| Konu: | MHP GRUBUNUN, GÜNDEMİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN, HATAY MİLLETVEKİLİ ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN VE ARKADAŞLARININ (10/712) ESAS NUMARALI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN ÖN GÖRÜŞMELERİNİN, GENEL KURULUN 18 TEMMUZ 2014 CUMA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE VE HATAY MİLLETVEKİLİ ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN VE ARKADAŞLARININ, EMNİYET TEŞKİLATI MENSUPLARININ AĞIR ÇALIŞMA KOŞULLARINDAKİ ZORLUKLARI VE ÖZLÜK HAKLARI BAKIMINDAN ALINACAK ÖNLEMLERİ TESPİT ETMEK AMACIYLA 3/12/2013 TARİH VE 1233 SAYIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUKLARI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 18 TEMMUZ 2014 CUMA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE, YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 18.07.2014 |
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyorum.
Tabii, aynı zaman da Sayın Oğuz Kağan Köksal Bey burada bir dakika, yaklaşık bir buçuk dakika fazladan konuştu, ben de aynı hakkı istiyorum Sayın Başkan, hiç müdahale etmediniz çünkü. iktidar partisinin sayın hatibi, Sayın Oğuz Kaan Köksal Bey konuşmasının son bölümünde, -bizim duyabildiğimiz mikrofonlar münasebetiyle- emeklilik yaşının 52'den 55'e çıkarılmak suretiyle polise bir motivasyon sağlandığı, aynı zamanda da tabii polis kadrolarındaki eksilmenin önüne geçildiği noktasında bir değerlendirme yaptı. Şimdi, bu doğrudur ama asıl sorun, polisimizin 52'de mi olur, 55'te mi olur, 60'ta mı olur, emeklilikten sonra alacağı emekli maaşını ilgilendiren katsayı meselesidir, asıl sorun buradadır. Yani hangi polise sorsak... Biraz evvel bir kısım polis arkadaşları çağırdım kuliste "Biraz sonra konuşma yapacağız, bize söyleyecek bir şeyiniz var mı?" dedim. "Katsayı, özlük hakları." dediler. Polisin başka bir sıkıntısı yok demiyoruz ama en önemli sıkıntı bu; buna biraz sonra, ileride geleceğiz.
Tabiatıyla öncelikle şuna bakmak lazım: Polis, tüm iktidarlar boyunca, önemli oranda da geçmiş 60'ncı Hükûmet, 61'inci Hükûmet, 62'nci Hükûmetin görev yaptığı süre boyunca genelde siyasi gücün tetikçisi olarak kullanılmıştır; bu, polisi yıpratmıştır. Yani bir tek iktidarınız Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde değil, zaman zaman bunlar çok aşırı şekilde kullanılmış ama bunun en acımasız, en insafsız ve en hoyratça kullanımı da on iki yıllık AKP iktidarı döneminde olmuştur.
Şimdi, polis neden siyasi gücün tetikçisi hâline getirilmiştir? Türkiye'deki geçmiş siyasi şartlar, antidemokratik uygulamalar dolayısıyla siyasi iktidarın elinde polisten başka bir gücün olmamasıdır farklı başka güçlere karşı.
Ama, polis aynı zamanda neden bu durumdadır? Bugün baktığımız zaman Genelkurmayın, bütün sıkıntılara rağmen HSYK'nın, farklı başka kurumların bir atamada, bir tayinde, bir sicilde son derece yerleşmiş, köklü gelenekleri var ama ortada sağlıklı, sıhhatli bir polis teşkilat yasası yoktur. Yani kimin ne zaman genel müdür olacağı, bir Emniyet Genel Müdürünün, Emniyet Genel Müdürlüğünden sonra -daha evvelki konuşmamda ifade etmiştim- valilik beklediği, bir başka ile, daha güzel bir ile valilik beklediği bir ortamda ondan Emniyet Genel Müdürlüğü bekleyemezsiniz. O artık yine kendi özverileriyle, kendi gayretleriyle bu Genel Müdürlüğü yapmaya ve polisine faydalı olmaya çalışır ama bunun ötesinde bir şey olmaz, siyasidir o. Bir kere bunun hâlledilmesi lazım. Bu para pul istemiyor sayın Adalet ve Kalkınma Partisinin değerli yöneticileri, milletvekilleri ve Hükûmetin değerli temsilcileri. Bu, oturup adam gibi bir polis teşkilat yasasının çıkarılmasından ibaret bir şey.
Bunun yanı sıra yani çok küçük meseleler gibi görünüyor ama mesela bir karakol polisi, şöyle bir bakalım: Emniyette karakol polisi, yani suçluyla bir anda yüz yüze olma durumunda olan, ilk anda yüz yüze olma durumunda olan karakol polisi ne kadar terfi alıyor? Burada bir adalet, burada bir hakkaniyet söz konusu mu? Yani koruma şube -birçok şube, terörle mücadele, istihbarat bunlar tazminat alıyor- belli noktalarda belli hassas yerleri korumayla görevli şube, aynı zamanda kişileri de tabii. Koruma şube, aynı zamanda koruma noktalarında görev yapan polisler bu tazminattan faydalanabiliyor mu? Yani polisin kendi içerisindeki adalet sağlanabiliyor mu? Günlük ihtiyaçları, çok basit, görev yaptığı yerdeki yiyeceği, çayı, kahvesi, bunlar çok basit görünüyor. Daha enteresan bir şeyi ifade edeyim: Evde telsiz dinleme. Sayın milletvekilleri, çok basit değil mi yani evde telsiz dinleme, evine gelen bir polisin telsiz dinleme zorunluluğu ama dıt, dıt, dıt o evde o telsiz... Çocuğu var ders çalışıyor. Yani çok farklı imkânlarla da o polise ulaşma sağlanabilir. Yani günümüzde teknoloji var, cep telefonu var, her şey var fakat bu talimat. Bunlar çok basit görünüyor. Bunlar elbette ki sizin işiniz değil emniyet genel müdürlüğünün kendi yapacağı iş; bunların da bazıları... Hepsi kanuna ihtiyaç hissettirmiyor ama öyle bir hâlde ki Emniyet Genel Müdürlüğü iktidarın ağzına bakıyor, sadece bugün değil belki 40-50 hükûmet döneminde de ama özellikle son on iki yıldır hiçbir şey yapamaz hâle gelmiş.
