GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:120
Tarih:19.07.2014

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biraz önce Sayın Bakanı burada dinledik. Şu anda salonda Sayın Bakanla konuşmak üzere olan HAK-İŞ Sendikasının eski Genel Başkanı Sayın Salim Uslu, yine HAK-İŞ Sendikasının eski Genel Sekreteri Hüseyin Tanrıverdi, yine TÜRK-İŞ'e bağlı eski HARB-İŞ sendikasının Genel Başkanı İzzet Çetin, DİSK'in eski Genel Başkanı Sayın Süleyman Çelebi ve DİSK'in Eski Genel Sekreteri Musa Çam olarak önemli bir konuda değerlendirme yapıyoruz. Burada işçi kökenli 5 sendikacı var, kamu çalışanlarından gelen sendika kökenli arkadaşlar da vardır.

12 Eylülün getirmiş olduğu önemli bir yasaktır arkadaşlar bu yasak. Siz "12 Eylülle hesaplaşacağız, 12 Eylülün getirmiş olduğu yasakları, engelleri, antidemokratik uygulamaları kaldıracağız." diyorsunuz, bununla da övünüyorsunuz ve bunun için de 12 Eylül 2010 yılında da referanduma gittiniz, yüzde 58 oy aldınız ve şöyle bir kitapçık da çıkardınız, bu kitapçık sizin kitapçığınız ve bu kitapçığı Türkiye çapında dağıttınız ve yüzde 58 oy aldınız. Bunun bir bölümünde şöyle diyor: "Anayasa değişikliği paketiyle ilgili referanduma 'evet' demek için 40 neden." ve bu 40 nedenlerden 4 tanesini sizlere okumak istiyorum arkadaşlar. Bunlardan bir tanesi 27'nci maddede "Aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olma imkânına 'evet' demektir." diyorsunuz Sayın Bakan. Ya, bırakın birden fazla sendikaya üye olmayı, bir tanesine bile zor oluyor insanlar çünkü yetki alamıyor sendikalar.

İkincisi: "Grev hakkının önündeki engellerin ortadan kaldırılmasına 'evet' demektir." diyorsunuz. Daha geçtiğimiz günlerde KRİSTAL-İŞ Sendikasının, Anayasa'ya aykırı bir şekilde, grevini ertelediniz arkadaşlar, grevini ertelediniz.

Yine, üçüncü bir madde: "12 Eylül darbe Anayasası'nın kısmen de olsa değişmesine 'evet' demektir." diyorsunuz. Böyle bir şey söz konusu değil.

"İnsanları ekmek ile özgürlük arasında tercihe zorlayan anlayışa son vermeye 'evet' demektir." diyorsunuz. Bununla beraber de yüzde 58 oy aldınız. Ama gereğini yapmıyorsunuz. Vermiş olduğunuz sözlerin hiçbirisine uymuyorsunuz arkadaşlar.

Şimdi, bu baraj sisteminin kaldırılması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinin altına imza atmış olduğu 87 no.lu Sözleşme var fakat 87 no.lu Sözleşme'ye uymuyorsunuz. Burada bu barajın kaldırılması gerekiyor. 98 var, 98'e uymuyorsunuz.

Sayın Bakan, dinliyor musunuz? Son olarak da, revize edilmiş, gözden geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı'nın 5'inci maddesine, örgütlenme özgürlüğü hakkına çekincenizi devam ettiriyorsunuz ve bu çekincenin kaldırılması gerekiyor.

Şimdi, siz burada diyorsunuz ki: "Ya, biz sendikalarla, sosyal taraflarla, emek örgütleriyle görüşüyoruz. Bir noktaya, yüzde 1'e getirmeye çalışıyoruz." Arkadaşlar, yüzde 1 de sonunda bir antidemokratik uygulamadır, bir barajdır. Şimdi, ölümü gösterip, insanları sıtmaya razı edip... Yani yüzde 3'ü gösteriyorsunuz, yüzde 1'e razı ol diyorsunuz. Olmaz arkadaşlar. Bu, insan haklarına aykırıdır, örgütlenme özgürlüğüne aykırıdır. Bunun böyle olmaması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinin altına imza atmış olduğu ILO sözleşmelerinin gereğini yerine getirmesi gerekiyor.

Sayın Büyükelçi burada mı? Sayın Büyükelçim, 2013 yılı İlerleme Raporu'ndan iki satır okumak istiyorum: "Toplu iş sözleşmesi yapılması için gereken yüksek ve kümülatif eşiklerden ötürü çok az sayıda işçi toplu iş sözleşmelerinden faydalanabilmekte ve grevler dâhil olmak üzere toplu eylemlerde bulunabilmektedir."

İlerleme Raporu'nda Türkiye, yine, çekinceli ülkeler kategorisine giriyor ve Türkiye'de sendikal hak ve özgürlüklerin tam olarak kullanılmadığı, yeteri kadar sendikal örgütlenmesini gerçekleştiremediği, toplu sözleşmeyi bağıtlayamadığıyla ilgili geçtiğimiz 2013 yılı Ekim ayında İlerleme Raporu'na tekrar girmiştir. Her yıl haziran ayında Cenevre'de yapılan görüşmelerde Türkiye yine ILO sözleşmelerine uymadığı için yasaklar içerisinde. Böyle bir şey söz konusu değildir. Bunun sıfır olması gerekiyor. Bizim verdiğimiz önergede sıfırdır, sıfır barajdır. Bunun yapılması gerekiyor.

Ama biz 12 Eylülün getirmiş olduğu siyasi partilerdeki yüzde 10 barajının kaldırılmasını istiyoruz diyoruz, siz diyorsunuz ki: "Ya, yüzde 10 seçim barajını biz getirmedik." E ondan da faydalanıyorsunuz, yüzde 49 oy alıyorsunuz, yüzde 65 milletvekili çıkartıyorsunuz, onu değiştirmiyorsunuz. Sendikal hak ve özgürlüğün önündeki engelleri, yasakları kaldırmıyorsunuz ve dolayısıyla diyorsunuz ki: "Biz Türkiye'nin en demokratik partisiyiz." Hayır, değilsiniz arkadaşlar.

Türkiye'de öncelikle yapılması gereken, Siyasi Partiler Kanunu'nun değiştirilmesi, seçim barajının indirilmesi ve sendikaların önündeki engellerin, yasakların kaldırılması ve sıfır barajın olmasıdır. Sıfır barajın olması ILO sözleşmelerine uygun bir sözleşmedir ve bununla ilgili önerge getirdik. Sizden bu konuda destek istiyoruz ve oy istiyoruz arkadaşlar.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)