GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
Yasama Yılı:4
Birleşim:119
Tarih:18.07.2014

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri, Sayın Bakan, kamu kurum ve kuruluşlarının değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. İlgili maddenin, 12'nci maddenin değişiklik önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu madde de AKP Hükûmetinin muvazaa korkusunu açık ve net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik başta olmak üzere, AKP Hükûmeti bu maddeyle muvazaa sorununa son verileceğini düşünmektedir ki kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil. Sayın Bakanın ilk günkü Meclis konuşmalarında bizzat Sayın Bakan artık temizlik ihalesinde çalıştırılan işçilerin başka işlerde çalıştırılamayacağını, muvazaa sorununun olmayacağını açık ve net bir şekilde dile getirdi burada.

Peki, ne diyor bu madde? Biraz önce Sayın Kaplan da söyledi, "Kamuda ihaleye çıkılmadan önce kamu kurum, kuruluş ve işletmeleri, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ya da Özelleştirme İdaresi Başkanından uygun görüş almak zorunda olacaktır." deniyor; topu ve sorumluluğu bütün kurumların üzerine atıyor, kendisi kenara çekiliyor. Usta bir topçu; usta bir topçu, topu çevirdi. Buna aykırı bir biçimde ihaleye çıkılırsa, işçiler ihale konusu dışındaki işlerde çalıştırılırsa ya da muvazaalı bir işlem yapılırsa fatura bunu yapan kamu bürokratlarının arkasına çekilecek. Kamu bürokratları, topu Sayın Bakan ilgili kurum ve kuruluşlara attı; yetmiyor, topu şimdi bu ihaleyi hazırlayacak olan kamu kurumunda görevli bürokratlara atıyor ve sizlere rücu edecek ve bu rücuda beş aylık ücret tutarında ceza verilecek ve kamunun uğrayacağı zarar bu bürokratlara rücu edecek arkadaşlar. Eğer burada bir yanlışlık olursa bunun sorumlusu Çalışma Bakanı değil, bu ihaleyi hazırlayan kamu görevlileri olarak, bürokratlar olarak size rücu edecek. Bunun da hatırlatmasını burada yapmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, AKP Hükûmeti sorunun kaynağına inmeden sorunu çözmeye çalışmaktadır. Bu doğru bir çözüm yolu değildir. Oysa sorunun kaynağında kamunun ihtiyaç duyduğu kamu personeli ve işçisinin sağlanması yer almaktadır. Taşeron sistemiyle bu işi çözemezsiniz, kamuya yeteri kadar personel almanız gerekiyor. Örneğin, yeni açılan üniversiteler var. Türkiye'nin üniversite sayısı, Hocam, 170'i buldu mu? 170 civarında Hocam. Üniversiteler, pıtır pıtır her yerde üniversite açılıyor, açıyorsunuz. İyi bir şey, güzel bir şey fakat açarken onlara yeteri kadar kadro vermiyorsunuz. Üniversite yönetimi ister istemez birtakım hizmet alımları için ihaleye çıkıyor, diyor ki: "İhale alacağım.", alıyor hizmet alımını. Şimdi, çalıştırılacak adamlar, park bahçe işi, temizlik işleri, orası, mutfak, benzer yemek işleri; aldığı elemanları büroda çalıştırıyor, sekreterlikte çalıştırıyor, bilgi işlemde çalıştırıyor.

Sayın Bakan, dinliyor musunuz? Hacettepe Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi -Sayın Çalışma Genel Müdürü, siz de biliyorsunuz- tıp fakültelerinde çalışan hizmet alımları var. Şirketi kurmuş adam "turizm, inşaat, tekstil, bilmem ne şirketi" diye, almış ihaleyi. Çalışan işçiler, arkadaşlar bilgisayarda çalışıyor, temizlik işlerinde çalışıyor, röntgende çalışıyor, tıbbi atıkta çalışıyor, biyokimya laboratuvarında çalışıyor, orada çalışıyor, burada çalışıyor; her türlü teknik ve sağlık işlerini yapıyor. Sendika bunları üye yapıyor. Yetki alacak, gidiyor, başvuruyor ama Bülent arkadaşımızın kurmuş olduğu şirket turizm, inşaat şirketi olduğu için, içinde "sağlık" geçmediği için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sendikaya orada yetki vermiyor, diyor ki: "Ya, burası turizm, inşaat, bilmem ne sektörü, tekstil sektörü; sağlık sektörü değil, dolayısıyla sen burada yetki alamazsın ve toplu sözleşme yapamazsın." Burada bir muvazaa söz konusu. Bununla ilgili açılmış yüzlerce, onlarca dava var. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreteri Sayın Doktor Arzu Çerkezoğlu bunu sizinle ve Çalışma Genel Müdürüyle, Sayın Bakan Yardımcısıyla konuştu, dertleri anlattı. Bununla ilgili, muvazaa kararlarıyla ilgili verilmiş olan Yargıtay kararları var arkadaşlar ya. Yargıtay kararlarının biz uygulanmasını istiyoruz ve burada taşeronlaşmanın sendikalaşması için bunun önünün açılmasını istiyoruz. Eğer bunu çözmediğiniz takdirde bu muvazaa devam eder.

Bakın, sağlık sektöründe bundan on yıl önce 11 bin olan sağlık çalışanı bugün 160 bin arkadaşlar. Sağlık sektöründe, hastanelerde, gerek kamuda gerekse özelde 160 bin taşeron sağlık işçisi var arkadaşlar. E, mademki biz taşeron işçilerini kurtaracağız, onlara birtakım haklar getiriyoruz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSA ÇAM (Devamla) - ...o zaman bu muvazaayı ortadan kaldıracak toplu sözleşme yapma hakkını onların eline vermemiz gerekli diye düşünüyorum.

Bu nedenle, bu düzenleme eksiktir ve yanlıştır. Bunu bir kez daha burada dile getirmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)