GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:120
Tarih:19.07.2014

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun tasarısının 19'uncu maddesi üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tasarının bu maddesiyle, 6331 sayılı Kanun'un 30'uncu maddesinde değişiklik yapılmakta ve 10'dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin üstlenilmesine ilişkin eğitim programları, eğitimin süresi ve eğiticilerin nitelikleriyle görevlendirmeye ilişkin düzenleme yapılmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin üstlenilmesine ve eğitimlerine ilişkin hususların belirlenmesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili sendika ve meslek odalarının görüşlerine başvurması ve bu doğrultuda hareket etmesi gerektiğini ve bu maddenin buna uygun biçimde değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Değerli milletvekilleri, iş kazalarının büyük çoğunluğunu öngörülebilir ve önlenebilir kazalar oluşturuyor. Bütün güvenlik önlemleri alınmasına rağmen kazalar gerçekleşebilir, bunlar, kelimenin gerçek anlamıyla "kaza"dır. Ancak öngörülebilir ve önlenebilir kazalara "iş kazası" demenin sakıncaları vardır. Çünkü "kaza" ifadesi, ortada bir sorumlunun olmadığı izlenimini yaratıyor. Ancak, öngörülebilir ve önlenebilir kazaların hepsinde bir sorumlu vardır. İşverenlerin ve kamu otoritelerinin gerekli önlemleri aldığı durumlarda, güvenlik talimatlarına uymayan işçiler de sorumludur. Ancak, ülkemizdeki genel durum -Soma'da bir kez daha ortaya çıktığı gibi- işverenler gerekli önlemleri almak için yeterli çabayı harcamamakta, ilgili bakanlıklar da iş ve işçi güvenliği konusunda caydırıcı tedbirleri almamışlardır.

Değerli milletvekilleri, peki, işverenlerin güvenlik önlemlerini almadığı, bakanlığın bu konuda caydırıcı tedbirleri almadığı durumlarda gerçekleşen ölümlü kazalara "iş cinayeti" demek neden uygundur? Çünkü iş cinayeti, öngörülebilir ve önlenebilir kazayı öngördüğü hâlde önlemek için hiçbir şey yapmayanın ölümden sorumlu olduğunu bize hatırlatmaktadır. Ülkemizde iş kazalarıyla ilgili yaptırımların zayıf olduğu, hukuki süreçlerin uzun sürdüğü ve çoğu zaman sonuçsuz kaldığı düşünülürse, ağır ihmallerin olduğu durumlarda gerçekleşen ölümlü iş kazalarına "iş cinayeti" demek en doğrusudur. Ancak, sadece bizim bunu dememiz yetmez, yasaların ve mahkemelerin de bu türden iş kazalarına iş cinayeti muamelesi yapması gerekir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde mahkemelerin, ağır ihmallerin olduğu iş kazalarında işverenlere cinayet davası açmaları ve işverenlere ölümlü iş kazaları vakıalarında cinayetten ceza vermesi boşuna değildir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cezaların arttırılması ve iş kazalarıyla ilgili davaların hemen sonuçlandırılması iş kazalarının önlenmesi için işverenleri önlem alma konusunda teşvik edebilecek önemli bir adımdır.

İşçi örgütleriyle daha yakın iş birliği kurulması her yıl binlerce işçinin yaralanması ve yüzlercesinin hayatını kaybetmesinin önüne geçebilmek için atılabilecek ikinci önemli adımdır.

Üçüncü olarak: Vergiler, iş güvenliği ve iş kazaları konusunda kötü bir karneye sahip olan şirketleri cezalandırmak ve karnesi iyi olan şirketleri ödüllendirmek için kullanılabilir. Karnesi kötü olan şirketlere daha yüksek oranlarda vergi uygulanırken karnesi iyi olan şirketler vergi indirimlerinden faydalandırılabilir.

Ayrıca, iş güvenliğinin arttırılmasıyla ilgili teşvikler sigorta teşvikleri şeklinde verilebilir. İş güvenliği karnesi iyi olan şirketler ve çalışanları için sigorta primlerinin düşürülmesini sağlayan düzenlemeler yapılabilir.

Değerli milletvekilleri, iş güvenliği ve iş sağlığıyla ilgili yatırım yapan şirketlere çeşitli iktisadi teşvikler verilebilir. Örneğin, iş güvenliğine yapılan yatırımın belirli bir oranı kamu tarafından karşılanabilir.

Son olarak: İş güvenliğini arttırmak için finansal olmayan teşvikler de verilebilir. İş güvenliğini arttırma ve iş kazalarını azaltma konusunda başarılı olan şirketlere sembolik ödüller verilmesi ve tanıtılması, iş kazalarını önleme konusunda başarısız olan şirketlerin ise kamuoyuna duyurulması ve teşhir edilmesi sağlanabilir.

Türkiye'nin iş ve işçi sağlığı ve güvenliği konularında içerisinde bulunduğu yetersiz koşulların seçim öncesi torba kanunlara serpiştirilmiş yüzeysel yaklaşımlarla giderilemeyeceğini bir kez daha belirtiyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)