| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 18.07.2014 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 14'üncü maddesi üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tasarının 14'üncü maddesiyle kamu kurumlarında taşeron şirket işçilerini kapsayacak toplu iş sözleşmelerinin, alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülüp sonuçlandırılması hâlinde doğacak ücret farklarının idarece karşılanması düzenlenmektedir. Kamu işveren sendikaları tarafından sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmesi farklarının idarece ödenmeyeceği ifade edilmektedir.
Değerli Milletvekilleri, toplu iş sözleşmesi özerkliğine aykırı olan bu düzenleme Anayasa'ya ve Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu gibi, taşeron işçilerin örgütlenmesinin önündeki engelleri de kaldırmamaktadır. Öte yandan, özel bir şirket adına toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin Kamu İşverenleri Sendikası tarafından yürütülmesi 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile toplu pazarlık hakkının temel ilkelerine de aykırıdır.
Değerli Milletvekilleri, bu düzenleme ile taşeron şirketlerde imzalanan toplu iş sözleşmelerinin kamu işverenleri sendikaları aracılığı ile denetim altına alınması amaçlanmış, işçilerin hak ve ücretlerinin iyileştirilmesi sınırlandırılmıştır. Öyle ki, toplu iş sözleşmesinden doğan fiyat farkının ancak ve ancak toplu iş sözleşmesi Kamu İşverenleri Sendikası ile yapılırsa ödenecek olması bu amaçları gözler önüne sermektedir. Kaldı ki bu düzenleme taşeron işçilerin örgütlenmesinin önündeki en büyük engeli kaldırmamaktadır. Taşeron ilişkisi ayrı bir işyeri olarak sayıldığı için, iş kolu da asıl işverenin iş kolundan bağımsız olarak belirlenmekte, fiilen hangi iş yapılıyorsa taşeron şirketin iş kolu ona göre belirlenmekte ve işçiler ancak o iş kolundaki sendikalara üye olabilmektedir. Böylece, işçilerin iş yerinin asıl faaliyet alanındaki sendikalarda örgütlenmesi ve asıl işverenin işçileri ile birlikte sendikal mücadele içine girmesine engel olunmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bugün ihaleli işler aracılığıyla bir iş bulan yani günlük deyimle müteahhit ve taşeron işçisi olarak çalışanların büyük çoğunluğu en temel haklardan fiilen yararlanamıyorlar. Kimi işlerde parça başı ücret sistemi getirildiğinden patron izin verse bile günlük sekiz saati gönüllü olarak aşma mecburiyeti doğmakta, aksi takdirde kazanılan para asgari ücretin bile altında olmaktadır. Evlilik, analık, doğum izni ve parası gibi haklar zaten talep dahi edilemeyen kategorisine girmiş durumda. Eksik de olsa yasal iş güvencesinin sadece sözü edilmekte, fiilen hiçbir alanda işe yaramamaktadır.
Değerli milletvekilleri, işverenin işçiyi istediği zaman işe almasını, sadece işlerin yoğun olduğu dönem için istihdam etmesini, işçiye ilave hiçbir hak vermemesini, istediği zaman evine göndermesini, sonra keyfi isterse yeniden çağırmasını içeren taşeron işçi uygulaması tümüyle ortadan kaldırılmalıdır. Aynı iş yerinde yürütülen hizmetlerin, örneğin hastanede sağlık hizmetlerinin, üniversitede akademik hizmetlerin, belediyede yerel hizmetlerin, Karayollarında yol yapım hizmetlerinin yürütücüsü olan emekçilerle birlikte çalışan taşeron işçilerin bu hizmetlerin dâhil olduğu iş kollarında örgütlenmelerine dair bir düzenleme ise tasarıda yer almamaktadır. Taşeron işçilerin örgütlenmesinin önündeki bu engeller kaldırılmadığı, işçilerin özgürce asıl işverenin iş yerinin dâhil olduğu iş kolundaki sendikalarda örgütlenmesi ve özgürce toplu pazarlık yapmasına olanak tanınmadığı sürece gerçek anlamda sendikal haklardan söz etmek olanaklı değildir.
Değerli milletvekilleri, son olarak belirtmek gerekir ki tasarıda öngörülen biçimde, işçi sendikası ile kamu işveren sendikası arasında toplu iş sözleşmesi yapılsa dahi taşeron şirket değiştiğinde sendikal örgütlenmenin devamlılığı söz konusu olmayabilecektir.
Netice olarak, yasal zeminde taşeron işçi çalıştırmaya dönük meşru alanları genişleten ve anayasal bir sorun yaratacak olan bu maddenin tasarı metninden çıkarılması gerektiğini belirtiyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)