarafından tazminatları ödenecek.
Ayrıca, örgütlenme, toplu sözleşme hakkını getiriyoruz ve toplu sözleşme neticesinde oluşacak olan farklar da alt işveren bünyesinde çalışan işçilerimize ödenecek.
Yıllık izinlerle ilgili sıkıntıları vardı. Yıllık izin kullanma hakları kendilerine bu düzenlemeyle veriliyor.
Ücretlerin güvencesi... Alt işveren diyor ki: "Ben ödemedim." Ödemeyince işçi hakkını arama konusunda hem zaman kaybediyor hem de alt işvereni bulup durumunu, âdeta onun muhasebesini inceleme gibi bir durumla karşı karşıya kalıyor idi; bunlar ortadan kalktı. Alt işverenle mali boyutuyla, ücret boyutuyla sorunları çözülmemiş ise onu çözmekle asıl işvereni sorumlu tutuyoruz.
İhalelere üç yıl zorunluluğu geliyor. Üç yıl içerisinde tabii ki gerek iş güvencesi açısından gerekse örgütlenme açısından son derece önemli bir değişim olduğunu burada belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, taşeron uygulamalarının yanında sosyal güvenlik alanında da önemli düzenlemeler gerçekleştirdik. Bu alanda, kadın sigortalılar açısından borçlanabilecek çocuk sayısını 2'den 3'e, borçlanma süresini de dört yıldan altı yıla çıkarıyoruz. Doğum borçlanma hakkını, SSK'lı kadınların yanında BAĞ-KUR'lu kadınlara ve memuriyete başladıktan sonra doğum nedeniyle ayrılıp bir daha memuriyete dönmeyen kadınlara da veriyoruz.
Çocuk sahibi olamayan sigortalılarımız için SGK'nın karşıladığı tüp bebek deneme sayısını 2'den 3'e çıkarıyoruz.
Türk vatandaşlığından izinle çıkan mavi kartlı gurbetçilerimize yurt dışında Türk vatandaşı olarak çalıştıkları süreleri borçlanma hakkı veriyoruz.
Gurbetçilerimizin sözleşmeli ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarihi Türkiye'deki işe giriş tarihi olarak kabul ediyor ve bunların daha erken emekli olmalarını sağlıyoruz.
Yurt dışında iş alan işverenlerimizin rekabet gücünü artırmak amacıyla, sigorta prim tavanlarını asgari ücretin 6,5 katından 3 katına düşürüyoruz.
Esnaf ve ziraat odası kayıtlarındaki sigortalı hatasından kaynaklanmayan kayıt geçersizlikleri sebebiyle sigortalılığın iptal edilmesinin önüne geçiyoruz. Yani, bu nedenle emekliliği iptal edilenlerin emekli aylıkları yeniden bağlanmış olacak.
Gayrifaal iş yerlerine ait olan ve borç asılları 100 TL'yi aşmayan alacakları terkin ediyoruz.
Gelir testine girmediği için haklarında prim borcu çıkarılan 5 milyon 300 bin vatandaşımıza gelir testine girmeleri için altı aylık süre veriyoruz.
Disiplin affından yararlanarak memuriyete geri dönenlere verilen borçlanma imkânının başvuru süresini uzatıyoruz.
Ev hizmetlerinde on günden fazla çalışan kadınların sigortalılık işlemlerini kolaylaştırıyoruz, on günden az çalışanların sigortalılığını ise isteğe bağlı hâle getiriyoruz.
SGK bünyesinde Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanlığı kuruyoruz. İş ve meslek danışmanları kadroya geçtikleri için aylıklarında meydana gelen düşüşü gidererek ücretlerine 360 TL'lik bir iyileştirme getiriyoruz. Yersiz olarak ödendiği tespit edilen 65 yaş aylığı ve engelli aylıklarının geri alınmayarak terkin edilmesi düzenlemesi getirilmektedir.
Esnaf ve sanatkârlarımızın odalara olan aidat borçlarının ve odaların birlik ve federasyonlara, birlik federasyonlarının da konfederasyonlara olan katılım payı borçlarının faizlerinin silinmesi, anaparanın ise TEFE-ÜFE'yle güncellenmesi gerçekleştiriliyor.
Vergi borçlarının, vergi cezalarının, emlak ve çevre temizlik vergilerinin yapılandırılması gerçekleştiriliyor.
Artvin-Yusufeli ve Denizli-Acıpayam ilçeleriyle ilgili iskân ve hak sahipliği konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.
35 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmektedir.
Anayasa Mahkemesi kararına uygun olarak aday memurken adaylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alan memurların görevlerine son verilmemesi düzenlemesi bu tasarıda yer alıyor.
Daha birçok düzenleme bildiğiniz gibi bu tasarıda yer almaktadır. Belki bölümler görüşülürken spesifik olarak bazı alanlara da değinmiş olacağım ama son olarak şunu ifade ediyorum: Taşeron uygulaması kesinlikle yaygınlaştırılmıyor, disipline ediliyor ve çok ciddi sayıda da düşürülüyor. 660 bin taşeron işçisi var şu anda kamuda. Bu rakamı burada söylüyoruz, önümüzdeki dönem içerisinde bunu görüştüğümüz zaman kaç rakamına indiğini hepimiz görmüş olacağız.
Ayrıca, toplu sözleşme yapılmasıyla ilgili kamu işveren sendikasının yetkilendirilmesi konusu: Amacımız, burada taşeron işçilerinin toplu sözleşme yapabilmeleri. Karşılarında tabii ki bir işveren olacak, kamu işvereninin olmasından daha doğal bir şey olamaz diye ifade ediyorum.
Son olarak, bildiğiniz gibi, Plan Bütçe Komisyonunda bu yasa tasarısını değerlendirirken sığınma odası ve benzeri tartışmalar yapılmış idi. Orada arkadaşlarımızla, muhalefetle de bir mutabakatımız vardı. Bu düzenlemenin yönetmelikte olması çok daha doğrudur çünkü sektörler fazladır, maden sektörleri çok çeşitlidir. Her bir maden sektörüyle ilgili düzenlemeyi yasada yaparsanız, bu, yasal düzenleme açısından mümkün de değildir, doğru da değildir. Bundan dolayı Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nde bir değişiklik yapacağımızı, bu değişikliği de yasa Parlamentoda görüşülürken Bakanlar Kuruluna, Başbakanlığa göndereceğimizi söylemiştik. Dün itibarıyla bu değişikliği yaptık ve özellikle kömür madenlerinde meydana gelebilecek olan grizu patlamaları ve karbonmonoksit zehirlenmesiyle karşı karşıya kalan işçilerimizin yürüyerek maske ve sağlık merkezlerine ulaşmaları ve bu sağlık merkezlerinden yeni cihazları alıp tekrar yeryüzüne çıkabilmeleriyle ilgili yeni bir düzenlemeyi Bakanlar Kuruluna, Başbakanlığa göndermiş bulunuyoruz. İnşallah kısa zaman içerisinde onaylanıp yürürlüğe girmesinin de önemli olduğunu burada vurguluyorum.
Bölümlerde tekrar huzurlarınızda olmak temennisiyle hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)