Fazla mesai yok. Yani fazla mesai yapan bir tapu memuru, bir sicil memuru, bir adliye memuru, bir sağlıkçı hemen dinlenmeye çekilebiliyor, poliste böyle bir şey yok. Yani polis insanlıktan çıkıyor.
İzinler adaletsiz. İmzasız dilekçeler... Ver dilekçeyi, görevini yapmaya çalışan polisin hakkında elli türlü soruşturma açılsın.
Mesela "sayısal durum" diyor iktidar partisinin sayın hatibi. Yani şimdi Hatay yanmış. Hatay artık Türkiye'nin en önemli terör bölgesi hâline gelmiş. Hatay'da kaç polis artmış? Allah aşkına buna bir bakın ya. Yani o polis, o şartlarda Reyhanlı'da 190 polisle görev yapabilir. 50-60 polisle ne yapacak Allah aşkına? Bunun psikolojisi ne olur, hiç aklınıza gelmiş mi? Hükûmetin aklına gelmiş mi, Hatay'daki polis sayısını artıralım? Yahu, nüfus yüzde 50 artmış yani polisin de yüzde 50 artması lazım değil mi? Haydi 50'den vazgeçtik, yüzde 10-20 artması lazım değil mi? Bu polisin üstüne bu kadar yüklenilir mi? Ondan sonra, tabii, çıkan sorunlarda hesabı, bedeli ödeyen polis oluyor.
Yeni bir imtihan iptal ettiniz. 7 bin kişi alınacaktı. Birdenbire "Acaba paralelci olabilir mi?" diye 3.500 kişiyi mağdur ettiniz. Yani bunlar askere gitti geldi, polis olmayı bekliyor. Bunlar aynı zamanda askerliğini erteletti. Bunun sağlıklı bir açıklaması da olmadı.
"Paralelci" diye polisler tayin ediliyor. Sayın milletvekilleri, polisin görüşü olabilir; ülkücü olabilir, sosyal demokrat olabilir, herhangi bir cemaate sempati duyabilir. Elbette ki polisin o şahsi görüşünü görevine yansıtması onun yapmaması gereken bir şeydir ve polisteki İç Hizmet Kanunu'nda bir suçtur. Yapın bunun tespitini, atın polislikten eğer bir suç işliyorsa ama topyekûn, bu görüşe mensup olan ve hiçbir suçu olmayan herkesi de töhmet altında bırakmayın, korku altında bırakmayın. O polis görev yapamaz artık. Yani bunlar çok önemli şeylerdir. Binlerce polisin tayini çıkıyor. Bunların aileleri ne oluyor?
En önemli konuya tekrar geliyoruz: Özlük hakları. 3.600 katsayı istiyorlar, çok bir şey değil. Bir astsubayın istediği katsayı, polisimizin emekliliğinde istediği katsayı bu. Bu neden önemlidir biliyor musunuz? Onun sadece emeklilikten sonra insanca yaşayabilmesi için değil, emeklilik yaşı yaklaştıkça -bu, ister 52 olsun ister 55 olsun ister 60 olsun, bu sonunda olacak- emeklilikten sonraki hayatını düşünme korkusu içerisinde olmaması için. Yani nasıl geçinecek? Maaş düşüyor, yüzde 60 oranında maaş kaybı var. Ondan sonra ne olur biliyor musunuz sayın milletvekilleri? Yokluk mertliği bozar, polis namerde muhtaç olur. Yani "Üç sene sonra emekli olacağım, ya şu filanın da yanında çalışabilir miyim acaba, o filan da bana bir ekmek verebilir mi acaba?" İşte, bu duygudan polisi kurtarmak lazım. Yokluk mertliği bozar ve polis namerde muhtaç olur. Polisi namerde muhtaç etmeyelim. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevidir ve öncelikli vazifesidir çünkü hepimizin çoluğunu çocuğunu, huzurunu, Türkiye'nin huzurunu ilgilendiren ve bununla ilgilenen, bununla vazifeli olan bir kurumdan bahsediyoruz ve iktidarınız döneminde, maalesef, bu, on iki senedir hallolmamıştır. Birçok sorunu, temel sorunu halledeceğiz diye geldiniz ama bu en temel sorunu da halletmekten çok uzak ve samimiyetsiz bir yaklaşımda bulunuyorsunuz.
Bu vesileyle tüm polis ailelerini, tüm polis şehitlerimizi, polislerin eşlerini, çocuklarını saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyorum ve teşekkür ediyorum efendim. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)