GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:119
Tarih:18.07.2014

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim.

Arkadaşlar, bu fotoğraftaki bir kadın, özel kalem personeliydi. On beş yıl bir belediyenin özel kalem görevlisi olarak çalıştı. Seçimde bir başka parti, sizin parti kazanınca çöpçü olarak başka hizmete gönderdi. Bu madde budur işte, bu madde budur. İsterseniz iyi bakın...Taşeronlaşmayı yaygınlaştırırken kamuda istediği yerden alıp istediği yere göndermek, istediği yerde istihdam etmek, örneğin kültür sanat için aldığı bir müzisyeni kasaphanede görevlendirmek, kasaphanedeki birini müzede görevlendirmek çok mümkün arkadaşlar, çok mümkün. Allah'ınızı severseniz, böylesi bir hizmet anlayışı, sektörel bir anlayış kamuda yapılırsa... Zaten sivil alanda yapılıyor, zaten özel sektör yapıyor. Özel sektör zaten öyle yapıyor ki sözünü dinlemeyen sözleşmeliye diyor ki: "Hadi, kapı burada."

Bu Mecliste de çok kapı var. Bakın, bir, iki, üç, dört, beş, altı, bir de ana kapı yedi. Bu Meclisin çatısı altında, şu bahçede, 6 bin kişi var. 6 binin kaçı taşeron olarak çalışıyor biliyor musunuz? Şu ocaklara girin, bir sorun, bir dertleşin. Allah aşkına, üniversite okumuş, master yapmış insanın on sene çay ocağında çalışması ne kadar doğru? Belediyelerde liyakati dikkate almayacaksınız, hizmeti dikkate almayacaksınız, sadece siyasi görüşlerine göre bir parti gelecek, kazanacak, pat, diğer parti mensubunun ayağını kaydıracaksın, süründüreceksin. Ee, sonra da getireceksiniz bu torbanın içinde "Hükûmet, isterse mahkeme kararlarını iki yıl boyunca uygulamayabilir." diyeceksiniz; hem bunu yapacaksınız hem onu yapacaksınız hem de kamuda yapacaksınız. Arkadaşlar, bu olmadı.

2,7 milyon çalışan kamu sektöründedir. Kamu sektörü, artık taşeronlaşmıştır; eğitimden sağlığa, yerel yönetimlerden tutun da bütün alanlara yok hizmet alımı, yok bilmem ne alımı, yok bilmem ne alımı... Eskiden kamu idareleri -bilgisayar yeni çıkmıştı, herkes bilgisayar kullanmasını bilmezdi- bilgisayar uzmanı almak için alım yapardı, hizmet alımı ama şimdi sınır yok, ölçü yok, ayar yok. Arkadaşlar, ilkokul mezununu getirip TÜBİTAK'ın başına koyabilirsiniz. Niye? Kanunla oluyor ya. Hatırlar mısınız, TÜBİTAK'ın yönetiminde 7 kişi çoğunluğu teşkil ediyordu. Buraya bir torba kanun geldi çıraklık döneminizde ve bu kanunda diyordu ki: "Başbakan isterse 7 tane yöneticisini kendisi atayabilir." Ee tabii, 7 tane yöneticiyi atadı mı TÜBİTAK onun oldu. Şimdi TÜBİTAK kimin? Başbakanın.

Arkadaşlar, 77 milyonluk büyük bir ülkeyiz. Milyonlarca üniversitelimiz, gencimiz, çalışabilecek insanımız işsiz. Liyakati olanları da bu şekilde ezdirirsek, bu şekilde bezdirirsek, bu şekilde haksızlık yaparsak ondan sonra "Niye bu kadar suç oranı artıyor? Niye cezaevleri ilk defa 150 bin kişiden fazla doldu?" diye sorarız. Bu, çok ciddi bir sorundur. Bu, çok ciddi tartışılması gereken ve çözümlenmesi gereken bir sorundur. Kıyaslama vardır; halk, vatandaş, gözüyle gördüğüne bakar. Aynı okulu bitirmiş, aynı işi yapıyor, aynı işi yaparken birisi birinin 3 katını alıyorsa, birisi çok üst bir görevdeyse, birisi çok daha aşağı bir görevdeyse oraya güvenmez, saygı duymaz. Bizim, sistemi değiştirmemiz lazım arkadaşlar. Bu sistem değişmeden ve kamu sendikaları toplu sözleşme hakkını tam kullanmadan olmaz diyoruz.

Saygılar sunuyoruz, devam edeceğiz.