| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 18.07.2014 |
SÜMER ORAL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarıda yer alan 13'üncü madde önümüzdeki yıl yani 2015 yılında, kısaca "G20" olarak adlandırılan Yirmiler Grubunun Dönem Başkanlığının Türkiye'ye geçmesi nedeniyle düzenlenmiş bulunmaktadır. Gerçekten çok önemli bir organizasyon ve bir dönem olacaktır. Çünkü bu grup dünya nüfusunun üçte 2'sine sahip bir gruptur yani G20 ülkelerinde dünya nüfusunun üçte 2'si yaşamaktadır. Dünya zenginliğinin de yüzde 90'ı bu G20 ülkelerindedir. Aşağı yukarı 50 trilyonun biraz üzerinde bir millî gelire sahiptir ve dünya ticaretinin de yüzde 80'i bu ülkeler arasında yapılmaktadır. 19 ülke bu grubun üyesidir, bir de kurumsal olarak Avrupa Birliği bu gruba dâhildir. Avrupa Birliğinin önde gelen 4 üyesi de doğrudan G20'nin üyeleridir.
Biraz evvel de ifade ettiğim gibi, grup 1999'da kurulmuş ve 99 yılının Ağustos ayında o günkü G7'de kararlaştırılmış ve açıklanmıştır ve ilk toplantısını da 99 yılının Aralık ayında, 14 ve 15 Aralık günleri Berlin'de yapmış, ikinci toplantısını Montreal'de 24 ve 25 Ekim tarihlerinde yapmıştır. Her iki toplantıya da Türkiye'yi temsilen Maliye Bakanı olarak ben katılmıştım. Yani, bu G20 olayı, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde kurulmuş bir oluşum değildir, 1999'da kurulmuş ve henüz daha Adalet ve Kalkınma Partisinin siyasi bir parti olarak olmadığı bir dönemde bu süreç başlamıştır. Ama, buna rağmen -nasıl oldu, onu anlayamıyorum- 11 Temmuz günü Sayın Başbakan tarafından açıklanan Vizyon Belgesi'nde, G20'nin AKP dönemiyle başladığı, daha önce böyle bir grubun olmadığı ifade edildi. Umarım, Dönem Başkanlığının başlayacağı üç dört aya kadar -çünkü biz bu yılın sonunda devralacağız Avustralya'dan bunu- bu yanlışlık düzeltilir ve umarım, bir daha da tekrarlanmaz.
Şimdi, bu kanunda 13'üncü maddede getirdiğimiz öneri şu: Bu dönemde yapılacak, bu kapsamla ilgili gerçekleştirilecek yapımlar ile mal ve hizmet alımlarının, Türkiye'nin temel kanunları olan Kamu İhale Kanunu ve Kamu Mali Yönetimi ve Mali Kontrol Kanunu'nun dışında tutulması. Bunlara esasında hiç gerek yoktu. Biz Plan ve Bütçe Komisyonunda konuştuk ama Hükûmet buna ihtiyacı olduğunu söyledi, zaman darlığından bahsetti ama bizim buraya Dönem Başkanlığımız iki üç sene önceden belliydi, özellikle yapımlar gerçekleştirilebilirdi ve bu temel kanunlar da böyle kenarından ucundan zaman zaman koparılarak delik deşik bir düzenleme hâline gelmezdi çünkü Kamu İhale Kanunu fevkalade çağdaş, Avrupa Birliği normlarına uygun, şeffaf bir kanunumuzdu ama o özelliğini her gün biraz daha kaybetmektedir.
Şimdi, İhale Kanunu ve Mali Yönetim Kanunu dışında tutunca nasıl yapılacak bu harcamalar? Bunun usul ve esaslarının Bakanlar Kurulu kararıyla neticelenmesi, tespit edilmesi öngörülüyor. Yalnız kanunda şu ifade var: "Dışişleri Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı hazırlayacak ama Maliyeden görüş alacak." Oysa bu tür kamu harcamaları ve mali uygulamalarda tecrübe Maliye Bakanlığındadır ve Maliye Bakanlığı, mukteza mercisidir yani yorum yapan mercidir. O bakımdan, Maliye Bakanlığından sadece görüş alınıp bu hazırlanan usullerin hazırlanırken dışında tutulması, sadece görüş alınması yerine biz önergemizle diyoruz ki: "Dışişleri Bakanlığının görüşü alınarak Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılması." Esas, devletin mali geleneğinde de bu böyledir. İnşallah arkadaşlarımız da bunu haklı bulurlar ve önergemiz kabul edilir.
Tekrar, Değerli Başkan size ve milletvekili arkadaşlarıma saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)